Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 Ocak’ta partisinin Şanlıurfa İl Kongresi’nde konuşmasını tamamladıktan sonra, İbrahim Tatlıses ile "Urfalıyam ezelden" türküsünü okudu.

Daha önce birkaç kez AK Parti’den milletvekili olmak için başvuru yapan ama bir türlü sonuç alamayan Tatlıses, Erdoğan'a dönüp, "Biz sizinle birlikteyiz, ölene kadar" diyerek gönül koymadığını gösterdi. 

Tatlıses bir şey daha yaptı. Henüz Erdoğan’a kimsenin, uçağa binen gazetecilerin bile açıktan soramadığı o soruyu sordu:

"Önümüzdeki dönem Cumhurbaşkanlığına var mısınız, yok musunuz? Bu sözü alalım." 

Tatlıses’in gazetecilerin bile önüne geçmesi Erdoğan’dan aldığı cevapla oldu:

"Sen varsan varım."

Bir gün sonra, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik konuya yetişti geldi: 

“Cumhurbaşkanımızla yol yürüyenler olarak bu bizim gündemimizde. Bunun Şanlıurfa'da gündeme gelmesinden memnuniyet duyduk. Formüle bakarız, siyasette bir yıl çok kısa, bir gün çok uzundur. Onu konuşuruz. Önemli olan milletimizin istemesidir.”

Erdoğan 18 Ocak’ta Adana’da da  “Allah ömür verdikçe tüm Türkiye'ye hizmet etmeye, 85 milyonun tamamı için hizmet üretmeye devam edeceğiz.” dedi. 

Hiçbir koşulun siyaset yapmasına engel ol(a)mayacağını unutanlara hatırlatırcasına.  

Hem Erdoğan’ın hem parti sözcüsünün açıklamaları “millet” istedikten sonra geriye kalanın teferruattan ibaret olduğunu anlatıyor. O denli rahat, o denli güvenli. 

İki dönem kuralını ve istisnasını onlar yazmamışçasına. Yeni sistem yapıp, ondan öncesini hiç saymamışçasına… 

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Evren Balta, Erdoğan’ın sözlerini alıntıladığı paylaşımında şöyle dedi: 

Cumhur İttifakı seçim startını vermiş durumda. Anayasa değişikliği ile seçilebilme ve seçim kriterleri değişecek; çözüm süreci ile anayasa değişikliğine destek alınacak; yargı yoluyla muhalefet dizayn edilecek, ekonominin toparlamaya başladığı bir dönemde de seçime gidilecek.”

Seçim ortamı göstergeleri

Aynen Balta’nın dediği gibi olabilir. 

Seçim tarihinin ilan edilmemiş olması seçime giden taşların döşenmesine engel değil.

Seçime hazırlık havasını hissettiren, ne Erdoğan’ın tekrar adaylık sinyali ne de CHP’nin erken seçim diye tutturup kırmızı kartı çıkarması ki CHP seçmeni bile heyecanlanmadı o sürprize... 

Erken seçim de adını 40 kere anmakla gelmiyor. 

Ama birbirinden bağımsız olaylar gibi değerlendirilen bazı gelişmeler zamanı tam kestirilemeyen bir seçim için hazırlık yapıldığını gösteriyor. 

Alametler beliriyor yani. Bu alametlerin ilki de aritmetik hesaplamalar.