Fayn Haftalık sizi en kalbi duygularla selamlıyor ve soruyor: Ankara’nın hangi yöne doğrusu güzeldir?
Bayram değil, seyran değil bu soru da nereden çıktı diyor olabilirsiniz.
Şöyle ki, haftanın en önemli olayı Türkiye genelinde yayılan çiftçilerin eylemleri, bu eylemlerin nedenleri ve çözüm önerileriydi.
Onu Çarşamba günü bu konudaki en yetkin ismin kaleminden aktardık. Aşağıda da tekrar hatırlatıyoruz.
Siyasetin ve ülke gündeminin kızışacağı Eylül ayına girmeden, ortalık görece sakin gibiyken bu hafta bir süredir aklımızda olan bir konuya vakit ayırdık. Daha doğrusu ayırmak zorunda kaldık çünkü sosyal medyada ara ara çıkan tartışma bu sefer bizim editör masasının ortasında çıktı.
Bizi yenen İstanbul, Ankara’yı da yenebilir mi? Döner ve simit uğruna ne güneşler batar?
Bozkırın sarısı, Boğaz’ın yeşilli mavisini teke tekte alır mı?
Evet bu hafta derdimiz bu. İstanbul ve Ankara’yı dövüştürüyoruz.
Yanı sıra mülk aşkıyla dolu gönüllere Zeki Müren gibi girecek, deprem riski yüksek bölgedeki arazimden nasıl parayı vururum diye dertlenenlere “Çek bir sandalye de biraz konuşalım” diyecek yazılarımızla, veganlık konusuna balıklama dalmamızla ve İran-İsrail gerilimi ile siyasetin seviye ayarlarına attığımız bakışlarla alandayız.
Başkent vs. Tek Kent
“Ankara’nın en güzel yanı İstanbul’a dönmesi” cümlesiyle jenerasyonlar büyüdü.
Arada her bahtı kara Güzel Ankara’yı görmek istedi, İstanbul’u sevmeyen gönüller aşkı ne anladı.
Lakin zamanlar değişir. Değişti de. Şimdilerde belli kategorilerde İstanbul’dan Ankara’ya göç hareketleri görülüyor. Bu da eski kıyaslamaları ve şehir itişmelerini yeniden doğurdu.