İlkokul ve lise yıllarınızı düşünün. Yaz tatili dönüşünün ilk dersinde (genellikle de Türkçe veya edebiyat öğretmeninin) klasik sorusudur: "Geçen yaz ne yaptınız?" 

Siz köyünüzü, okuduğunuz kitapları, gezdiğiniz yerleri ya da ruhsal yolculuğunuzu mu anlatacağınıza karar vermeye çalışır durursunuz. Bu esnada bazı sınıf arkadaşlarınız Badi Ekrem edasıyla “Ben bu yaz nerdeydim” diyip, Paris’teki Olimpiyat altınından bahsedebilir. Bu sonbahar, ABD'deki bazı üniversite öğrencileri muhtemelen bunu gerçekten yaşadı.. Çünkü Birleşik Devletler'in üniversiteleri Paris 2024’e tam anlamıyla damga vurdu.

Madalya rekortmeni ABD üniversiteleri

%4'lük öğrenci kabul oranıyla ABD'nin en seçici üniversitesi olan Stanford'dan çıkan öğrenciler Paris'te 12’si altın olmak üzere tam 39 madalya kazandılar. Bu başarı ile madalya tablosunda tek başlarına 194 ülkeyi geride bırakıp 8. sıraya yerleşebilirlerdi. Hatta bunu yaparken dünyada ekonomik güç olarak ilk 10'da yer alan Almanya, İtalya ve Kanada gibi ülkeleri geride bırakmış olacaklardı. Stanford’ın bu başarısı büyüleyici olsa da alışılmadık değil. Çünkü 128 yıllık olimpiyat tarihinin tüm zamanlar listesine de 162'si altın toplam 335 madalyayla 11. sıradan girebiliyorlar.