Hafıza Mekânları kitabının yazarı Fransız tarihçi Pierre Nora'nın şöyle bir tezi var: Bellek coğrafi mekânda hayat bulur. Öyle ki alelade bir sokak adı bile toplumun hatıralarında rol oynar.
Abdi İpekçi Spor Salonu da Türk basketbolunun ve basketbolseverlerin belleğiydi. Nesiller boyu yaşatılması gerekirken, aksi yöne gidilip yok edildi. Anıların başrolü Abdi İpekçi yerle bir oldu.
9 Haziran 2017 tarihinde, Türkiye Milli Kadın Basketbol Takımı'nın Letonya ile yaptığı hazırlık maçıyla basketbol severlere veda eden Abdi İpekçi, yerini ilk kez geçen hafta Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko arasında oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası maçıyla kapılarını açan Basketbol Gelişim Merkezi'ne bıraktı.
Basketbolumuzda var olan kronik sorunları bir kenara koyarsak Abdi İpekçi'nin temelinin atılmasından salonda son düdük sesinin yankılandığı güne kadar hem milli takımlarımız hem ligimiz istikrarlı bir şekilde ilerliyordu.
Bir salondan daha fazlası
Hem spor hem de sanata sunduğu hizmetlerle Abdi İpekçi bir salondan fazlasıydı.
Açılışı, 3 Haziran 1989’da ABD’li Harlem Wizards ile Washington Generals takımları arasında oynanan gösteri maçıyla yapıldı. Bu ihtişamlı açılışla birlikte Türk basketbolu da yükseliş dönemine girdi.
1996’da Koraç Kupası’nı kazanan (o dönemki adıyla) Efes Pilsen, finalin ilk ayağında Abdi İpekçi’de büyük taraftar desteği ile Stefanel Milano’yu 76-68 mağlup etmişti. A Milli Erkek Basketbol Milli Takımı'nın 12 Dev Adam lakabını aldığı Eurobasket 2001’in finaline de ev sahipliği yapan salonda milli takımımız kupaya bir kala Yugoslavya’ya kaybederek ikinci oldu.