*Bu yazıda 4 bölümlük mini dizi Adolescence hakkında “sürpriz bozan” bilgiler yer alıyor olabilir.

Yeni Netflix dizisi Adolescence, hızlı ve sert bir açılış sahnesiyle başlıyor; bir SWAT ekibinin şafak operasyonunu izliyoruz. Evin kapısını koçbaşıyla kırıyor zırhlı polisler. “Burası bir örgüt evi falan mı acaba” diye düşünüyoruz ama içeride fazlasıyla sıradan bir çekirdek aileyle karşılaşıyoruz. Polis, karşısına çıkan tüm aile bireylerini büyük namlulu silahlarla yerlere yatırıyor. Herhalde, diyoruz, aradıkları kişi evde saklanan bir seri katil veya tanınmış bir terörist… 

O tahminimiz de tutmuyor. Aranan kişi 13 yaşında, renkli pijamasının içinde saf saf bakan bir erkek çocuğu. Karşısında polisleri gören “çocukcağız” oracıkta altına ediyor ve apar topar karakola götürülüyor. “Ne yapmış olabilir ki”, “Her ne ise, o yapmış olamaz” gibi duygu ve düşünceler birbirine giriyor.

Dizinin her bölümü “tek plan” ya da “plan sekans” diye adlandırılan teknikle, yani hiç kesmeden çekildiği için adeta oradaki bir karakter gibi olaya yakından tanıklık ediyorsunuz. Sonrasında da kendinizi karakolda bir koridordan diğerine, sorgu odasından hücreye yürüdüğünüz bir süreçte buluyorsunuz. Dizinin yaratıcıları böyle bir olay gerçekten bir ebeveyn olarak başınıza gelse “ne yapmanız gerekir” ve “nasıl hissederdiniz”i yaşatmak istemiş. Başarıyorlar da bunu. 

Gerçeklerden esinlenen kurmaca bir hikâye

Adolescence’ta suçu işleyen Jamie 13 yaşında bir erkek, gerçek hayatta böyle biri yok ama onun işlediğine benzer suç hikâyeleri son dönemde artmış durumda. Dizinin yaratıcılarından ve başrollerinden Stephen Graham gazetede okuduğu iki ergen cinayetinden çok etkilenmiş. Her iki olayda da ergen erkekler, yaşıtları kızları öldürmüşler. O dönem Graham, yine ergenler tarafından bıçakla işlenen başka suç hikâyeleriyle karşılaşmaya devam edince bu konuda mutlaka bir söz söylemeliyim diye düşünmüş. 

Konuyu daha önce Help ve The Virtues gibi işlerde birlikte çalıştığı yazar-senarist Jack Thorne’a götürmüş. O da meseleyi derinlemesine araştırmaya başlamış. Araştırması sırasında onu en çok etkileyen kitaplardan biri, 1968’de iki okul öncesi erkek çocuğunu öldüren 11 yaşındaki Mary Bell’in öyküsünün anlatıldığı Cries Unheard: Why Children Kill / Duyulmayan Çığlıklar – Çocuklar Neden Öldürüyor olmuş. Thorne ayrıca kendi ergenliğinden de çok unsur katmış Jamie karakterine. Sadece üç yıl önce otizmli olduğunu öğrenen ve şu an 46 yaşında olan Thorne, gençken aklımdan geçen kötücül düşünceler eyleme dökülebilirdi diye düşünerek Jamie’yi oluşturmuş. Bir diğer karakter olan Adam’da (komiserin oğlu) da teşhis konulmamış otizm üzerinde duruluyor gibi.   

İşin tekniği – Durdurmadan, kesmeden, nonstop çekmek! 

Dizinin her bölümünün nasıl “tek plan”la çekildiği çok konuşuldu ve çok merak edildi. Daha önce tek plan çekilmiş çok film izledik. Yakın dönemde Victoria akla geliyor, soygun ve çatışma gibi aksiyon sahneleri de içeren bir filmdi bu ve 3 kere filmi baştan sona çekerek sorunsuz ya da “ideale yakın” çekime ulaştıklarını biliyorduk.