Fayn Haftalık’tan merhaba.
Türkiye hâlâ 19 Mart gündeminde. Tutuklanan gençlerin durumu, CHP’nin baskın kurultayı, politikacılar ve ahlak sorunsalı, X’ten Bluesky’a göç, İstanbul Film Festivali bu hafta Fayn’ın yazıişleri masasında pişen konulardan bazıları.
Hazırsanız başlayabiliriz.
Gündeme geçmeden Fayn üyeliğinizi abonelikle pekiştirmek isterseniz bu bağlantıda sizi bekliyoruz.
Yok yere tutuklanan gençlerimiz
“Gençler neden hapiste?” diye soracağız ama aslında biraz retorik bir soru olacak, çünkü aslında neden olduğuyla ilgili hepinizin bir fikri vardır. Fayn aileler ve avukatlarla konuştu, çocukların cezaevinde yaşadıklarını ve 18 Nisan’daki mahkemede yaşanması muhtemel durumları kaleme aldı.

Delege neye kredi açtı, ne kadarlık açtı?
Baskın seçim görmüştük ama baskın kurultay o kadar sık karşılaştığımız bir şey değildi. CHP’nin kayyum tehlikesine karşı gerçekleştirdiği kurultayı bu kategoriye alabiliriz. Kurultay dikkat çekici sonuçlarla tamamlandı. Genel Başkan Özgür Özel gücünü nasıl pekiştirdi, delege ona neden kredi açtı, kimin kredisini nasıl kesti? Fayn Ankara muhabiri kurultay salonuna gitti, gördü, yazdı.

Aristoteles de fazla mı safmış ya?
Ahlaklı politikacı olur mu? İşte size soru gibi bir soru. Çoğunuzun buna gündemin de verdiği haklı gerginlik ile sert bir “Hayır” çektiğinizi duyar gibiyiz. Ama konuyu biraz açmak istiyoruz. Bu açma noktasında da yetkili bir isme, Ahlak Bekçisi’ne danışıyoruz. O da iade-i soruyla karşımıza geliyor ve diyor ki: Biz ne kadar ahlaklıyız ki yöneticilerimiz ahlaklı olsun? Devamını Bekçi’den dinliyoruz.

Murat Abbas kimdir?
İstanbul’un son yıllardaki birçok kültürel etkinliğinde imzası bulunan İBB Kültür AŞ Genel Müdürü Murat Abbas, 19 Mart sürecinde kendini cezaevinde bulan isimlerden. Fayn, İstanbul’un seslerini kültürel şölenlere dönüştüren, Türkiye’nin en büyük dijital deneyim müzesini açan Abbas’ın kente kattıklarını inceledi.

Dünya dünya olalı, ekonomisi böyle gümrük görmedi
Trump, “kurtuluş günü” dediği 2 Nisan’da, ABD’nin Çin’den ithalatına yüzde 34’lük ek gümrük vergisi ilan etti. Çin aynı oranda misillemeye gitti. Trump vergiyi yüzde 54 yaptı. Çin, ABD’ye yüzde 84 gümrük vergisi açıklayınca da oranı yüzde 104’e çıkardı. Küresel ekonominin bir müzayede salonuna döndüğü bu ortamda küresel resesyondan tedarik krizlerine her şey bekleniyor. Bu itişmeler dönemi dünyayı nereye götürür ve Türkiye’ye etkisi ne olur? Metin Ünder, Fayn için yazdı.

Milyarderlerin saltanatı uğruna milyonların canı yanıyor
ABD'de, Balkanlarda ve Batı Avrupa'da halk, çeşitli sebeplerle aylardır sokaklarda. Onları öfkeyle sokağa atan tetikleyici olay farklı olsa da talep aynı: Demokrasiye yönelik saldırıların, milyarderlerle siyasilerin bir araya gelerek oluşturduğu bu yozlaşmış sistemin son bulması. Peki bu mümkün mü? Fayn bazı cevapları aradı.

Tak etti canımıza bu Musk’lı balo
Normal insanların Elon Musk’tan tiksinmek için zaten yeterince nedeni vardı. Son dönemde dahası da geldi. Musk’ın sahibi olduğu sosyal medya platformu X, 19 Mart’ta başlayan protestoların ardından Türk mahkemelerinin kararlarını gerekçe göstererek birçok hesaba erişim engeli getirdi. Kullanıcılar kitleler halinde Bluesky’a geçmeyi başladı. Belki de bu bizim için Musk’tan ve grotesk varlığından uzaklaşma fırsatıdır.

Bize özgü problemlerde bugün:
Sahte içki ve ölümler
Türkiye’de medeni ülkelerde olmayan sebeplerden ölmek gibi bir problemimiz var. Örneğin sahte içki. Türkiye’de 2025 yılının ilk iki ayında sahte içki nedeniyle en az 152 vatandaş hayatını kaybetti. Ankara’da hayatını kaybedenlerin sayısı 81’e ulaştı. Sahte içkilerden ölümler artınca alkol politikaları gündeme geliyor ancak bir sonraki kitlesel ölümlere kadar tekrar unutuluyor. Fayn “Nasıl olacak bu işler?” diye sordu ve kafa yordu.

Dilan hakkında konuştuk

Üretmekte zorlanmak ve belirsizlik bir süredir Türkiye’deki gençlerin temel dertleri arasında. “Dilan Hakkında Konuşmalıyız” tam da bu probleme odaklanıyor ve Türkiye’de genç olmaya dair bir resim çiziyor. ‘Mocumentary’ tarzında çekilen filmin yönetmeni Umut Şilan Oğurlu ile buluştuk, Dilan hakkında birçok şeyi konuştuk.

Set şartları zorlu ama bazılarına daha zorlu
Sinema demişken… Dizilerimizi dünyaya satıyoruz. Oyuncularımız, yönetmenlerimiz, yapımcılarımız iyi kazanıyor. Allah daha da versin. Ama onlar kadar çalışıp kazanamayanlar da var. Örneğin figüranlar ve yardımcı oyuncular. Başrol oyuncular karavanda, onlar yağmur, kar demeden dışarda. Yardımcı oyuncular işlerinin sürekli olmamasından, “Asıl işin ne?” sorusundan da mustarip.

Uzak dillerden bize varan yolculuk
Fayn mikrofonlarını bu kez çevirmenlere uzatıyor. Ama öyle İngilizce, Fransızca, İspanyolca değil (ki onlara da saygımız sonsuz). Japoncadan, Finceden, Koreceden Türkçeye eser taşıyanlarla konuşuyoruz. Dilbilimsel açıdan “mesafeli” görünen, ana akım diller dışındaki edebiyat eserleri Türkçeye nasıl kazandırılıyor? Üç deneyimli çevirmenle mesleğe giriş hikayelerini, karşılaştıkları zorlukları ve genç çevirmenlere tavsiyelerini konuştuk.



İBB Kültür AŞ tarafından hayata geçirilen Dijital Deneyim Merkezi, Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise ikinci büyük dijital müzesi. Sütlüce’de yer alan merkez, artırılmış gerçeklik, yapay zeka, interaktif projeksiyon gibi teknolojik yöntemlerden faydalanarak müze deneyiminizi başka bir perspektifle şekillendiriyor. Fayn’ın bu haftaki önerisi, Müze’nin güncel sergisi olan Gelenekten Geleceğe: Kültürel Belleğin Dijital Yansımaları. Sergi, geleneksel Türk sanatlarını dijital araçlarla yeniden yorumluyor.
Son olarak sahneyi Haftanın Karikatürü için Zehra Ömeroğlu’na bırakıyoruz. Haftaya görüşmek üzere…
