"Almanya’da çalışan, yazları da 6 haftalığına Türkiye’deki yazlığına tatile gelen bir yazlık komşumuz var. Pek anlaşamıyoruz kendisiyle. Anlaşamadığımız en önemli mesele de park problemi. Neymiş efendim, arabamızı evinin önüne park etmeyecekmişiz çünkü deniz manzarasını kapatıyormuş.

Bu meseleyi bir büyütüyor, bir uzatıyor ki sormayın. Hatta işi iyice abartıp herkese park etme dersi vermeye kalkıyor. Sabahtan akşama kadar oturuyor evinin bahçesinde, yok oraya park edilmez, yok araba oraya öyle bırakılmaz…

Her gün, sabahtan akşama kadar evinin bahçesine oturup park bekçiliği yapmak tatil midir Allah aşkına? Valla gidip yüzüne “bi gevşe be adam” diye bağırmak istiyorum. Sizce böyle bir şey yapsam ahlak dışı mı davranmış olurum? 

Yoksa o mu ahlak dışı davranıyor?

Bunu soruyorum, çünkü esas derdinin manzara falan olduğunu düşünmüyorum. Bence onun asıl derdi park meselesini bir sorunmuş gibi gösterip bizi yönetmek ve tüm mahalleyi hizaya sokmak. Sizce onun bu eylemi ve huzur vermemesi midir esas ahlak dışı olan?"

İsmini vermek istemeyen okur.

Ne manzaraymış be kardeşim…

Değerli okurumuz,

Bundan yaklaşık iki ay önce sizden dertli olmasın, başka bir okurumuz “komşumun ağaçları deniz manzaramı kapatıyor” diye yazmıştı. Bu manzara meselesine orada cevap vermiştim. Gerçi orada ağaçları kesmekle ilgili bir problem vardı, sizde ise arabayı park etmek kesiyormuş manzarayı.

Hem daha önce bu manzara meselesini doğaya ve insanlığa karşı sorumluluklarımız üzerinden değerlendirdiğim için hem de siz de zaten manzara kapanmasını komşunuzun bir bahane olarak kullandığını düşündüğünüz için hiç girmiyorum işin bu tarafına.

Ah şu kurallar olmasa…

Ne rahat yaşarız değil mi kurallar olmasa, istediğimizi yapsak, dilediğimiz gibi yaşasak… Ama işte öyle olmuyor, olamıyor.