NBA'de merakla beklenen, bu defa bizler için de ayrı bir öneme sahip All-Star haftası geldi çattı. 74. edisyonun gerek yeni formatıyla gerekse Alperen’in varlığıyla Türkiye’den de büyük ilgi çekeceği kesin.

All-Star organizasyonu, bir gösteri maçı olmaktan öte, basketbolun zirvesini ve kültürel etkisini temsil eden bir gelenek. Her yıl şubat ayında, Amerikan Futbol Ligi'nin (NFL) finali Super Bowl'dan bir hafta sonra, cumadan pazara üç gün boyunca düzenlenen bu etkinlik, o sezonun en iyilerini bir araya getiriyor. 

Çeyrek asır sonra ev sahibi Golden State Warriors

1951'den beri düzenlenen All-Star maçı, 2025'te San Francisco'da 74. kez basketbol severlerle buluşacak. Bu seneki organizasyonun ev sahibi 25 yıl aradan sonra tekrardan Golden State Warriors olacak. 2010'lara damga vuran Warriors, NBA'in en büyük yıldızlarını en son ağırladığı günlerde henüz Kaliforniya’nın Oakland şehriyle aynı adı taşıyan Oakland (ya da daha yaygın adıyla Oracle) Arena’da maçlarına çıkıyordu. 2019’da yeni salonu Chase Center’a, yani Amerika’nın genç yatırımcılarının, teknoloji zenginlerinin gözdesi Silikon Vadisi’nin şehrine, San Francisco’ya taşındı. 

San Francisco, Kaliforniya'nın en yüksek nüfusa sahip dördüncü şehri. Los Angeles’ın ardından bölgenin en önemli basketbol merkezi. Golden State’in geçmiş on beş yıldaki başarıları da düşünülünce şehirdeki basketbol yatırımları ligin zirvesine yaklaşmış durumda. Özellikle takımın süper yıldızı Stephen Curry’nin ev sahipliğini şovun her anında hissetmek mümkün olacaktır. Böylesine büyük bir pazarda olmak All-Star hafta sonlarının kalitesini de her daim etkileyen bir unsur. Görkemli şovlar, boy boy Hollywood ünlüsü ve ateşli bir taraftar kitlesi görmemiz işten bile değil.

Nedir bu All-Star?

Başlangıçta, All-Star maçı, Doğu ve Batı Konferansı'nın en iyi oyuncularının karşılaştığı, yüksek skorlu, nispeten düşük eforlu, yer yer mücadeleci fakat çoğunlukla da sakatlıktan kaçınmak adına sakin geçen bir mücadeleydi. 

2000 yılından itibaren devre arasında müzikal performanslara yer verilmeye başlandı. 2018'de, Amerikan Hokey Ligi (NHL) All-Star maçından esinlenerek, konferans ayrımı olmaksızın, en çok oy alan iki oyuncunun kaptanlığında takımların kurulduğu bir draft formatına geçildi. LeBron James ve Stephen Curry, bu formatın ilk kaptanları olarak tarihe geçti. 2020'de, son periyotta oyun saatinin durdurulduğu ve hedef skorun belirlendiği "Elam Ending" kuralı getirilmişti ancak bu kural eski formata dönülen 2024 yılında kaldırıldı. 2025 için ise yeni bir format duyuruldu.

Yeni format, dört takımlı bir mini turnuvayı içeriyor. İki yarı final maçı ile başlayan müsabakaları kazanan takımlar şampiyonluk maçında karşılaşacak. Her maçta, 40 sayıya ilk ulaşan veya geçen takım galip sayılacak. Curry ve Damian Lillard gibi şutörlerin sıcak günlerine denk gelirsek maçların kaşla göz arasında bitmesi işten bile değil.

Organizasyonda neler var?

All-Star'da mücadele edecek takımlar daha önce olduğundan farklı bir şekilde oluşturuldu. "Inside the NBA" programının analistleri Charles Barkley, Shaquille O'Neal ve Kenny Smith, her biri sekiz All-Star oyuncusundan oluşan üç takım kurdu. Dördüncü takım ise, 15 Şubat Cumartesi günü TSİ 5.00’te NBA'de ilk iki yılını geçiren oyuncular ile NBA'in ikinci ligi G League'in yıldızlarının yer aldığı Rising Stars (Yükselen Yıldızlar) maçının sonunda belirlenecek. Bu takımın onursal genel menajeri TNT kanalının analisti Candace Parker olacak.

Hazır lafı geçmişken All-Star maçı dışındaki diğer etkinliklerde neler olacak göz atalım. Rising Stars'ta birbirinden aç ve genç yıldız adaylarının kıyasıya mücadelesine sahne olacağız. Diğer yandan cumartesiyi pazara bağlayan gece TSİ 4.00’te sırasıyla Yetenek, Üçlük ve Smaç Yarışmaları düzenlenecek. 

Son yıllarda rekabetin üst seviyelere çıktığı Üçlük Yarışması'nda Milwaukee Bucks'ın yıldızı Damien Lillard, ev sahibi Buddy Hield ve %44’lere yaklaşan dış atış yüzdesiyle formda bir sezon geçiren Darius Garland katılımcılar arasında öne çıkıyor. Smaç yarışmasında ise G League oyuncusu Mac McClung’ın üst üste üçüncü kez şampiyonluğa ulaşması ihtimaller arasında. 

Yetenek yarışmasında NBA'in deneyimli isimlerinden Chris Paul ile yeni yıldızlarından Victor Wembanyama'nın eski ve yeniyi temsili, ortaya koyabilecekleri oldukça yüksek yetenek tavanı şimdiden arşivlere güzel görüntüler eklemeyi hayal ettiriyor.

Takımları, Doğu ve Batı Konferansı'nın en iyi derecelerine sahip takımlarının koçları Cleveland Cavaliers'tan Kenny Atkinson ve Oklahoma City Thunder'dan Mark Daigneault yönetecek. Bu koçlar, birer yardımcılarını diğer üçüncü All-Star takımını ve Rising Stars şampiyonunu yönetmek üzere seçecekler.

All-Star öncesi kostüm provası

All-Star maçlarının oynanacağı, pazarı pazartesiye bağlayan gece 4.00’te ise önce Barkley’in Global Yıldızları (Chuck’s Global Stars) ile Smith’in Genç Yıldızları (Kenny’s Young Stars), sonrasında ise Shaq’ın OG’leri (Shaq’s OGs) ile Candace Parker’ın Yükselen Yıldızları (Candace’s Rising Stars) karşı karşıya gelecek. Kazanan takımlar ise finalde bir kez daha kozlarını paylaşacak.

Barkley’in takımında isminden de anlaşılacağı gibi ABD dışından yıldızlar oldukça ağırlıkta. Kenny Smith’in ekibinin en tecrübeli ismi daha önce üç kez All-Star'da oynayan Anthony Edwards olurken, Shaq’ın deneyimli kadrosundaki dokuz ismin toplam All-Star sayısı tam tamına 91. Pazartesi sabah saat 4’te ilk maçı oynayacak Chuck ve Kenny’nin takımlarındaki 17 oyuncunun toplamı ise yalnızca 57.

Bu oyuncular için cazip de bir ödül havuzu var. Organizasyon buraya toplamda 1,8 milyon dolarlık bütçe ayırdı. Kazanan takımın her oyuncusu 125 bin dolar, ikinci takımın oyuncuları 50'şer bin dolar, üçüncü ve dördüncü takımların oyuncuları ise 25'er bin dolar kazanacak. Bu yeni format, All-Star hafta sonuna heyecan ve rekabet katarken, "Inside the NBA" ekibinin de etkinliğe dahil olmasıyla bize eğlenceli üç gün vaat ediyor.

Türkiye'nin gözü Alperen'de olacak

Alperen Şengün’ün Giresun'da tesadüfen başlayan basketbol yolculuğu, onu 12 yaşında Banvit'e, oradan Beşiktaş'a ve nihayetinde 2021 NBA seçmelerinde Houston Rockets'a taşıdı. 22 Ekim 2024’te imzaladığı 5 yıl için 185 milyon dolarlık rekor sözleşmeyle Türk spor tarihine geçti. Ardından ocak ayının sonunda All-Star Batı Konferansı yedekleri arasında yer alarak onurlandırıldı. Mehmet Okur'dan sonra bu başarıyı elde eden ikinci Türk basketbolcu oldu ve yıldızlığı adeta hem taraftarların hem rakip koçların hem de medyanın gözünde tescillendi.

Alperen’i bu noktaya getiren ise azmi ile sahada gösterdiklerinden başka bir şey değil. Houston Rockets iki yıl öncesine kadar ligin son sıralarında yer alan, en kötü savunmalardan birine sahip bir takımdı. Alpi'nin önderliğinde Batı Konferansı'nın zirvesine oynayan ve ligin en iyi savunma yapan takımlarından birine dönüştü. 

All-Star seçildiği tarihe kadar maç başına 19,1 sayı, 10,4 ribaund ve 5,0 asist ortalamalarıyla oynadı. En çok eleştirildiği konu savunmaydı. O alandaki becerilerini de geliştirerek "Alperen'le iyi savunma yapılamaz" tezine cevabını yüksek perdeden iletti.

Ancak 22 yaşındaki Alperen için bu, sadece bir başlangıç. Muhtemelen önümüzdeki yılların birçoğunda All-Star hafta sonunda tatil yapma şansına sahip olmayacak. Temsilcimiz, Charles Barkley’nin Global Stars takımında mücadele edecek. İlk yarı finalde Kenny Smith’in genç yıldızları ile karşılaşacaklar.

LeBron, Durant, Curry ve Harden'ın son dansı

NBA’de 2010’lar oyundaki değişikliklerin çıplak gözle seçilebildiği, hızlanan oyunun televizyon reytinglerini paramparça ettiği bir dönemdi. İzleyici deneyimi açısından oldukça sıkıcı geçen 2000’lerin en büyük katkısı ise 2010’lara damga vuracak oyuncuların bu dönemde seçilmiş olması olabilir.

2000’li yılların ortasına doğru lige liseden aktarmasız giren ve kısa sürede rüştünü ispatlayan LeBron James, 2010’lu yıllarda Cleveland'ı bırakıp yeteneklerini güney sahillerine, Miami'ye taşıdığını açıklayan televizyon açıklaması ile bir kötü karaktere dönüştü. Ardından tarihin en iyi oyuncusu listesinde basamakları hızla tırmandı. İlk şampiyonluklarını yine bu dönemde kazandı.

2000’li yılların sonunda lige katılan Steph Curry, Kevin Durant ve James Harden ise LeBron'un en ezeli rakipleriydiler. LeBron da Miami macerasının ardından yuvaya dönünce yeniden sevgi görmeye başladı. Curry ve ondan neredeyse vazgeçme noktasına gelen Warriors, Steve Kerr’ü başantrenör ilan ettikten sonra NBA'in en keyifli rekabetlerinden biri yaşandı. 

Golden State Warriors-Lebron James çekişmesini doruklarda yaşadığımız dönemde bu dörtlüden en az ikisi 6 finalde karşı karşıya geldi. Lebron James 8, Stephen Curry 5 ve Kevin Durant 4 finalde parkedeydi. Bir şampiyonluk kazanamayan en büyük oyunculardan olan Harden ise basketbolda bire bir hücumu yeniden tanımladı, geri adımlayarak attığı stepback şutları yeni trend haline getirdi. Dörtlü bu dönemdeki on MVP (en değerli oyuncu) ödülünün altısına sahip oldu.

Bugün devamlılıklarıyla ardıllarını imrendiren LeBron, Durant ve Curry, basketbol kariyerlerinin sonuna yaklaşırken 2024 yazında Amerika’yı bir kez daha olimpiyat altınına taşıdılar. Kaderin cilvesi odur ki Paris’in üzerinden henüz yarım sene geçmişken bir son dans şansı daha doğdu. Shaq’ın onursal genel menajerliğini yaptığı takım, bu dört efsaneyi aynı takımda buluşturdu. 

San Francisco’da, şefin evinde bu büyük efsanelerle vedalaşmak organizasyona büyük renk katacaktır. 2025 All-Star birlikte on yılı tanımlayan bu dörtlüyü aynı parkede, aynı takımda izlemek için son fırsat olabilir. Ayrıca LeBron 21. kez All-Star olarak kendi rekorunu tazelerken, Durant 15'ten fazla All-Star seçilen sekiz oyuncudan biri olarak özel bir kulübe katılacak.

Devir teslim

Büyük yıldızlardan bahsetmişken, gelecekte onların yerini alma adayı bazı isimlerin ilk All-Star maçlarını anmadan olmaz. 

2021 Draft'ından Alperen hariç seçilen iki isim daha ilk kez bu büyük sahneye adımlarını atacak. Cade Cunningham ve Evan Mobley bu sezon kariyerlerini bir adım ileriye taşıyarak All-Star hafta sonunda olmanın haklı gururunu yaşayacaklar. Lig lideri Oklahoma City Thunders’ın sac ayaklarından Jalen Williams da Batı yedeklerinden All Star’a dahil oldu. Son iki sezonda yaptığı büyük sıçramayla All Star seviyesini hak eden Tyler Herro da Doğu yedeklerinden listeye adını yazdırdı. 

Tüm bu isimlerin yanı sıra daha şimdiden reytingleri, rekorları altüst eden Victor Wembanyama da ikinci sezonundan şovun bir parçası olma şansını kazandı. Wemby tıpkı Alperen gibi Charles Barkley’in takımında forma giyecek. Karşı karşıya geldikleri her maç büyük bir şova sahne olan bu ikilinin yan yana performansı bizi şimdiden oldukça heyecanlandırıyor.

Küresel bir oyun

Son bir parantez de NBA’de son yıllarda görünürlüğü artan uluslararası oyunculara gelsin. Bundan çeyrek asır önce, Golden State Warriors ev sahipliğinde düzenlenen All-Star'da iki takım kadrosundaki toplam uluslararası oyuncu sayısı yalnızca birdi. O isim de 21 yaşında Georgetown Üniversitesi’nde basketbol oynamaya başlayan Dikembe Mutombo’ydu. Aradan geçen bu sayı düzenli olarak arttı ve bugün yediye ulaştı. Bu da demek oluyor ki sakatlanan oyuncuların yerine dahil olan Kyrie Irving ve Trae Young’ı saymazsak ligin zirvesinde yer alan 24 oyuncunun 7'si uluslararası arenadan. Bu sayı her sene artmaya da devam edecek gibi duruyor. 

Ligin muhtemel MVP adayları Nikola Jokic ve Shai Gilgeous-Alexander, Genç Avrupalı starlar Alpi ve Wemby, kökeni Afrika kıtasına dayanan Giannis Antetokounmpo ve Pascal Siakam, Dominikli Karl-Anthony Towns gibi isimlerin tamamı Charles Barkley’in takımında kendilerine yer bulacaklar. Bu takımdaki geri kalan iki isim olan Kyrie Irving ve Donovan Mitchell'ın da doğum yeri ve soy ağacı ABD dışına dayanıyor.

Formatına ve eğlencesine dair olanca tartışma bir kenara basketbol severler olarak hepimiz All-Star gecesi ekran başında olacağız. Kalan 362 gün 6 saat boyunca bu tartışma sürebilir. Ancak ilgili/ilgisiz herkesi de bunun bir eğlence işi olduğunu unutmamaya, yarışmalardan azami keyfi almaya, Lebron-Durant-Curry üçlüsünü son kez aynı parkede izlemeye ve tabii ki Alperen Şengün adına gururlanmanın keyfine varmaya davet ederiz. 

Ve artık sahne dünyanın en büyük basketbol yıldızlarının.

🏀
Fayn, güç sahiplerini denetlemek, bakış açılarımızı genişletmek ve 21. yüzyılın enformasyon karmaşasına direnebilmek için var. Fayn'a sınırsız erişim için ücretli abonelerimiz arasına katılın. Abonelik seçeneklerini inceleyin.
Bağlantı kopyalandı!

Yazan:

Yiğit Şen

Yiğit Şen

26 Ağustos 2004’te İstanbul’da doğdu. Kadir Has Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman öğrencisi. Basketbol izliyor, konuşuyor, yazıyor.

İbrahim Bora Kaya

İbrahim Bora Kaya

2000'de doğdu. Marmara Üniversitesi Almanca Mütercim-Tercümanlık bölümünde okuyor. Spor tarihine meraklı ve spor tarihi araştırmaları yapıyor. Fotoğrafçılığa ve analog fotoğraf makinelerine ilgili.