“Anne olunca sana ne oldu?” yoklamasında son durak Füruzan Aydın.
Füruzan oyuncu ama “şu anda bu işin Türkiye’de yapılış şekliyle alakalı olarak sorunlar yaşayan” ve dolayısıyla “bu dünyanın içinde kendini konumlandıramayan” bir anne.
Bunun dışında tam bir botanik birey. Nebatat dünyasına aşık, toprakla uzun yıllardır mesaisi olan biri. Eşi Aşkın Şenol’la Şile’de müstakil hayata geçtiğinden beri de yoğun şekilde bahçeyle uğraşıyor.
Kızı Kiraz iki yaşında. Hâlâ emzirdiği için Füruzan kendini hâlâ o “bulanık” yerde tanımlıyor. Füruzan’a “anne olunca sana ne oldu?” diye sorduğumda, “Beni yalnızlık çok zorladı” diyor.
Nasılsın diye başladım söze. Annelikte altın değerinde bir soru bu neticede:
“Çok yorgunum, Melisa. Kafam çok bulanık. Tuhaf bir şekilde bir yerden devam edecek gücü buluyorum. Seninle görüşmeden önce şunu bile düşündüm; acaba Melisa’nın sorularına doğru dürüst cevap verebilecek miyim, dedim. Kelimeleri karıştırıyorum, cümleleri tamamlayamıyorum. Rutin işleri sırayla yapabiliyorum, onda sıkıntı yok. Ama sosyal ilişki kurmak konusunda becerilerim sıfırlanmış durumda. Sanıyorum ben daha kimyasal ve fiziksel değişiklikleri atlatamadım. Her şey bana hâlâ çok sıcak geliyor.”
Lohusalığın teknik olarak ifade edilen süresi hakkında benim hep şüphelerim oldu. Konuştuğum anneler de hep doğruladı bu şüphemi. Lohusalık çok kişisel bir süreç. Ben örneğin kızımın dört yaşa yaklaştığı şu günlerde lohusalığımın yeni yeni bittiğini hissediyorum. Herkesin yaşam dinamikleri farklı. Füruzan hâlâ emziriyor, tabii ki bu da bambaşka bir ruh halini tetikliyor: