Kadehlerin havada uçuştuğu bir Cumartesi akşamı, arkadaşınızın doğum gününde kalabalık bir grup toplanmışsınız.

Bardaklar bir daha doldurulurken sizin elinizle “istemiyorum” işareti yapmanızı arkadaşlarınız umursamıyor. “Aaa olur mu öyle hiç, içeceksin” cevabını almanız muhtemel. Sosyal çevrenizin üstünüzde oluşturduğu bu baskıdan hoşnut değilsiniz ama “sıkıcı” damgası yemeyi göze alamıyorsunuz. 

Bir başka akşam yemeğinde canınız yine alkollü içki çekmiyor. Artık daha sağlıklı beslenmek ve bedeninize iyi bakmak istiyorsunuz. Bir yandan da ay sonu, menüdeki fiyatlarla tedirgin bir şekilde bakışıyorsunuz. Buna rağmen herkesin içtiği bu yemekte “ben içmeyeceğim” demek çevrenizdekilerin şaşkın bakışlarını üzerinize çekmek demek. 

Acaba alkol almayı gerçekten seviyor muyum ya da istiyor muyum diye sorguladığınız bir dönemde tam da sizi anlatan bir akım karşınıza çıkıyor: “sober-curious” olmak. 

Bilinçli alkol tüketimini teşvik eden, ayık olmayı merak edenlere hitap eden bu konsept, sağlığını önemseyen, “peer pressure” dediğimiz akran baskısından bıkmış ve dayatılan sosyalleşme formlarına inat eden kişileri kapsıyor. Alkole tamamen küsmenize de gerek yok, sadece yer etmiş bir davranışa karşı iradenizi test etmiş olacaksınız. 

“Sober-curious” nereden çıktı?

Bu terim, WGSN adlı bir trend analizi şirketinin alkolsüz içeceklerin popülerleştiğini fark etmesiyle çıkıyor. Trend, insanların ayıklığa olan merakı ve belki de ihtiyacının üstünü çiziyordu. 

WGSN’de yiyecek ve içecek stratejisti olan Rachel Tan diyor ki “Bizim öngördüğümüz şey, alkolsüz içecek pazarının premium’laşması ve kendi ayakları üzerinde durabilen yeni alkolsüz klasiklerin yükselişi. Yani, alkol içermeyen ve alkolü taklit etmeyen, karmaşık tatlar sunan, olgun içim deneyimleri sağlayan daha sofistike seçeneklerin artması.”

Sektörde alkolsüz içeceklerin yükselişi beklenirken, insanların neden buna ihtiyaç duyduğu biraz sosyolojik biraz da psikolojik bir analiz gerektiriyor. 

Bunu başaran ve “sober-curious” terimini literatüre geçiren ilk kitap Ruby Warrington’un “Sober Curious: Alkolün Ötesinde Hepimizi Bekleyen Mutlu Uyku, Daha Büyük Odaklanma, Sınırsız Anda Kalma ve Derin Bağlantı” oluyor. 

Warrington’ın argümanlarından biri alkolün bir sosyal cesaret aracı olması ancak bunun içsel çözümleme ve farkındalıklarla elde edinilebileceği. Kitap, bir yandan da sosyal normları eleştiriyor ve bu normların kişileri nasıl etkilediğinden bahsediyor. 

Kısacası Warrington, ayık olma meraklıları için bir kılavuz hazırlıyor ve “sober-curious” akımı gitgide yaygınlaşıyor. İnternette zamanla popülerleşen “Dry January” yani “İçkisiz Ocak” ve “Sober October” yani “Ayık Ekim” akımları ile ayık meraklılarına bunu deneyebilecekleri farklı zaman dilimleri sunuluyor. 

Gençler eskisi kadar içmiyor

Ayıklığa meraklı olmak revaçta ve veriler de bunu destekliyor. WGSN’in de öngördüğü gibi, Amerikalıların internette “alkolsüz bira” arama sayısı 2022’de artış gösteriyor. Ancak şaşırtıcı bir şekilde, ayık olmayı merak edenlerin çoğu gençler.

Araştırma şirketi Savanta’ya göre Avrupa’daki 18-35 arası kişilerin %67’si restoran ve bara gittiğinde artık daha az içiyor. Bir diğer araştırma ve analiz şirketi, Gallup'un 2023 yılında yaptığı bir ankete göre ise Amerika’da 35 yaş altı yetişkinler arasında alkol kullandığını söyleyenlerin oranı son yirmi yılda %72'den %62'ye düştü

Dünyadaki yüksek gelirli ülkelerin çoğunda da gençlerin alkol kullanımında genel bir düşüş söz konusu. 

Ulusal Alkol Bağımlılığı ve Alkolizm Enstitüsü’nden George F. Koob “Her ne sebeple olursa olsun, günümüzün genç kuşaklarının alkole daha az ilgi duyduğu ve bunu sağlıkları açısından riskli görme, ayrıca Dry January (Ocaksız Alkol) gibi dönemsel içki bırakma hareketlerine katılma olasılıklarının daha yüksek olduğu artık netleşiyor” düşüncesinde

Z kuşağı ve Milennial’ların, çoğu akımda olduğu gibi, bu akımın da öncüsü olmasının günümüz trendleri ve hayat şartlarıyla bağlantısı var. 

Toksik dinamiklere tepki mi, parasızlığın tablosu mu?

“Peer pressure” yani akran baskısı terimini duymuşsunuzdur. Girdiğiniz sosyal ortamlarda bazı davranışları tepki çekmemek için yapıyorsanız, siz de çevrenizdekilerin baskısına fark etmeden uğruyorsunuz. 

Ayık olma merakı aslında dikkat çekmemek, ortama uyum sağlamak adına içtiğiniz alkole karşı bir isyan, ya da toplumsal ve kültürel normları protesto etme biçimi. 

Alkollü içki almak bir trend iken, artık bu kalıpları kırmanın da trendleştiğini gösteriyor “sober-curious” akımı. Bu trende dair başka bir nokta ise sağlıklı yaşamın git gide popülerleşmesi ve beden farkındalığının moda olması. 

Aile hekimliği ve bağımlılık alanında uzmanlaşmış bir doktor olan Sybil Marsh’a göre, genç jenerasyonlar büyüklerine göre daha sağlıklı yaşam stilleri benimsiyorlar

“Alkol pazarlamasına bakarsanız, içmenin sağlıklı olduğunu söylemekten kaçınıyorlar ama içmenin sağlıklı bir yaşam tarzının parçası olabileceğini ima ediyorlar. Bu da X Kuşağı tarzı pazarlamanın—yani ‘deliler gibi parti yap’ anlayışının—tam tersi.”

Z kuşağı ve Milennial’lar alkolün dibine vurmak yerine idareli içmenin daha farkında, bu sebeple “sober-curious” akımını doğal olarak sahipleniyorlar. 

Bir yandan da bu iki jenerasyon için hayat pahalılığı da alkolün önündeki engellerden biri. Yani sosyalleşmek ve delilerce partilemek eskisi kadar ulaşılabilir değil.

İş dünyası için araştırma ve analizler sunan Deloitte, dünya genelinde Z kuşağına mensup yaklaşık 15 bin kişiye en büyük endişelerinin ne olduğunu sorduğunda, cevabın %29 ile en çok yaşam maliyeti olduğunu tespit etti. Aynı araştırmaya katılan kişilerin neredeyse yarısı ay sonunu zor getirdiğini de söylüyor. 

Ayık olmak, sağlıklı yaşam ve toksik sosyalleşme kültürüne karşı bilinçli bir tepki olmanın yanında hayat pahalılığının günlük hayata yansıması da olabilir. Yani “sober-curious” olmak seçim gibi gözükse de, sanki yer yer bir zorunluluk da.

Sizin sebebiniz ne olursa olsun, ayık olmaya meraklı olmanın belirleyici bir yaş aralığı ve gerekçesi yok, “meraklı” olmak yeterli. 

🦉
Fayn, güç sahiplerini denetlemek, bakış açılarımızı genişletmek, yankı odalarının duvarlarını yıkmak ve 21. yüzyılın enformasyon karmaşasına direnebilmek için var. Fayn'ı abonelikle destekle!
Bağlantı kopyalandı!

Yazan:

Selin Öztunçman

Selin Öztunçman

Londra’da Gazetecilik okudu. Yazılarında günümüzün kültürel, sosyal ve politik dinamiklerine farklı bir bakış açısı sunmaya çalışıyor.