“Sana ne oldu?” söyleşilerinde menopoz serisini konunun ruhsal ve bilişsel tarafını konuşarak kapatıyorum. Bu defa Psikiyatr Dr. Aytül Gürbüz Tükel ile görüştüm. Aytül Hanım aynı zamanda cinsel işlev bozuklukları konusunda uzman biri. Dolayısıyla kendisine en çok menopozla birlikte kadının bedeninin nasıl değiştiğini, azalan hormonların kadının cinselliğine ne yaptığını, bunun dünyanın sonu olup olmadığını, menopozun kadının hem kendiyle hem de partneriyle ilişkisi açısından nasıl bir yeni dönem başlattığını sordum. Tespitleri ve önerileriyle menopozun bir kez daha kadının yaşamında bir son olmadığını aktardı bize. “Menopozdan sonra yaşam bitmiyor, yaşam uzadı, kadının önünde daha uzun yıllar var.” diyen Aytül Hanım, bir psikoterapist olarak en çok şunun altını çiziyor: Konuşmak lazım. Yani menopozla ilgili süreçleri kolaylaştırmak için her şeyden önce menopozu konuşmak gerekiyor.
Menopozu artık daha çok konuşuyoruz. Bu konuda ne düşünüyor, ilk bu soruyla başladım.
“Bu sevindirici çünkü ben de menopozun daha fazla konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Şu yüzden, artık yaşam süresi uzadı. Bir kadın ortalama 12-15 yaş arasında adet görüyor, ortalama 48-55 arasında menopoza giriyor. Yani ortalama olarak 35 yıl boyunca adet görüyoruz. Adetler bittikten sonra kadının ortalama yaşam süresi de neredeyse bu kadar. Yani menopozla geçen süre artık çok daha fazla, bu yüzden artık daha çok konuşmak istiyoruz. Çünkü kadının yaşamının bu kadar büyük bir bölümünü yok sayamayız. Öte yandan, menopoz bir nokta değil; “bugün menopoza girmek” diye bir şey yok. Perimenopoz, menopoz ve postmenopoz süreçleri neredeyse yirmi yıllık bir geçişten bahsediyor. Bu yıllar kadının yaşamdan beklentilerinin devam ettiği yıllar. Sosyallik, çalışma hayatı, kariyer, cinsel yaşam, partnerle ilişki; menopozdan sonra da bunlar devam ediyor, etsin istiyoruz. Çünkü menopozdan sonra yaşam bitmiyor, kadının önünde daha uzun yıllar var. Bu yüzden menopozu daha çok konuşmamız gerekiyor.”
Hormonal değişimler söz konusu olduğunda kadının ruhunda neler oluyor?
“Kadınlar erkeklere göre hormon dalgalanmaları sebebiyle psikiyatrik rahatsızlıklara daha yatkın olabiliyor. Örneğin premenstural sendrom var. Adet öncesi progesteron düzeyinin artmasıyla kadında ruhsal gerginlikler görülebiliyor. Hamilelik var; orada da hormonlar aylara göre değişiyor. Lohusalık var; o dönemde prolaktin, oksitosin gibi başka hormonlar devreye giriyor. Ve bunlara ek bir de menopoz var. Bu dört önemli dönem kadının psikolojisini fazlasıyla etkiliyor. Bu hormonal dalgalanmalar ruhsal gerginliklere, depresyona, anksiyete bozukluklarına yol açabiliyor.”
Menopozun en net tanımı; bazı hormonların dramatik şekilde azalması. Burayı biraz kendisinden dinlemek istedim.
“Menopozda özellikle değişen üç hormon var. Östrojenin azalması kadında depresyona ve kaygı bozukluklarına eğilimi artıran bir şey. Progesteronun azalması kadında özellikle uyku bozukluklarına neden olabiliyor. Bir de androjenler var; bunlar yirmili yaşlarda en yüksek seviyesinde oluyor ve yaşa bağlı olarak azalıyor. Bu da kadında bilişsel fonksiyonları etkiliyor. Dikkat, konsantrasyon eksikliği, unutkanlık en yaygın sonuçları.”
Menopoz döneminde en sık görülen belirtiler nelerdir? Bunlar kadınları nasıl etkiliyor?
“Üç tip menopoz var. Doğal menopoz kadının yaşıyla birlikte yaşadığı doğal bir süreçtir. Genelde annenin menopoz yaşıyla paraleldir. Kişiden kişiye farklılıklar vardır mutlaka. İatrojenik menopoz ise şöyle: Örneğin meme kanseri tedavisi gören bir kadına östrojeni baskılayan bir ilaç verildiğinde buna bağlı olarak gelişir. Cerrahi menopoz ise kadının çeşitli sebeplerle üreme organlarının alınmasıyla ortaya çıkıyor. Bütün menopoz tiplerinde kadınların en çok şikayet ettikleri belirtiler ateş basması, terleme, dikkat ve konsantrasyon bozukluğu. Ayrıca kas ve iskelet sistemi etkileniyor, bu da ağrılara ve kolay kırıklara neden olabiliyor. Vücutta yağlanma olabiliyor, beden imajı bozulabiliyor. Cinsel işlev bozuklukları da en yaygın belirtiler arasında. İatrojenik ve cerrahi menopoz türünde geçiş hızlı olduğu için benzer semptomlar görülebiliyor ama daha gürültülü, şiddetli bir tablo ortaya çıkabiliyor.”
Uyku bozukluğu da sanırım çok net bir sonucu menopozun…
“Evet, kadınlar bu dönemde sıklıkla uyku sorunları yaşıyor, özellikle uykuya dalma sorunları ve uykuda bölünme oluyor ve bunun bir menopoz belirtisi olduğunu düşünemeyebiliyor. Bu da yine hormonlarla ilgili bir durum.”