Bir sporcunun en büyük korkusu nedir? Kaybetmek? Form düşüklüğü? Belki de motivasyonunu yitirmektir. Profesyonel bir sporcu bunların hiçbirini deneyimlemek istemez. Ancak bir tanesi diğerlerinden fazlasıyla ayrışıyor: Sakatlık.
İspanyol badminton oyuncusu Carolina Marin bu kelimeye oldukça aşina bir isim. Kariyeri boyunca çok fazla sayıda ciddi sakatlık yaşadı ve her seferinde yeniden ayağa kalkmayı başardı. Fakat Paris 2024’te yaşadığı talihsiz anı kolay kolay unutmayacaktır. Ve bu defa düştüğü yerden kalkmak o kadar da basit olmayabilir.
Rio 2016’da İspanya’ya tarihindeki ilk ve tek badminton altın madalyasını getiren Marin'in başta Çin olmak üzere uzak doğu ülkelerinin domine ettiği bir sporda en tepeye çıkması sıra dışı bir olaydı. Öyle ki kadınlar badmintonda olimpiyat şampiyonu olan yalnız ilk İspanyol değil ilk Avrupalı sporcu da oldu. Marin, bunun yanı sıra 3 Dünya, 7 Avrupa Şampiyonluğu bulunan istisnai bir yetenek.
Kort içinde de enteresan bir karakter. İnanılmaz derecede hırslı, rakiplerine karşı akıl oyunlarına başvurmaktan çekinmeyen bir yapısı var. Bu yüzden seveni kadar sevmeyeni de çok olan bir oyuncu. Tarzı pek benzemese de raket sporu yapan solak bir İspanyol olması bile Rafael Nadal çağrışımı yapmaya yetiyor.
Kariyerindeki kırılmalar
Rio’daki finalde Hintli rakibi P. V. Sindhu’yu bir set geriden gelip yenerek tarih yazan Marin'in durmaya niyeti yoktu. 2018’de bir kez daha Avrupa ve Dünya şampiyonluğuna ulaştı. 1992'den beri olimpik takvimde yer alan badmintonda yalnızca Çinli Zhang Ning üst üste altın madalya alabilmişti. Marin de artık Tokyo 2020'de üst üste ikinci olimpiyat zaferinin peşindeydi.