Ebu Safiyye, Gazze’nin kuzeyinde faaliyet gösteren son hastane olan Kamal Adwan hastanesinin başhekimi.

27 Aralık günü, üstünde beyaz önlüğü ile yıkıntılar arasında yürürken verdiği görüntü, kısa süre içinde Gazze’deki direnişin sembollerinden biri haline geldi.

İsrailli askerlerin Kamal Adwan’ı dağıttığı güne ait o görüntü, başhekime dair sahip olunan son iz olabilir. Zira o günden beri Safiyye’den haber alınamıyor. 

Geçen hafta alıkonulan ve serbest bırakılan kimi Gazzeliler’e göre Safiyye, Sde Teiman gözaltı merkezinde işkence altında tutuluyor. 

İsrail Ordusu, Safiyye’nin alıkonulduğunu doğruladı ama nerede alıkonulduğu ve sağlık durumu hakkında bilgi vermedi. 

Uluslararası örgütler ve aralarında Türk Tabipleri Birliği’nin de olduğu meslektaşları, başhekimin derhal bırakılmasını talep ediyor. 

Mülteci kampında başlayan yaşam öyküsü

Filistinli mülteci bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Ebu Safiyye, Gazze’nin önde gelen çocuk doktorlarından biri. Yenidoğan bebeklerin sağlık sorunlarıyla ilgilenen bir yan dal olan neonatoloji konusunda uzman. 

Ablukanın başladığı günden bu yana Gazze’deki sağlık sisteminin sürdürülmesi için çabalayan başhekim, son ana kadar hastanesini terk etmemesiyle önemli bir figür haline geldi. 

Aslında o, İsrail’in yayılmacı politikalarının sonuçlarıyla hayatının daha en başında karşılaşmıştı.  

Memleketleri Aşkelon’dan sürülen ailesi Gazze’deki mülteci kampına sığınmış ve oğulları Hüsam Ebu Safiyye 1973 yılında burada doğmuştu. 

Hastane saldırısında oğlunu da kaybetmişti

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten beri düzenlediği saldırılar, her Filistinli gibi Safiyye’nin hayatını da alt üst etti. 

27 Aralık’taki saldırı, İsrail askerlerinin Kamal Adwan’a düzenlediği ilk operasyon değildi. 26 Ekim’de hastaneye düzenlenen bir başka saldırı neticesinde Safiyye, oğlu İbrahim’i kaybetmişti. 

Safiyye’nin hastane avlusunda beyaz önlüğüyle oğlunun cenaze namazını kıldırdığı görüntüler, alıkonulmadan önceki son görüntüsü gibi yine medyada yankı bulmuştu. 

Safiyye, hastaneden ayrılmayı reddettiği için İsrail Ordusunun kendisini cezalandırmayı amaçladığını, bu maksatla oğlunu öldürdüğünü söyledi. 

Kuşatmaya rağmen Ebu Safiyye ve hastanenin sağlık personelinden bir grup, İsrail’in tehditlerine boyun eğmeyerek hastanedeki görevlerine devam etti. 

“Çalıştığım yerde yaralandım ve bu bir onurdur.”

İsrail ordusunun Kamal Adwan’a düzenlediği bir başka saldırı da 23 Kasım’da geldi. Bu saldırı neticesinde Safiyye, uyluğundan şarapnelle yaralandı. 

Yaralandıktan birkaç gün sonra baston ile hastalarına bakmaya devam eden başhekimin sözleri, Gazze’deki direnişinden vazgeçmeyeceğinin işaretiydi:

"Bu bizi durdurmayacak. Çalıştığım yerde yaralandım ve bu bir onurdur. Kanım meslektaşlarımın veya hizmet verdiğimiz insanların kanından daha değerli değil. İyileşir iyileşmez hastalarıma geri döneceğim."

27 Aralık’ta ne oldu?

Başhekim Safiyye, bir yandan Kamal Adwan’daki görevini sürdürüyor bir yandan da hastaneden video açıklamalar yayınlamaya, neredeyse her gün gerçekleşen saldırılardan dünyayı haberdar etmeye ve uluslararası müdahale talebinde bulunmaya devam ediyordu.

Filistinli doktorun bu çağrıları yanıt bulmazken İsrail askerleri tank ve zırhlı araçlarla 27 Aralık günü hastaneye bir baskın düzenledi. Onlarca sağlık personelini ve hastayı zorla dışarı çıkardı. 

Başhekim Safiyye de bu baskın sırasında alıkonuldu. Gazze Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Ebu Safiyye İsrail güçleri tarafından cop ve sopalarla dövüldükten sonra mahkum kıyafetleri giymeye zorlanmış. 

Başhekimin nerede tutulduğuna yönelik sorular ve sağlığına ilişkin endişeler sürerken Gazze’nin kuzeyinde kısmen de olsa faaliyet gösteren tek hastane de bu baskınla hizmet dışı kalmış oldu.

Tanıklar ne diyor?

27 Aralık günü Kamal Adwan Hastanesi’nde bulunan tanıklar, Al Jazeera’ye konuştu. Hastanede tedavi gören İzzet el Esved, sabah 6 sularında İsrail güçlerinin hoparlörlerden Dr. Hüsam Ebu Safiyye’yi çağırdığını duydu.

El Esved’in aktarımlarına göre İsrailli güçler, önce erkek hastaların iç çamaşırlarına kadar soyunmalarını talep etti, ardından da “titreyen, korkmuş ve çoğu yaralı olan erkek hastalara” yaklaşık iki saat uzaklıktaki bir kontrol noktasına kadar yürümelerini emretti. 

Kontrol noktasına varan hastaların burada fotoğrafları çekildi, göğüslerine ve boyunlarına arandıklarını gösteren bir numara yazıldı. 

Bazı erkeklerin sorgulanmak üzere götürüldüğünü söyleyen Esved, yaşadıklarını “beni ve etrafımdakileri dövdüler, doğrudan yaralarımıza vurdular” diye aktarıyor. 

Hastane baskınında 30 yaşındaki hemşire Shorouq al-Rantisi de hastaneden götürülenler arasında. Kendisinin anlatımına göre kadınlara da aynı kontrol noktasına kadar yürümeleri söylendikten sonra soğukta saatlerce bekletilmişler: 

“Arama için çağrılan ilk kıza soyunması söylendi. Reddettiğinde bir asker onu dövdü ve kıyafetlerini kaldırmaya zorladı. Bir asker beni başımdan sürükledi ve sonra başka bir asker kıyafetlerimin üstünü, sonra altını kaldırmamı emretti ve kimliğimi kontrol etti.”

“Hamas üyesi olduğu” gerekçesi 

İsrail ordusu Ebu Safiyye’nin alıkonulma gerekçesi olarak “Hamas terör örgütü üyesi olduğu” şüphesini öne sürdü. 

İsrail, tıbbi tesislere yönelik saldırılarını, bu tesislerin Filistinli silahlı gruplar tarafından kullanılma ihtimalini öne sürerek meşrulaştırmaya çalışıyor; ancak hastaların ve sağlık personelinin bu yolla topluca cezalandırılmalarını savunacak bir argüman bulamıyor. 

7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail içine düzenlediği ve yaklaşık 120 kişiyi rehin aldığı saldırıdan sonra, İsrail Gazze’de soykırım başlatmış; aralarında okulların, hastanelerin de bulunduğu birçok sivil yapıyı da kullanılamaz hale getirmişti. İsrail, soykırıma ve savaş suçu işlemeye devam ediyor. 

İsrail’in Cenevre’deki BM Büyükelçisi Daniel Meron, 3 Ocak’ta sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, Dünya Sağlık Örgütü’ne gönderdiği bir mektubu paylaştı ve Kamal Adwan Hastanesi de dahil olmak üzere sağlık tesislerinin “teröristler” tarafından sivil halkı tehdit edecek şekilde kullanıldığını öne sürdü. 

Öne sürülen bu iddialar BM tarafından şüphelerin muğlaklığı nedeniyle sıklıkla sorgulanıyor.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, BM Güvenlik Konseyi’ne gönderdiği mektupta hastane saldırılarına yönelik bu iddiaların muğlak olduğunu, kamuya açık bilgilerle çeliştiğini ve İsrail’in bunu kanıtlayacak yeterli delile sahip olmadığını dile getirdi.

Sağlık tesislerinin kasıtlı olarak tahrip edilmesinin savaş suçu teşkil ettiğini belirten Türk, bu tesislerin kötüye kullanıldığı iddiasının kapsamlı ve şeffaf bir şekilde soruşturulması konusunda çağrıda bulundu. 

Ebu Safiyye nerede?

27 Aralık’ta gözaltına alındığından beri Ebu Safiyye’nin nerede olduğuna dair resmi bir açıklama gelmedi. Ancak CNN’in haberine göre başhekim, Negev Çölü’ndeki Sde Teiman ordu üssünde tutuluyor. 

Sde Teiman, tutsaklara işkence yapılmasıyla nam salmış bir üs. 

Kanal bu açıklamasını, Sde Teiman’dan geçen hafta sonu serbest bırakılan iki Filistinli mahkumun “Safiyye’yi hapishanede gördükleri ve isminin okunduğunu duydukları” yönündeki beyanlarına dayandırıyor. 

Dünya Sağlık Örgütü ve Gazze'deki yetkililer ise, 27 Aralık’taki baskından sonra Ebu Safiyye ile irtibatı kaybettiklerini söylüyor. 

Başhekimin ailesi, Safiyye’nin durumu hakkında endişeli: 

“Sde Teiman vahşet ve işkenceyle tanınıyor, babamızın orada neler yaşadığını ve iyi olup olmadığını, sıcak ya da soğuk... aç ya da acı içinde olup olmadığını hayal bile edemiyoruz.”

Yerinden edilen hastalara ne oldu?

Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı açıklamaya göre, 27 Aralık’taki operasyondan sonra Kamal Adwan Hastanesi’nde kalan 15 kritik hasta, 50 hastabakıcı ve 20 sağlık çalışanı Endonezya Hastanesi’ne nakledildi.

Ancak Endonezya Hastanesi de tıpkı Kamal Adwan’ın son durumu gibi “yıkılmış ve işlevsiz” olarak tanımlanıyor. Gazze Sağlık Bakanlığı, Endonezya Hastanesi’nin artık hasta ya da yaralıları tedavi etmediğini açıkladı. 

Kuzey Gazze’de hizmet veren üç devlet hastanesi mevcuttu: Kamal Adwan, Beit Hanoon ve Endonezya Hastanesi. Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre, üç hastane de İsrail’in saldırıları nedeniyle artık tamamen hizmet dışı. 

Üstelik Al Jazeera’nin haberine göre, İsrailli yetkililer, sağlık personelleri ile bağımsız insani yardım kuruluşları arasındaki koordinasyonu da engelliyor. 

Uluslararası örgütler tepkili

Bir hastanenin başhekiminin bu yolla alıkonulması ve akıbetine dair bir bilgi paylaşılmaması uluslararası camiada da yankı buldu.

İnsan hakları örgütleri, uluslararası kuruluşlar ve meslektaşları, başhekime destek mesajları yayınlarken bir an önce salıverilmesi konusunda da taleplerini dile getirdiler. 

Afet bölgelerinde sağlık hizmeti veren MedGlobal, Ebu Safiyye’nin derhal serbest bırakılmasını talep eden insani yardım kuruluşları içinde. 

Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, 4 Ocak günü X hesabından yaptığı paylaşımda, Kamal Adwan Hastanesinin tamamen hizmet dışı kaldığını ve 27 Aralık’ta gözaltına alındığından beri Doktor Hüsam Ebu Safiyye’nin güvenliğine dair hiçbir yeni bilgi alamadıklarını dile getirdi. 

İsrail’e başhekimi serbest bırakması yönünde çağrıda bulunan Ghebreyesus, hastanelere ve sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların acilen sona ermesi gerektiğini paylaştı. 

Başhekimin durumuna Türkiye’deki meslektaşları da tepkili. Doktor Safiyye’nin bir an önce serbest bırakılmasını istiyorlar.

🦉
Fayn, güç sahiplerini denetlemek, bakış açılarımızı genişletmek ve 21. yüzyılın enformasyon karmaşasına direnebilmek için var. Fayn'a sınırsız erişim için ücretli abonelerimiz arasına katılın. Abonelik seçeneklerini inceleyin.
Bağlantı kopyalandı!

Yazan:

Sinem Hızarcı

Sinem Hızarcı

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler okudu. Kültürel İncelemeler üzerine çalışıyor.