Son zamanlarda kızımla bir AVM’ye girmeye görelim. Şimşek hızıyla ünlü kozmetik mağazalarından birinin aynalarla bezeli siyah beyaz karolarla döşenmiş salonunu, jelibon kapaklı, rengarenk baloncuklarla dolu ambalajları geçip, yine ünlü bir parfüm standının önünde alıyoruz soluğu.
10 yaşındaki kızımın çekiştirmesiyle, bu yeni jenerasyon parfüm serisinin 16 nolu ürününü arıyoruz raf raf. Geçen hafta girdiğimiz mağazadaki satış temsilcisinden aldığımız yanıt diğerlerinden farklı değildi yine:
“Bu ürün gelir gelmez, kızınız yaşındaki küçük hanımlar sayesinde anında tükeniyor maalesef!”
Doğrusu, testerından yayılan, yanmış vanilyalı kurabiye kokusunu duyduğumdan bu yana ürünü bulamadığımız için pek de mutsuz olduğumu söyleyemem.
Yılın başından beri sosyal medyada sıkça dolanan “Sephora Kids” fenomenini duymuşsunuzdur kuvvetle muhtemel. 8-9 yaş veya daha büyük kız çocuğunuz varsa çok daha kuvvetli ihtimal, bu fenomeni bizzat deneyimliyorsunuz. Hani kızınız sürekli kozmetik ürünlerden bahsedip, bu ürünlerin satıldığı mağazalardan alışveriş yapmak istiyor ya, işte “Sephora Kids” fenomeni bu durumu tanımlıyor. (Kız çocuğunuz yok diye haberi terk etmeyin. Malum mağazanın siyah beyaz koridorlarında kız arkadaşının doğum günü öncesinde hediye arayan küçük delikanlıların sayısında da fark edilir bir artış var.)
Oyuncakçı gibi görünen kozmetikçiler
Özellikle son bir yılda ön ergenler arasında çılgın bir kozmetik alışveriş salgını hasıl oldu.
Salgın derken, mübalağa etmiyorum; veri ve iş analitiği hizmeti sunan global bir platform olan Statista verileri de son günlerde kozmetik mağazalarının neden oyuncakçı gibi göründüğünü rakamlarla ortaya koyuyor: Bebek ve çocuk cilt bakımı pazarında 2028 yılına kadar yıllık yaklaşık yüzde 7,71 büyüme oranı bekleniyor ve dünya çapında pazar hacminin 380 milyon dolara ulaştığı belirtiliyor.
2028’de güzellik ve cilt bakımı ürünü kullanan çocukların sayısının dünya çapında 160,7 milyona ulaşması bekleniyor. Ayrıca Amerika menşeli kozmetik şirketi Revlon’un çevrimiçi Pazar araştırma ve anket platformu AYTM (Ask Your Target Market) işbirliğiyle ön ergen ve ergen kızları olan bin aileyle yaptığı anket sonuçları da 8-15 yaş arası kızların neredeyse üçte ikisinin cilt bakımı ve makyaj ürünleri satın aldığını gösteriyor.
Bu rakamlar abartılı geldiyse, dilerseniz etrafınızdaki ilk ve ortaokul öğrencilerinin odalarına bir göz atın. Kızımın okulundaki ve mahallemizdeki velilerle konuştuğumda, çoğu aynı şeyi söylüyor: “Odasındaki şifonyerin üstündekiler, benim bakım malzemelerimin neredeyse üç katı” diyor bir veli. Diğer komşu ise kızının doğum günü hediyeleri için ültimatom verir gibi tüm aileden nemlendirici, maske, far ve dudak kremi gibi bakım ve makyaj malzemeleri istediğini anlatıyor gülerek ve ekliyor:
“Artık bebek gibi oyuncaklarla oynamak istemiyormuş, genç kızlığa adım atarken güzelliğine yatırım yapacakmış hanımefendi.”
Kozmetikçilerin önündeki pasta
Belli ki kozmetik üreticileri, koca yaşlı şişko dünyayı, kolajen ve hyalüronik asit gibi anti-aging içerikleriyle gençleştirmeye çalışmaktan bıkmış, kendilerine yepyeni bir pazar bulmuşlar. Üstelik mevcut pazar pastasındaki dilimlerinin yanında bu yeni pazar, onlara taptaze çıtır başka bir pasta sunuyor.