Son zamanlarda kızımla bir AVM’ye girmeye görelim. Şimşek hızıyla ünlü kozmetik mağazalarından birinin aynalarla bezeli siyah beyaz karolarla döşenmiş salonunu, jelibon kapaklı, rengarenk baloncuklarla dolu ambalajları geçip, yine ünlü bir parfüm standının önünde alıyoruz soluğu.
10 yaşındaki kızımın çekiştirmesiyle, bu yeni jenerasyon parfüm serisinin 16 nolu ürününü arıyoruz raf raf. Geçen hafta girdiğimiz mağazadaki satış temsilcisinden aldığımız yanıt diğerlerinden farklı değildi yine:
“Bu ürün gelir gelmez, kızınız yaşındaki küçük hanımlar sayesinde anında tükeniyor maalesef!”
Doğrusu, testerından yayılan, yanmış vanilyalı kurabiye kokusunu duyduğumdan bu yana ürünü bulamadığımız için pek de mutsuz olduğumu söyleyemem.
Yılın başından beri sosyal medyada sıkça dolanan “Sephora Kids” fenomenini duymuşsunuzdur kuvvetle muhtemel. 8-9 yaş veya daha büyük kız çocuğunuz varsa çok daha kuvvetli ihtimal, bu fenomeni bizzat deneyimliyorsunuz. Hani kızınız sürekli kozmetik ürünlerden bahsedip, bu ürünlerin satıldığı mağazalardan alışveriş yapmak istiyor ya, işte “Sephora Kids” fenomeni bu durumu tanımlıyor. (Kız çocuğunuz yok diye haberi terk etmeyin. Malum mağazanın siyah beyaz koridorlarında kız arkadaşının doğum günü öncesinde hediye arayan küçük delikanlıların sayısında da fark edilir bir artış var.)