Limak Holding’e bağlı termik santrallere linyit sağlayan maden sahasının genişletilmesi için Akbelen ormanının 740 dönümlük bölümündeki ağaçların kesilmesine izin verilmişti. 

Hukukçular ÇED Yönetmeliği’nden muaf tutularak verilen iznin iptali için dava açtı, İkizköy sakinleri 2021’de çadır nöbetine başladı. Civar köylerden ve Türkiye’nin birçok yerinden aktivistler dayanışma için Akbelen’e geldi.

Başta iznin yürütmesi durduruldu, ama bilirkişi incelemeleri sırasında maden yönetmeliğinde yapılan değişiklikle zeytinliklere maden yapılmasının önü açıldı. Bölgede yapılan üçüncü bilirkişi incelemesi, Kasım 2022’de öncekilerin aksine “madencilik yapılabilir” raporu verdi. 

Rapora gelen itirazlara ve devam eden direnişe rağmen ağaçlar kesildi.

Akbelen Ormanı’ndaki yıkım ülke çapında tepki topladı. Köy sakinleri ve çevre aktivistleri ormanda 2019’dan beri devam eden mücadeleden vazgeçmese de bakanlık kesimin tamamlandığını açıkladı bile.

Münferit değil 

Türkiye’de ekolojik hareketin geçmişi 1960’lara dayansa da, 90’larda Bergama’da yapılması planlanan ülkenin ilk altın madenine karşı direnç, ilk geniş çaplı kamuoyu desteğiyle de sonuçlandı. 

İletişim kanallarının kısıtlı olduğu o dönemde, protestoların örgütlenmesinde köy kadınlarının rolü büyüktü. 

Direniş 1997’de Danıştay’ın “siyanürlü altın üretiminde kamu yararı yoktur” kararıyla zaferle sonuçlandı.