Türkiye’de yine yılın o dönemi geldi. Çalışanlar için geleceğe dair pek çok tartışmanın yapılacağı aralık ayı.
Asgari ücretin belirleneceği, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin katılacağı görüşmeler 10 Aralık’ta başlıyor. İşçi de işveren de fikirlerini sunacak ama tabii her zaman olduğu gibi son sözü hükümet söyleyecek.
Asgari ücret belirlendikten sonra işveren şapkasını önüne koyacak, düşünmeye başlayacak, “Maliyeti kurtarabiliyor muyum?”
Kurtaramıyorsa yıl sonu bazı insanlar işten çıkarılacak.
Aralık, yılın işte o ayı…
Asgari ücretin anlamı ne?
Önümüzdeki 20 gün boyunca ülke gündeminin en önemli başlıklarından biri olması beklenen asgari ücret tablosuna biraz daha farklı bir gözle bakmaya çalışalım.
En basit tanımıyla bir çalışana verilebilecek en düşük ücret.
Türkiye’de bir işçinin bir ay boyunca tam zamanlı yani haftalık 45, aylık 180 saat çalışması karşılığında alabileceği ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi temel ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden karşılamasına yetecek minimum ücret tutarı.
Yani aslında bir gösterge, adı üstünde en az bu rakam tutarında ücret ödensin diye geliştirilmiş bir formül.
Zaten dünyada da uygulaması öyle… Daha çok genç, deneyimsiz işçilerin iş bulması, çalışması için belirleniyor asgari ücret.
Ama Türkiye’de bir süredir durum çok farklı… Çünkü asgari ücret artık sadece işe yeni başlayanların ücreti değil. Yeni işe giren de asgari ücret alıyor, 30 yıldır çalışanlar da…. Ve iş kolu da fark etmiyor, fabrikadaki işçi de lokantadaki komi de, özel okuldaki öğretmen de hatta bazı özel hastanelerde doktorlar da…
Zira neoliberal politikalaların çok acımasız bir şekilde egemen olduğu, işsizliğin çok yüksek olduğu, işçi örgütlenmesinin çok zayıf olduğu ülkemizde artık olağanlaşmış bir durum bu…
AB ülkeleriyle aramızda büyük fark
2023 yıl sonu rakamlarına göre Türkiye’de sigortalı çalışan sayısı 16.4 milyon. Tüm çalışanların yüzde 40’ı, tam 6.6 milyonuysa asgari ücret alıyor.
Oysa AB ülkeleri arasında, asgari ücret alanların tüm çalışanlara oranı hiçbir ülkede bu kadar yüksek değil.
Avrupa Birliği İstatistik Kurumu’nun (Eurostat) açıkladığı son bilgiler 2018 yılına ait. Bu istatistiklere göre, asgari ücret alanların oranının tüm çalışanlar içinde en fazla olduğu ülke Slovenya, o da yüzde 15 civarında.
Asgari ücretin, Türkiye’ye en yakın olduğu Bulgaristan’da, bu parayla geçinmek zorunda olanların oranı yüzde 14.1
İspanya’da asgari ücret alanların oranı yüzde 1’den bile düşük, yüzde 0,8.
Asgari ücret ortalama ücret
Türkiye’de 2024 Aralık ayı başı itibarıyla asgari ücret 17.002 Türk Lirası.
Tüm çalışanların yüzde 40’ı bu ücreti alıyor da kalan yüzde 60 iyi ücretler mi alıyor?
Hayır…
Sendikalara göre asgari ücret ve asgari ücrete komşu ücretler denen 17 bin ila 25 bin TL arası maaş karşılığı çalışanların, tüm çalışanlara oranı yüzde 70. Yani 11 milyonun üzerinde kişi asgari ücrete yakın ücretlerle çalışıyor.
Bu durumda da soru şu: Asgari ücret rakamı 17 bin lira ama 20 bin lira asgari ücretten çok mu farklı?
İkisi arasında ortada hayat standartlarını değiştirecek bir fark yok.
Maaşlara nasıl zam yapılıyor?
Tüm özel sektör çalışanlarının ücret artışının belirlenmesinde asgari ücret artışı temel alınıyor.
Asgari ücrete yakın maaş alanlara asgari ücret kadar zam yapılıyor.
Görece daha iyi maaş alanlaraysa, daha az oranda.
Böylece yüksek maaş alanların maaşları da alım gücü olarak düşmeye başlıyor. Bunun sonucunda da asgari ücrete komşu ücret alanların sayısı her geçen gün artıyor.
İstatistiklerin gösterdiği
Konuyla ilgili bir araştırma yapan ekonomist Prof. Dr. Aykut Kibritçioğlu’nun tespitleri de yukarıda anlatılanları doğrular nitelikte.
TEPAV tarafından yayınlanan araştırmasında Kibritçioğlu, 2014’ten itibaren memurlar, akademisyenler ve imalat sanayinde ortalama maaş ve ücretlerin asgari ücrete giderek yaklaştığını ortaya koyuyor.
Aynı araştırma emeklilerin durumunun daha trajik olduğunu gösteriyor. Buna göre, özellikle son iki yıldır asgari ücretin altında emekli aylığı alanlar var. Asgari ücretin altına düşmeyenlerin aylıkları ise nominal olarak büyük bir hızla geriliyor.
Araştırmaya göre 2001 yılında asgari ücretin 3.9 katı seviyesinde bulunan ortalama memur maaşı 2023’te 1.4 katına indi. İmalat sanayinde ortalama ücret ise 4.7 katından 2022’de 1.8 kata geriledi.
İşte bu yüzden biz dünyanın pek çok ülkesine göre asgari ücreti daha çok konuşuyoruz. Çünkü sigortalı çalışanlar için 2014 yılından bu yana ama özellikle 2018 yılından bu yana derin etkileri hissedilen ekonomik kriz, asgari ücretle yaşamayı daha da zor hale getirdiği için bu ücrete yapılacak artış da çok önemli hale geliyor.
Çalışanların ilk yıllarda asgari ücret alması normal olabilir ama iş hayatında tecrübe, yaş arttıkça ücretin artık sadece geçinmek değil iyi yaşamak için de kullanılabiliyor olması gerekirken Türkiye ideal tablonun çok uzağında.
Komisyon belirliyor
Asgari Ücret Tespit Komisyonu işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşuyor. İlk toplantıların gündemi, Türkiye’de çok tartışılan TÜİK tarafından komisyona iletilen verilerden oluşuyor. Sonra hep aynı döngü; işçi, işveren konuşup anlaşamıyor, son sözü de hükümet söylüyor. Bir şekilde el sıkışılıyor.
İki senedir masadaki tek fark ise ekonomik krizin yarattığı geçim zorlukları nedeniyle üyelerinin baskılarına maruz kalan TÜRK-İŞ yönetiminin, toplantılara sendika yetkilileri ile birlikte kontenjanına göre ayarlayarak asgari ücretlileri de götürmesi.
İsteyene çözüm var
Tüm bu söz ettiklerimiz Türkiye’de yapısal bir bozulmanın, gelir dağılımında dengelerin, adaletin kaybolduğunu gösteriyor.
Çözüm var mı?
Çözmek isteyen varsa elbette…
Prof. Dr. Kibritçioğlu’nun araştırma sonunda yaptığı önerilerden biri “çoklu asgari ücret” uygulanması.
Çalışanlar lehine bir reform öneren Kibritçioğlu’na göre farklı unvanlar için farklı asgari ücretler belirlenmeli. “Türkiye’deki kamu ve vakıf üniversitelerinde akademik unvanlara göre kurulacak bir pilot maaş skalasının, bu sistemin ekonomi genelinde uygulanabilirliği konusunda örnek teşkil edebileceğini” savunuyor.
Bir diğer öneri de hem Kibritçioğlu’ndan hem de sendikacılardan. O da “sendikalaşma oranlarının artması”.
“Hangi sendikacı örgütlü olduğu işyerinde asgari ücreti kabul eder?” diyen sendikacılar, “Önemli olan asgari ücreti yükseltmek değil, asgari ücretli sayısını azaltmaktır. Asgari ücret geçim ücreti değildir.” diyor.