Her şey bir rastlantıyla başladı. Sezon sonu yaklaşırken özel bir hikâye çıkar mı diye tüm liglerin puan durumlarına bakıyorduk. Gözümüze İskenderunspor ilişti. 2023 Nisan ayının ortasıydı. Depremin kor ateşi dinmişti belki, ama yürek dağlayan öyküler hâlâ oradaydı. Ve tam bu acıların orta yerinde İskenderunspor vardı! Ligdeydi, tepeye oynuyordu. Pek çok takım çekilmişken, depremin göbeğinden gelip mücadele devam ediyordu.

Nasıl olurdu bu? 

Kazıya başladık hemen. Tablo düşündüğümüzden de dramatikmiş. Depremde iki hocasını kaybetmiş takım: Uğur Kurt ve İbrahim Ölmez. Sadece onlar da değil. U18 oyuncusu Burak Daraltı da vefat etmiş. Ağır bir yük sırtlamışlar. Antrenman yapacak yerleri yokmuş. Daha önce maçlarını Yeni Hatay Stadyumu’nda oynuyorlarmış. Artık orası Çadır Kent. Yıkık dökük şehirde futbol adına hiçbir şey yok haliyle. 

Peki nasıl devam etmişler? Neden devam etmişler? Nedir İskenderunspor’un öyküsü? 

Görüntü bulansın, biraz tarih gezisi yapalım

Önce, kim bu İskenderunspor? 

Bulduklarımız tam bir Türkiye portresi. Merkezi yönetim, şehir takımlarının kurulması için 1960'larda bir genelge yayımlamıştı. İskenderunspor da 1967'de kurulmuş diğerleri gibi. 83-84 sezonunda zirveyi görüyorlar. O zamanki ikinci kümede gruplarında Diyarbakırspor’u, Gaziantepspor’u geride bırakıyorlar ama Malatyaspor’un ardında kalıyorlar. Daha sonra öğreniyoruz, Kirveler taraftar grubunun tekaütleri diyor ki o dönem tribünlere 20-30 bin kişi geliyormuş. Sonra Körfez Savaşı başlıyor. Savaş yüzünden 90’ların başında İskenderun Limanı işlevini yitiriyor ve şehir ekonomisi canlılığını kaybediyor. Bundan sonrası tepetaklak. O kadar ki 2006 yılında kulüp kapanıyor.