Bu dizinin ilk bölümünde Antakya’ya depremin nasıl olup da bu kadar zarar verebildiğini, insanın doğayla kurduğu hoyrat ilişkinin Antakya’yı, Antakyalıları karşı karşıya bıraktığı afet hâlini ele almıştık.
Başka bir deyişle bir doğa olayı olan depremin, Antakya’da bir doğal afete dönüşmesinin hikayesini…
Bu bölümdeyse depremden bugüne kadar geçen bir buçuk yıla yakın süre içinde neler yapıldığına ve yapılmadığına bakıp Antakya’nın bugün içinde bulunduğu durumu farklı yüzleriyle anlamaya çalışacağız.
“Öyle olmadı”
6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli depremler olalı birkaç hafta olmuş, ilk günlerdeki arama-kurtarma sürecinde olan bitenlerin “yıkıcı” çaresizliği ve şaşkınlığı yeni yeni geçmeye başlamıştı.
Hepimizin aklında, farklı biçimlerde ifade etsek de tek bir soru vardı: “Şimdi ne olacak?”
Şüphesiz 6 Şubat depremleri, Türkiye’de ve dünyada olan ilk depremler değildi. Daha önce, üstelik ülkemizin pek uzak olmayan geçmişinde, büyük can ve mal kaybına neden olan çok etkili depremler olmuştu. Dolayısıyla vatandaş olarak ilk beklentimiz, önceki deprem deneyimlerinden çıkarılan derslerin bu depremde uygulandığını görebilmekti. Birazdan uzun uzun anlatacağım ama kısaca, “öyle olmadı” diyebilirim.