İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve yüze yakın çalışma arkadaşı hakkında 19 Mart’ta verilen tutuklama kararı, halkın geniş kesimlerinin hak taleplerini dile getirdiği bir dizi protestoya neden oldu.
19 Mart’tan beri çeşitli biçimlerde süregelen protestolarda en önde olanlar ise genellikle üniversite öğrencileri.
Üstelik öğrenciler, yalnızca fiziki olarak önde olmanın yanında, aldıkları kararlarla da muhalefeti ve hak talebini duyurmaya çalışan halkı etkiliyor.
2 Nisan’da alınan ekonomik boykot kararı, üniversitelerden halka yayılan bir protesto biçimiydi. Ekonomik boykota ilaveten, hâlen akademik boykotu sürdüren üniversiteler de mevcut.
Rektörlerinin Cumhurbaşkanınca atanması ve kampüslerinde “İşgal Kafe” ismini verdikleri mekanda gerçekleştirdikleri boykotla, Boğaziçi Üniversitesi zaten bir süredir eylemlerin ve boykotun adresiydi.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine, devam eden akademik ve ekonomik boykot hakkında ne düşündüklerini sorduk.
“CHP bizi takip ediyor”
Boğaziçi Üniversitesi Matematik Öğretmenliği bölümünde öğrenci, 20 yaşındaki Miraç, ekonomik boykot kararını etkili bulduklarını anlatıyor:
“Ekonomik boykotu etkili buluyorum. Bunu şöyle anlayabiliriz. Yıllar sonra iktidarın bakanları bizim sayemizde halkın arasına indiler, markette alışveriş yaptılar ve görüntü verdiler. 2 Nisan boykotunu aslında biz gençler, öğrenciler ortaya çıkardık. Cumhuriyet Halk Partisi buna sonradan destek verdi. CHP bizi takip ediyor demek yanlış olmaz.”
Miraç, ekonomik boykotla taraflı sermayenin büyük bir darbe aldığını ve bunu devam ettirmenin faydalı olacağına inandığını da ekliyor:
“Ana muhalefetin genel başkanı Özgür Özel boykota desteğini açıkladıktan sonra tüm AKP kurmayları yandaş bir haber kanalına katılıp boykotu kötülemeye başlamışlardı ve bu boykotun ülke ekonomisine zarar vereceğini savunuyorlardı. Fakat ortada böyle bir durum yok. Biz boykotumuzla birlikte yandaş sermayeye zarar vermeye çalışıyoruz. Boykotun ülke geneline ulaştığını düşünüyorum. Muhalefetin bizim ardımızdan yaptığı boykot çağrısını faydalı da buluyorum. Türkiye geneline de bence yayıldı. Bunu böyle devam ettirip herkesin duymasını sağlayacağız. Muhalefetin bu desteğini de olumlu buluyorum. Kendi adıma onlara teşekkür ediyorum bizi takip ettikleri için. Buna devam etsinler, iyi olacaktır her şey. Dayanışmayla Boğaziçi Üniversitesini özgürleştireceğiz. Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz.”