Fayn Haftalık’tan merhaba.
Gündem sıcaklığını da ağırlığını da koruyor. Her güne yeni bir gözaltı, yeni bir manasız öfke, yeni bir apır sapır konuşma ile uyanıyoruz. Biz enseyi karartmadan, bildiğimizden dönmeden, bir sabah kendimizi devcileyin bir Mesut Özil’e dönüşmüş bulmadan yolumuza devam ediyoruz. Sizin de öyle yaptığınızı görüyoruz.
Gelin önce bir sarılalım sonra da gündeme geçelim.
Sıcak çok sıcak belki de daha sıcak olacak
Dedik ya gündem sıcak. Bu sıcaklığın müsebbibi AKP ısının düşmesini istiyor. Muhalefet soğumak için hiçbir gerekçe göremiyor. Nitekim AKP’nin soğutma hamlelerine kararlı adımlarla karşılık veriyorlar. İktidar bu boyuta gelmesini beklemediği anlaşılan tepkileri dindirme veya sindirme hedefine ulaşabilir mi? Yoksa muhalefet yakaladığı ivmeyi mi korur? Fayn Ankara muhabiri gelişmeleri ve olası senaryoları derledi.

Ya tam otokrasi ya demokrasi
“Türkiye otoriterleşiyor mu?” sorusunu geçtik. Peki tam olarak nerede geçtik? Ayrıca ne kadar geçtik? Bu yoldan çıkan sapaklar var mı yoksa tünelden direkt totaliter rejime mi bağlanıyoruz? Bu yolculukta bizim elimizden ne gelir, ne gelmez? Siyaset Bilimci Şebnem Gümüşçü anlattı.

İktidar mahallesi ne düşünüyor?
İyi güzel de bu şahane tablo hakkında iktidar mahallesi ne düşünüyor? Aslında çeyrek asırlık iktidar süresinde gerçekleşen benzer durumlarda ne düşünüyorlarsa bunda da onu düşünüyorlardır deyip geçebilirdik. Ama öyle yapmadık doğrusunu yaptık. O mahalleye gidip sorduk.

‘‘Üniversitelerimizi ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz”
300’den fazla genç vatandaşımız Anayasa ile garanti altına alınmış haklarını kullanmak ve haklı olarak kaygı duydukları geleceklerine sahip çıkmak suçuyla gözaltına alındı. Sonra da doktor raporları, avukat talepleri dahil her türlü itiraz yok sayılarak tutuklandılar ve bayramı cezaevinde geçirdiler. Fayn, tutuklu 10 öğrencinin arkadaşlarıyla konuştu.

Boykot kelimesinin yarattığı tetiklenme
Bir küçücük boykot kelimesinden bu kadar tetiklenmek de biraz ilginç değil mi? İnsanın yapmayacağı varsa bile yapası gelir. Bu kelime vesilesiyle siz de neyi nereden almak konusunu biraz düşünmek durumunda kalmışsınızdır. Biz kaldık. Bediz Yılmaz, Fayn için tam teşekküllü bir adil gıda rehberi hazırladı. Ne yiyelim, nereden alalım sorularımızın pek çoğunu bir rehberde cevapladı.

Anadolu’nun tüm çocuklarından Kuzey’in Oğlu’na veda

Volkan Konak içten, doğru bildiğini söyleyen, müzikte kendi yolunu çizmiş, cesur ve birden fazla kuşağa hitap edebilmeyi başarmış bir sanatçıydı. Kuzey’in Oğlu’nun külleri Karadeniz’e savrulmasa da türküleri tüm Anadolu’ya savruldu. Onu, onun gibi cesur insanlara en çok ihtiyaç duyduğumuz bir anda kaybettik. Kuzey’in çocukları da hakları için ses çıkarmaktan çekinmediği diğer bütün çocuklar da onu unutmayacak. Sevgiyle ve saygıyla uğurluyoruz.

Yeni Amerika’nın yeni düşmanları
Orada onu demek yasak, burada bunu demek yasak. ABD’de de İsrail’in Gazze’de yaptıklarına karşı olmak yasak. Türk öğrenci Rümeysa Öztürk sokak ortasında apar topar gözaltına alındı. Kısa bir süre sonra da ünlü tarihçi Prof. Cemal Kafadar, Harvard Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’ndeki direktörlük pozisyonundan yardımcısıyla birlikte el çektirildi. Yeni Amerika’nın ve onun dış politikasının yeni düşmanlarını Yunus Emre Erdölen yazdı.

Kim takar ÇED raporunu?
Fay hattı üzerindeki ya da çok yakınındaki vahşi madencilik işletmeleri, yaşam alanlarının hemen dibine kurulan siyanür atık havuzları, binlerce ağacın kesildiği, tarım alanlarının yok edildiği, su kaynaklarının kurumasına neden olan projeler… Bunlardan bol miktarda var. Aslında olmaması lazım çünkü ÇED raporu diye bir şey var değil mi? Gelin beraber bir bakalım var mı, yok mu? Yoksa niye yok?

“Benim çocuğumdan sonrası tufan”
Demokrasi yanlısı protestolar üzerinden ahlaki değerlendirmelere devam… Ahlak Bekçisi bir arkadaşından canını çok sıkan bir laf duymuş. Kızmış ve tartışmayı sayfasına taşımış. “Çocuğum iyi ki yurtdışında” diyenden “Senin çocuğun yok, anlamazsın” diyene çeşit çeşit laflar hazırlamış.

İnsanlıktan çıkmadan yapay zekalanmak
İnsanlık internetin gelişiyle bilgiye hızlı ulaşmaya başlamıştı. Yapay zeka ile daha da hızlı ulaşmaya başladı. Peki hız her zaman iyidir diyebilir miyiz? Hızlı edindiğimiz bilgi kimin bilgisi? Ne kadar doğru? Bu yeni nesil bilgilenme yöntemi beynimizi nasıl etkiliyor? Yapay zeka kullanırken insan kalmayı nasıl başarabiliriz? Fayn biraz da kafa dağıtmak için bunlar üzerine düşündü.

Dedikodu bunlar deli olmayın
Yazar Roger Wilkes’e göre dünya üzerindeki ilk dedikodu 3500 sene önce kaydedilmiş. Yuval Noah Harari de Sapiens’te insanlığın yaptığı gelişim sıçramasında dedikodunun önemli bir payı olduğunu öne sürmüştü. Katılan olur, katılmayan olur. Katılanlar bizce biraz dedikoducudur. Lakin niyetimiz bir dedikodu kutuplaşması yaratmak değil. Konuyu şöyle bir tartmak. Tartılmış halini aşağıda bulabilirsiniz.

Eğrisi bol, doğrusu sınırlı bir anı kitabı
Donald Trump’ın ikinci başkanlık dönemiyle beraber gözler bir kez daha First Lady’nin 2024 yılında kaleme aldığı Melania kitabında. Eğrisi bol, doğrusu sınırlı bir anı kitabı olan Melania, yine de satır aralarını okumayı bilenlere, dikkat çekici ipuçları veriyor. Fayn o araları okudu.


Kendisi hapiste, eserleri ziyaretinizi bekliyor

İBB Miras ya da resmî adıyla İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde İstanbul’un kültürel mirasını korumak adına bir süredir önemli çalışmalar yapıyor. Bizde böyle güzel şeyler cezasız kalmaz. O yüzden İBB Miras çatısı altında yaptıklarıyla herkesin takdirini kazanan Mahir Polat üstelik de tutukluluğuna engel sağlık sorunlarına rağmen cezaevinde tutuluyor. Fayn size bu hafta İBB Miras’ın restore edip bilabedel İstanbulluların kullanımına açtığı eserleri görmeyi öneriyor.