İnsan çalıştıkça kendini bulur; güzelleşir, anlam kazanır. Bir yerde doğru, insanın sabahları kalkacak bir sebebi olmalı. Lakin emek sermaye şeysini de unutmamak lazım. Bu erdemler, işveren kesiminin kesesi iyice şişsin diye gelişmedi.
Sahiden de içinde yaşadığımız düzende, çalışmak eziyet. Sabah karanlıkta kalk, tıklım tıkış bir toplu taşıma aracıyla mesaiye yetişmeye çalış, öğlen dışarıda fahiş fiyata yağı mideni yakan bir makarna ye, tripli e-postalara yanıt ver, acil diye gelen lalettayin “task”ları yetiştireceğim diye stresten başına ağrılar girsin, rüyanda Excel gör, enflasyonun da altında bir maaş zammı için savaş ver.
Bu dünyanın kahrı bol. O yüzden de milli, dini, geleneksel, yerli, yabancı demeden her tatil ihtimaline dört elle sarılmak anamızın ak sütü kadar helal.
Hele de Avrupa’nın en çok çalışıp en az izin kullanan halkı olarak.
2025 tatillere bakarak bereketli değil, ama biz yine de olanları derledik.
Kayak severler aman dikkat
Yılbaşı tatili Çarşamba’ya geliyor. Sonuna iki gün ekleyerek, beş günlük güzel bir boşluk yaratabilirsiniz.
Ama yılın bu zamanı, özellikle Avrupa’da fiyatlar ve kalabalık malum. Size önerimiz, bu beş günü yayılıp dinlenmek, ailenizle zaman geçirmek, epeydir ertelediğiniz işlerinizi halletmek için kullanmanız.
İlle bir yerlere gideceğim diyorsanız, Kapadokya bu mevsimde harika olur. İstanbul’dan arabayla yedi, Ankara’dan üç saat gibi.
Kayak seven ya da öğrenmeye heves edenler Uludağ dışında alternatiflere yönelmeli. Malum, iklim krizi.
Mart sonu Adana
Bu yıl Ramazan Bayramı, olabilecek en fena kombinasyonla karşımızda: Arife Cumartesi, bayramın ilk günü Pazar.
Çarşamba sabahı işe dönmeyi tercih edebilirsiniz. Zira Mart sonu, çok ara bir sezon. Ek izin almadan bir yerlere kaçmak isteyenler için, yaz sıcağından korktuğunuz yerleri seçebilirsiniz. Mesela, Adana.