Reform Enstitüsü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘yakini’ bir kuruluş.

Enstitü 9 Temmuz 2024’te, “Üç ay sonra 31 Mart tablosu kalıcı mı?” başlıklı bir araştırma açıkladı. Araştırmada yöneltilen sorulardan biri de “Ülkeyi AK Parti mi daha iyi yönetir, CHP mi?” sorusuydu. Verilen cevaplardan şu sonuçlar çıktı: 

Mülteciler, kültür ve sanat, hukuk ve adalet, ekonomi, eğitim konularında CHP’nin ülkeyi AKP’den iyi yöneteceği düşünülüyor. 

Doğal afetlere hazırlık ve şehircilik konularında neredeyse başa baş bir durum var. 

Ancak sosyal yardımlar, milli güvenlik, dış politika, altyapı, ulaşım ve sağlık konularında halen AKP’nin ülkeyi CHP’den iyi yöneteceği düşüncesi hâkim.  

Bu sonuç tersten okunduğunda, CHP’nin sadece belediyeleri değil, ülkenin tamamını yönetebileceği fikrinin oluşması için, güçlendirmesi gereken kasları da gösteriyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, özellikle dış politika ve güvenlik kaslarını güçlendirmek için de çalışıyor. Bunun için dış politika danışma kurulu ve milli güvenlik danışma kurulları da var. 

Yurt dışında Türkiye partisi

Özel, “Yurt dışına adım attığımızda Türkiye'nin partisiyiz” mottosunu belirledi. Bazıları bunun uygulama biçimini eleştirse de iktidar destekçilerinin ses çıkaramayacağı bir söylem olduğu belli.  

ABD’ye gittiğinde Türk Evi’ni kullanmak için başvuru yaptı örneğin. Bunun için Dışişleri ile temas kuruldu. 

Partisinin gölge dış işleri bakanı, Genel Başkan Yardımcısı ve akademisyen İlhan Uzgel, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. 

Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeye giderken, yanında not tutması için eski büyükelçi, partisinin dış politika konularındaki bir diğer sözcüsü Namık Tan’ı yanında götürdü. 

Özel’in dış politika hamleleri

Özel, Sosyalist Enternasyonal'de Başkan Yardımcısı. Oradaki üye ülkelere Filistin’i tanıma çağrısı yaptı. Mektuplar yazdı, gönderdi. Filistin’e gitmek için girişimde bulundu. 

ABD’deki Sosyalist Enternasyonal toplantısında Güney Kıbrıs’ın AKEL Partisi’nin Genel Sekreteri Stefanos Stefanou adada Türkiye’yi işgalci olarak tanımladığında, tepkisini toplantıyı terk ederek gösterdi. Tekrar gelip oturduğunda Türkiye’nin harekâtı barış için yaptığını söyledi.  

Tıpkı devlet geleneğinde olduğu gibi ilk yurtdışı gezilerini KKTC ve Azerbaycan’a yapmak istedi. 

KKTC’ye gitti, hem de geniş bir heyetle.  

Ama Azerbaycan’a gidemedi. Çünkü Özel’in ifadesiyle “partinin Azerbaycan’la eski yaşamış olduğu krizlerden dolayı” istediği ziyaret mümkün olmadı. 

Özel, şu sıralar Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in gönlünü kazanmaya çalışıyor. Ona ayrıca geleceğiz. 

“Televizyon izlese görecek”

Özel tüm çabasına karşın, dış politika konusunda acemi bir duruş sergiliyor. Partisinin öne çıkan dış politika figürleri de kamuoyundan tepki çeken açıklamalarda bulunuyor.  

Son olay 7 Aralık’ta yaşandı. Özel, 7 Aralık’ta Kilis’te, Suriye sınırının az ötesinde, muhalifler Şam’ın neredeyse kapısına dayanmışken, "Bir an önce Esad ile gerekli temaslar sağlanmalı, çatışma ortamı durdurulmalı." dedi. 

8 Aralık’ta Özel’in sözlerinin daha mürekkebi kurumadan, CHP’nin dış politikadaki gelişmeleri okumakta ne kadar geride olduğu anlaşıldı. 

Esad devrilerek Şam’ı terk etti. 

Yani Özel o sözleri söylerken muhtemelen Esad pılısını pırtısını topluyordu. 

Partisinin bir milletvekili Özel’in düştüğü durum için şöyle dedi:

“Televizyona baksa ne olduğunu görecek, bu duruma düşmeyecek.”