“Bir varmış, bir yokmuş…
CHP diye bir parti varmış.
Ülkesinde kendisinden daha eski başka parti yokmuş.
Rakipsiz olduğu zamanlarda uzun uzun hüküm sürmüş.
Doğal olarak ülkenin cumhurbaşkanları da ondan çıkmış.
Ama siyaset arenasına başka partiler çıkınca bir daha ne tek başına iktidar yüzü görmüş, ne de cumhurbaşkanlığı katına bir isim taşıyabilmiş.
Az gitmiş uz gitmiş, bir türlü ‘cumhurbaşkanı adayı kim olacak’ sorusundan da ‘adayı nasıl belirleyeceğiz, ne zaman belirleyeceğiz’ tartışmalarından da kurtulamamış.
Bazen tercih ettiği isim ayrışmalara neden olmuş, bazen ismin belirlendiği yöntem, bazen zamanlama. Hatta bütün bu sorunların hepsi için kendisine küsüldüğü de, kıyasıya eleştirildiği de olmuş.
Hep bir önceki seferden ders aldığını söyleyerek yoluna devam etmiş.
Ama sonuç değişmemiş.
Seçime umutla girmiş, hüsranla çıkmış.
Gel zaman git zaman 2025 yılına gelinmiş. Bu sefer başka bir şey deneyeceğim demiş ve yine cesaretle başlamış…”
Masalların ve hikayelerin sonu, bazen iyi bazen kötü biter.
Özgür Özel dönemindeki CHP’nin hikayesi ve sonu nasıl olacak, bir sonraki seçimde göreceğiz.
Ama geride bırakılan birkaç gün o zamana kadar bol sorulu, tartışmalı, iddialı, kulisli, rekabetli bir sürece bir kez daha girildiğini gösteriyor.
Kuşatmalar, oyunlar, kararlar
CHP kararını verdi başlıklı yazımızda, partinin iktidar tarafından gerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturmalar, gerekse de sonu ona uzanabilecek başka kuşatmalar nedeniyle cumhurbaşkanı adayını belirleme kararı aldığını anlatmıştık.
Bunun için belirlenen yöntem de parti üyelerinin katılımıyla yapılacak bir ön seçim olacaktı. Ancak olası adaylardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın önseçime girmeye niyetli olmadığına dair kulisler olduğunu anlatmıştık.

Çok özel fotoğraf 1
Bizim 31 Ocak 2025’te posta kutunuza düşen Fayn Haftalık bülteni ile size bunları anlattığımız sıralarda Ekrem İmamoğlu, hakkında başlatılan iki ayrı soruşturmayla ilgili ifade vermek için Çağlayan’daki adliye binasına gitti.
O gün sadece CHP’lilerin değil, diğer 13 muhalefet partisinden temsilcilerin de katılımıyla, bir nevi hükümete ama bilhassa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı gövde gösterisi yapıldı.
O gövde gösterisine katılanlar arasında, hakkında “CHP içi adaylık yarışında ekarte edilmeye mi çalışılıyor” sorusu ortada olan Yavaş da vardı. Kendisine destek vermeye gelenlere otobüs üzerinden seslenen Ekrem İmamoğlu’nun yanına çıktı.
İmamoğlu da Yavaş’ın elini havaya kaldırdı ve şöyle dedi:
“Özellikle burada bulunması, nasıl kol kola omuz omuza olduğumuzu, birlikte, ‘Mesele vatansa, gerisi teferruattır’ diyerek bir arada olduğumuzu gösteren değerli dostum, ağabeyim, Belediye Başkanımız Mansur Yavaş’a teşekkür ediyorum.”
Birlikte verilen bu fotoğraf düşman çatlatır gibiydi. CHP’nin içindeki parçalı yapıya oynayan iktidar kadar parti içi muhalefete de, ayrıca İmamoğlu ve Yavaş ikilisi arasındaki bir gerilimi fırsata çevirmeye çalışma niyetinde olanlara da yanıt niteliğindeydi.
Bu manzaraya başta İmamoğlu taraftarları, CHP’liler pek sevindiler. Aslında daha çok derin bir ‘oh’ çektiler.
Yavaş oraya gelmeseydi lafın biri bin para edecekti.
İktidar ayrı yerden, uzantıları ayrı yerden, eski Genel Başkan bir başka yerden yüklenip laf üretecekti. Yavaş, buna izin verecek bir harekete girmedi.
Yavaş’ın söylediği, söylemediği
Amma velakin üç gün geçti, Yavaş şöyle dedi:
“Aday belirlemenin çok erken olduğu düşüncesindeyim. Seçim tarihi belli değil. Öncelik olarak şu ekonomik sıkıntı varken, adayların birbirinin enerjisini yormaması gerektiği kanaatindeyim."
Yavaş’ın bu ifadesi kulislerde dolaşan “ön seçime girmeyi düşünmüyor, kararın ertelenmesini bekliyor” yorumlarının alıcısını artırdı.
Yavaş’ın düşüncesinin şu olduğu biliniyor: CHP’nin cumhurbaşkanı adayını sadece ön seçimle belirlemesi, muhalefetin geri kalanını rahatsız edebilir.