New York’ta konumlanan dev finans kulelerinin camları tedirgin bir ışıltıyla parlıyor. Bir tarafta, göz alıcı bütçelerle donanmış ABD’li teknoloji devleri; diğer tarafta, “imkânsız” denileni başaran Çin merkezli bir girişim: DeepSeek. 

ABD yaptırımları ile sınırlanmış mütevazı imkânlara rağmen akılalmaz bir atılım gerçekleştiren bu firma, yapay zekâ sahnesini temellerinden sarsıyor. Wall Street’ten Pekin’e, donanım pazarından uygulama mağazalarına kadar her yerde bir uğultu yükseliyor: “Bu gerçekten mümkün mü?” Devlerin stratejileri değişiyor, piyasalar dalgalanıyor ve en önemlisi, milyar dolarlık projelerin kaderi yeniden yazılıyor. 

Düşük maliyet, etkileyici sonuçlar

Geçen hafta teknoloji dünyasında dikkat çeken bir sarsıntı yaşandı. Çin merkezli yapay zeka girişimi DeepSeek, “R1” adını verdiği yeni nesil akıl yürütme (reasoning) modelini tümüyle açık kaynak olarak paylaştı. ABD’de yapay zekâ devleri OpenAI, Meta ve Google gibi devasa maliyetlerle model eğitirken, DeepSeek’in yüksek performanslı ve görece düşük maliyetli modelleriyle ortaya çıkması adeta küresel düzlemde bir depreme neden oldu. Sözde yapay zekâ pahalı bir zanaat idi. Basında boy gösteren iddialara göre DeepSeek’in R1 modeli, ABD’nin en güncel modelleriyle boy ölçüşecek yetkinlikte – hem de ABD’nin son yıllarda Çin’e uyguladığı yüksek kapasiteli çip tedarik kısıtlamalarına rağmen.

Özellikle Wall Street’in ağzından düşmeyen 4 yıl içinde 500 milyar dolarlık yatırım öngören ve Trump’ın koltuğa oturur oturmaz onayladığı 100 bin kişiye iş imkanı sağlayacak “Stargate” projesinin, ABD’nin yapay zekâ alanında liderlik pozisyonunu korumasını hedefleyen mega bir altyapı ve Ar-Ge hamlesinin bu gelişmelere karşı çarpıcı bir çıkış olduğu öne sürülüyor.

DeepSeek’in düşük maliyetle etkileyici sonuçlar alabilmesi, “daha fazla para her zaman daha fazla sonuç getirmez” tezini yeniden gündeme getirdi. Bu çelişkili ortamda, ABD’li yatırımcılar ve teknoloji devleri hem eleştirel hem de coşkulu açıklamalar yaparken, Çin merkezli yenilikçi gücün küresel çapta karşılığını bulduğu görülüyor. 

İşin dramatik yanı, dünyanın en büyük ekonomisi ABD’nin  yapay zekâ sahasında benimsediği “kapalı kod ve devasa bütçe” stratejisinin, çok daha kısıtlı kaynaklarla çalışan bir rakip tarafından sarsılıyor oluşu. Öyle ki, DeepSeek’in mobil uygulaması bir anda başta ABD ve Avrupa olmak üzere 50’den fazla ülkede App Store listelerinin zirvesine oturdu.

DeepSeek: Devleri sallayan yeni oyuncu

DeepSeek’in kurucusu Liang Wenfeng aslında finans dünyasından geliyor. Daha önce, yapay zeka kullanan bir yatırım fonunda (High-Flyer) araştırma geliştirme ekibinin başındaydı. Buradaki deneyimini 2023’te kurduğu DeepSeek’e taşıdı. Amacı, az kaynakla daha güçlü ve verimli yapay zeka modelleri geliştirmekti.

DeepSeek’in modelleri, büyük ve güçlü yapay zekalar yerine daha küçük ama daha akıllı sistemler oluşturmayı hedefliyor. İzledikleri metotlar arasında bilgiyi sıkıştırarak daha verimli hale getirme, farklı yapay zeka uzmanlıklarını birleştirme ve hesaplamaları daha verimli hale getirme gibi yöntemler var. Yani, daha az güç harcayan ama yine de çok iyi çalışan bir yapay zeka geliştirdiler.

Yeni nesil akıl yürütme yaklaşımı sayesinde model, yanıtlarını vermeden önce kendi içinde mantık zincirini kuruyor. Fizik, matematik ve programlama gibi daha derin akıl yürütme gerektiren konularda bu stratejinin faydası özellikle öne çıkıyor. Üstelik DeepSeek’in bu modeli, ABD’nin çip kısıtlamalarına rağmen “daha düşük performanslı donanımlarla” eğitildi. Dışarıdan bakıldığında Çinli girişimin sıçrama tahtası, yaptırımların getirdiği kısıtları bir çeşit “inovasyon zorunluluğuna” dönüştürmüş gibi.

Risk sermayedarı Marc Andreessen, Çinli girişimi “gördüğüm en etkileyici atılımlardan biri” olarak tanımladı. DeepSeek’in rakibi OpenAI şirketinin yöneticisi Sam Altman bile bu Çin icadı için “sundukları performansı bu fiyat aralığında sağlayabilmeleri gerçekten etkileyici” yorumunda bulunuyor. Ancak DeepSeek’i “devlet destekli bir manipülasyon girişimi” olmakla suçlayanlar da var. Henüz bu iddiayı doğrulayacak somut bir kanıt öne sürülmese de sosyal medyada yayılan komplo teorilerinin ardı arkası kesilmiş değil. Dahası, DeepSeek’in kurucusunun Çin hükûmetiyle ilişkisi konusunda net bir resim yok. Bu durum şüpheleri canlı tutuyor. 

Wall Street ve “Stargate” projesi

Öte yandan ABD’deki en büyük cevap, Donald Trump’ın arkasında durduğu Stargate projesi. Bu projede SoftBank, OpenAI, Oracle ve MGX gibi devlerin yanı sıra Microsoft, NVIDIA ve ARM gibi paydaşlar da var. Plan ise ülke çapında devasa veri merkezleri kurmak, yüksek hesaplama gücü ve yapay zekâ altyapısı inşa etmek ve on binlerce kişiye istihdam sağlamak. Masayoshi Son başkanlığında yürüyeceği belirtilen yönetim kuruluyla birlikte Stargate, ilk etapta 100 milyar doların üzerinde bir yatırım alacak. 

Stargate, ABD’nin yapay zekâ yarışında başı çekmesi için stratejik bir koza benziyor. Özellikle Meta ve Microsoft gibi devlerin bu yıl toplamda 150 milyar dolara yakınsayan AI yatırımları yapacakları biliniyordu. Ancak DeepSeek gibi verimli rakiplerin ortalığı karıştırdığı bir dönemde “kapex coşkusu” (dev sermaye harcamaları) artık sorgulanır hâle geldi. Jefferies gibi kimi broker şirketler, DeepSeek’in başarılarının “fazla abartıldığı” görüşünde olsa da, “Düşük maliyetli ama yüksek kaliteli model eğitimi mümkünse, devasa yatırım planları ne kadar mantıklı?” sorusu yatırımcıların aklını meşgul ediyor.

Trump, bu projeyi kamuoyuna tanıtırken “Amerikan rüyasını yeniden inşa ediyoruz” diyerek iddialı bir söylemle satıyor. Ancak Tesla CEO’su Elon Musk gibi isimler, gerekli sermayenin gerçekten toplanıp toplanamayacağı konusunda kuşkularını açıkça dile getiriyor. Musk, sosyal medya platformu X’te, “SoftBank’ın elindeki nakit teminat asla bu projeyi tam olarak finanse etmeye yetmez.” diyerek tartışmayı alevlendirdi. Buna karşılık, Sam Altman, “Bu projenin ülke için ne kadar faydalı olacağını göreceksiniz. Amerika’yı bireysel çıkarlarınızın önüne koymamanızı umuyorum.” diyerek Musk’a doğrudan bir gönderme yaptı. 

İkilinin arasındaki bu gerilimin perde arkasını merak ediyorsanız, “OpenAI, Elon Musk ve yapay zekânın güç savaşı: Perde arkasında neler oluyor?” başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.

Piyasaların gelgitli tepkisi

Teknoloji hisseleri, DeepSeek’in görece düşük maliyetli atılımından sonra sert değer kayıpları yaşadı. Özellikle NVIDIA gibi yapay zekâ hızlandırıcı çip üreticilerinin hisseleri, “acaba uzun vadede donanım talebi azalır mı?” endişesiyle kısa bir süreliğine %10’luk bir düşüş gösterdi. Diğer bir kamp ise yapay zekânın çok daha ucuz ve erişilebilir hâle gelmesinin ilk etapta kullanım alanlarını genişleteceğini düşünüyor. Yapay zekâ kullanımının yaygınlaşması demek çiplere olan ihtiyacımızın artacağı anlamına geliyor. Çiplere olan talep artarsa fiyatlar rayına oturur görüşü de yaygın bir diğer bakış. 

Finans cephesinde ise ABD merkezli Morgan Stanley, verimliliğin düşük maliyetli çözümlerle artması halinde yapay zekâ yatırımının daha geniş kitlelere yayılacağını, bunun da uzun vadede ABD merkezli teknoloji devlerinin ekosistemdeki payını korumasına yardımcı olacağını düşünüyor. ABD merkezli finans devleri Citi ve Bernstein gibi bazı kurumlar ise DeepSeek’in gerçekte ne kadar gelişmiş donanım kullanıp kullanmadığı konusunda ikircikli. Çünkü DeepSeek’in “sanayi standardı altındaki çipler” açıklamasının pazarlama stratejisi olabileceğini, muhtemelen yine gelişmiş NVIDIA GPU’larını bir şekilde tedarik etmiş olabileceğini öne sürüyorlar. Maalesef bu iddialarını kanıtlamaları gerekecek… 

Özetle, “en iyi model için en güçlü donanım” paradigması, yerini “daha ince mühendislik yaklaşımlarıyla verimli model” anlayışına bırakabilir. Eğer bu değişim rüzgârı güçlü eserse, özellikle ABD’deki dev sermaye harcamalarının kârlılık vadeden projelere dönüşmesi baskısı giderek artacak.

Tüketici cephesinde derin değişim

Bir yandan da tüketici tarafı hareketli: DeepSeek’in mobil uygulaması, iOS ve Android mağazalarında ChatGPT gibi popüler uygulamaları geçerek zirveye çıkmayı başardı. Haftalar öncesine kadar adı pek duyulmayan bir uygulamanın hızlı yükselişi, sadece Asya pazarındaki potansiyele dayanmıyor. Mobil veri araştırma şirketi Sensor Tower verilerine göre, DeepSeek’in yeni indirmelerinin yalnızca %23’ü Çin’den, geri kalanı büyük ölçüde ABD ve Avrupa’dan geliyor. Bu ani yükseliş, ChatGPT ve Google’ın “Gemini” modeli gibi önde gelen yapay zekâ araçlarının tüketici nezdindeki kalesini sarstı denebilir.

Apple’ın uygulama sıralama algoritması, hızla artan indirme sayıları ve etkileşimi üst sıralara taşıyan önemli etkenlerden biri. Ancak süreklilik sağlayıp sağlamayacağı belirsiz. DeepSeek, “büyük çaplı siber saldırılar” altında olduğunu ve Çin dışındaki kullanıcıları için kayıtları geçici olarak sınırlandırdığını da geçenlerde duyurdu. Yine de uygulama mağazalarının liderlik koltuğuna oturan bu Çin merkezli girişim, popüler yapay zekâ araçlarının “tek gerçek oyuncu” olduğu algısını yıkmış görünüyor.

ABD-Çin rekabetinin yeni boyutu

Neticede kökleri yıllar öncesine uzanan ABD-Çin teknoloji rekabeti, DeepSeek sayesinde yepyeni bir boyuta taşındı. Son dönemdeki ABD yaptırımları, Çinli şirketlerin ileri seviye çiplere erişimini kısıtlıyor. Fakat DeepSeek örneği, “az kaynakla da büyük başarılara ulaşılabilir” düşüncesini pekiştiriyor. Detaylarına Çip savaşlarında yeni perde: Bilmeniz gereken her şey isimli yazımda değinmiştim. Bununla birlikte, ABD’nin ticari silahlarının tamamıyla etkisiz olduğunu düşünmek yanıltıcı olur. Çinli girişimler, küresel arenada “gri” yöntemlerle bu kısıtlamaları aşmaya çalışıyor; yüksek düzeydeki GPU’ların karaborsaya düştüğüne dair söylentiler sosyal medyada çalkalanıyor…

Öte yandan, gerek ABD’de gerek Çin’deki analistler “yaptırımların yenilikçi yaklaşımları körüklediğini” ifade ediyor. MIT Technology Review, “Silikon Vadisi devleri, sınırsız kaynak ve üst düzey donanım imkânlarıyla hızla hareket ediyor olabilir ama Çinli start-up’lar artık daha verimli algoritmalara odaklanıyor.” diyerek çuvaldızı ülkesine batırdı

Bu iki yaklaşımın hangisinin uzun vadede daha üstün geleceği, belki de küresel AI rekabetinin kaderini belirleyecek.

💾
Fayn, güç sahiplerini denetlemek, bakış açılarımızı genişletmek ve 21. yüzyılın enformasyon karmaşasına direnebilmek için var. Fayn'a sınırsız erişim için ücretli abonelerimiz arasına katılın. Abonelik seçeneklerini inceleyin.
Bağlantı kopyalandı!

Yazan:

Vorga Can

Vorga Can

Koç Üniversitesi Sosyoloji ve Uluslararası İlişkiler bölümlerinden mezun oldu. Forbes'ta gazetecilik yaptı. 2020'de yapay zeka şirketi Novus'u kurdu.