"Sevgili Ahlak Bekçisi,
Geçen aylarda oğlumun fotoğrafını bir kast ajansına göndermiştim. Belki bahtı açılır da çağırırlar, bizimki de birkaç reklam ya da dizide boy gösterir diye.
Öyle de oldu. Ajansa fotoğraf gönderdikten yaklaşık iki ay sonra bir reklam filminde rol alması için teklif geldi. Sevindim doğrusu… Bizim oğlan da sevindi ve televizyona çıkacağı için çok heyecanlandı.
Ancak eşim bu durumdan pek hoşlanmadı. Oğlumuzun bu yaşta para karşılığı bir iş yapmasının doğru olmadığı söylüyor.
Oğlumuzun bu tür işlerden kazanacağı parayı kendimiz için kullanma niyetinde değilim. Parayı, onun gelecekteki okul masrafları için kenara ayırmak istiyorum. Tabii biz ebeveynleri olarak onun en iyi eğitimi alması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Ancak belki de oğlum kendi kazanacağı para sayesinde bizim yaratacağımız imkânlardan daha iyisine de kavuşabilecek.
Eşimle bu konuda farklı düşünüyoruz. Ancak belli ölçüde eşime de hak vermiyor değilim. O bu karşı çıkışı yaptıktan sonra şöyle düşündüm. ‘Her ne kadar oğlum reklamlarda oynamak istese de acaba ben onu yanlış bir şekilde mi yönlendiriyorum?’ Hatta ‘Oğlumu çocuk işçi mi yaptım ben şimdi?’ diye de düşünmedim de değil.
Kafamdaki bu sorular nedeniyle gel-git yaşamaya başladım ve işin içinden çıkamıyorum. Oğlum da ona rol teklif edildiği için çok sevindi ve onun bu sevincini de kursağında bırakmak istemiyorum. Vallahi ne düşüneceğimi, ne yapacağımı şaşırdım.
Siz ne dersiniz?
Adını vermek istemeyen okur."
Çocuğun çalışması eğitiminin bir parçası mı yoksa onu sömürmek mi?
Değerli okurumuz,
Yıllarca reklamcılık yapmış ve çocuk oyuncularla da çalışmış biri olarak içinde bulunduğunuz ikilemi çok iyi anlıyorum. Zira ben bu hikâyenin diğer tarafından (ebeveyn değil reklamcı) biri olarak çocuklarla pek çok deneyim yaşadım. Bu deneyimlerim sırasında da pek çok kez kendime “Bir çocuğun reklam, dizi ya da sinema filminde oyunculuk yapması ahlaki açıdan iyi bir şey mi?” diye sordum.
Size bir şey itiraf edeyim mi? Hiçbir zaman kendim için de tatmin edici bir cevaba ulaşamadım. Bir tarafı bana hep yanlış geldi, diğer taraftan da “Ne kötülük var bunda?” deyip durdum.