6 Şubat depremlerinin üzerinden, dile kolay, iki yıl geçti. Ancak depreme yakalanan pek çok insanın hayatı, bir daha eskisi gibi olamayacak şekilde etkilendi, değişti.

Kimi eşini, kimi evladını, kimi ise bir uzvunu kaybetti. Depremin ardından önce enkaz altında, sonra yer üstünde verdikleri mücadele, onları bambaşka insanlar haline getirdi. 

Kimi zaman gelecekten umutsuz, kimi zaman mücadelenin verdiği azimle daha kararlı, bazen de her şeye rağmen duydukları şükran duygusuyla acılarını sağaltmaya çalışıyorlar.

Onur Kaba, enkaz altında kaldığı 87 saatin ardından bacağını kaybetti; şimdi en büyük hayali bir biyonik bacak.

Sibel Yalçın, depremde eşini ve büyük oğlunu yitirdi; iki yıldır yaşadığı konteynerde en büyük isteği, orada kalmaları için hak tanınan beş yıllık süre dolduktan sonra başını sokacağı bir yer bulmak.

Ozan Laleci, birlikte enkazda kaldıkları eşi Meral Laleci’yi yanıbaşındayken kaybetti; onu hayata tutunduran şey ise, eşinin mezarını bulmaya dair ümidi.

Fayn, 6 Şubat depremlerine Hatay’da, depremin en ağır vurduğu şehirlerden birinde yakalanan bu üç insanı dinledi. 

“Yaşıtlarımın çoğunun hayali motor ve araba; benim hayalim biyonik bacak”

6 Şubat depremine Antakya’da yakalanan Onur Kaba, 2001 doğumlu. Ailesi Yayladağı’nda köylerinde yaşarken Kaba, bir pastanede garsonluk yaptığı için şehir merkezinde kalıyormuş. 

Kaba, 87 saat enkaz altında kalmış: