31 Mart 2024 yerel seçimlerini atlatan Türkiye, hem iç hem de dış siyasette vites yükseltti ve yoğun bir hafta geçirdi.
Bu haftanın diplomasi trafiğinde istikrarsızlığın tırmandığı Ortadoğu geniş yer tuttu.
Türkiye, hem bölgede tekrar sözü dinlenen etkili bir güç olmaya çalışıyor hem de Ortadoğu krizlerinin kontrol edilemez boyutlara gelip bölgesel çatışmaya dönüşmemesi için çaba sarf ediyor.
Bunları yapmaya çalışırken de 2010 yılındaki Mavi Marmara baskını ve arkasından yaşanan Arap Baharı sürecinden çıkardığı derslerle ilerlemeye gayret ettiği anlaşılıyor.
2010 yılında abluka altındaki Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda müdahale eden İsrail, gemideki 10 kişiyi öldürmüştü.
O günden sonra da Ankara ile Tel Aviv arasında ilişkiler eski haline gelememiş, İsrail, Doğu Akdeniz’de Türkiye aleyhine girişimlerin parçası oluvermişti.
Türkiye’nin Arap Baharı’na verdiği destek, Mısır ve başta Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere, Körfez ülkeleriyle de ilişkisini bozmuştu. Bütün bunlar, Türkiye’nin bölgede atmaya çalıştığı adımların önüne engeller çıkarmıştı.
Mısır ile ağır aksak ama kararlı
Türkiye normalleşme çabalarında Mısır ile ilişkilerine özel bir önem veriyor.
Ankara Kahire ilişkileri, Mısır’ın temkinli adımlardan yana olması nedeniyle Türkiye’nin istediği hızda ilerlemese de, iki ülke Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’ni Cumhurbaşkanlığı seviyesine taşımaya karar vermişti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 20 Nisan’da Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’yi İstanbul’da ağırladı.