“Çobanlar ‘Bizi kurtarın’ diye bağırınca köylüler yardıma koştu. Çobanları ve hayvanları kurtarmaya çalışırken öldüler.’’
Bu sözler 20 Haziran’da Diyarbakır – Mardin sınırında çıkan yangında 10 kişinin hayatını kaybettiği Yücebağ köyünün muhtarı Vedat Demir’e ait.
Yangının başladığı Perşembe akşamı bölgede aniden bir fırtına çıktı.
Köylülerin anlatımına göre fırtınayla birlikte elektrikler gitti, geldi.
Köy sakinleri dışarı çıktıklarında Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı Köksalan köyünden yükselen alevleri gördüler.
Saat 22:00 civarında başlayan yangın kısa sürede rüzgarın etkisiyle yayılmış, göz açıp kapayıncaya kadar alevler Mardin’deki Yücebağ köyüne de ulaşmıştı.
Bu iki köyden yangında hayatını kaybedenlerin sayısı 15’e yükseldi. 78 yaralı var. Binden fazla hayvan öldü. Yangın Diyarbakır’da 8 bin 100, Mardin’de ise 7 bin dönüm alanda hasara yol açtı. Toplam 5 bin 450 dönüm ekili arazi yandı.
Aradan bir hafta geçti. Buna rağmen yangının nedenini bile tam olarak bilmiyoruz.
Diyarbakır Valiliği yaptığı ilk açıklamada yangının anız yakımından, yani tarlalarda hasattan sonra ekinlerin toprakta kalan kök ve saplarının kasıtlı olarak yakılması sonucu çıktığını ifade etti.
Ancak köylüler, görgü tanıkları ve bölgede inceleme yapan uzmanlar, yangının bölgedeki elektrik enerjisi dağıtıcısı DEDAŞ’ın yenilemediği elektrik telleri yüzünden çıktığı görüşünde.
Savcılık olayla ilgili başlatılan soruşturma dosyası için hazırlanan ve aynı görüşü paylaşan bilirkişi raporunu yetersiz bularak daha kapsamlı bir rapor talep etti. DEDAŞ ise yangının elektrik iletim hatlarından çıktığı iddiasını reddediyor.
Fayn, tüm bu tartışmalar sürerken bölgedeki köylüler, yangına tanıklık edenler ve uzmanlarla konuştu.
‘Köydeki elektrik direkleri ağaçtan ve 43 yıllık’
Mardin’e bağlı Yücebağ köyünün muhtarı Vedat Demir, 50 yaşında. Köyden 10 kişinin alevler arasında can verdiği o geceyi, ‘‘Hayatımda ilk kez bu kadar büyük yangın gördüm’’ diye tarif ediyor.