Sene 2025, uzaya gönderilen ilk insanın üzerinden 64 yıl geçti. 2024 yılında bir Türk astronot da uzay gördü. 

Dünya dışı keşifler insanlık için artık o kadar da şaşırtıcı değil. Uzay farkındalığı amacıyla kurulan ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Space Foundation’ın verilerine göre, bu zamana kadar yaklaşık 700 astronot, uzay seyahati gerçekleştirdi. Bu ziyaretlerin 280 tanesi ise Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) yapıldı. 

2024 yılının Haziran ayında Uluslararası Uzay İstasyonu’na düzenlenen Boeing Starliner seferinin ise uzayda geçirdiği sekiz günden sonra Dünya’ya dönmesi bekleniyordu. Ancak bu yolculuğun üzerinden altı ay geçmesine rağmen hâlâ dönüş yapamadılar. İki kez ertelenen dönüş yolculuğu için belirlenen yeni tarih ise Mart 2025.

Nereye gidiyor bu astronotlar?

Uzaya yapılan ilk seyahatler, Ay’a ya da sadece Dünya’nın yörüngesine oluyordu. 2011’de 100 milyar dolarlık bir yatırımın meyvesi olan ISS, Amerikan, Japon, Rus ve Avrupalı bilim adamlarının içine yerleştirdiği laboratuvarlarla uzay tarihi için önemli bir yapı. 

ISS, Buckingham Palace kadar büyük, uzunluğu 110 metreyi buluyor. Bazen astronotlar havada süzüldükleri bu istasyonda başka bir astronotla karşılaşmadan günü geçirebiliyorlar. 

Yerçekiminin olmadığı bu istasyonda yerleşik düzenekler olsa da havada uçan alet edevatlarla karşılaşmak mümkün. Hatta kaybolan eşya ve aletleri toparlamakla görevli kişiler bile var.

NASA’da yük operasyonlarıyla ilgilenen Sam Shine diyor ki “Astronotlar bazen bir tamir aleti arıyorlar ve elbette koydukları yerde olmuyor. Görevli kişi de bunu istasyon içerisinde bulmakla uğraşıyor.”

İstasyondaki astronotlar ve çalışanlar sürekli değişse de her zaman orada deney yapan ve çalışan birileri oluyor.

Neden dönemiyorlar?

Boeing Starliner’la yapılan sefer, türünün ilk örneğiydi ve sonraki yolculuklara öncü olması bekleniyordu. Ancak Starliner’ın istasyona yaklaşmasıyla itici güç mekanizmasında sıkıntılar meydana geldi.

Williams ve Wilmore, Uluslararası Uzay İstasyonu’na güvenli bir şekilde ulaşsalar da dönüş için tekrar Starliner’ı kullanmak konusunda endişeler baş gösterdi. 

NASA, dönüşleri için Starliner’ın kesin kullanımını onaylamamakla birlikte başka bir alternatif de sunmamıştı. 

5 Haziran’da yolculuk yapan Starliner astronotlarını geri getirmek için bir alternatif olarak Space X’in yapacağı eylül seferi gösterildi. Boeing’in uzay yarışındaki en büyük rakibi olan Space X’in Dragon uzay aracını kullanmak ise sessiz bir yenilgiye işaret ediyordu.

Ancak zaten Space X’in yapacağı sefer de uzay aracının hazır olmadığı gerekçesiyle ertelendi. Normal koşullarda Şubat 2025’te dönüş yapması planlanan Space X, aynı tarihte, yaklaşık altı aylık bir gecikmeyle ancak gidişini gerçekleştirebilecek. 

Williams ve Wilmore için sekiz gün sürmesi beklenen uzay macerası, eğer Mart ayında dönebilirlerse sekiz ay sürmüş olacak.

Buna rağmen Suni Williams “Burada birkaç hafta daha kalmaktan şikayetçi değilim.” diyor. Bir seneye kadar süren uzay seferlerinin astronotların sağlığı üzerinde negatif bir etkisi olacağı düşünülmüyor

Uzayda yaşam 

Williams ve Wilmore için uzayda geçirdikleri uzun misafirlik çok da rahatsız edici değil. Biz Dünyalılar onlar için endişelensek de astronotlar, hayatları boyunca uzayda geçirecekleri günler için hazırlanıyor. Ziyaretlerinin uzaması, bilakis onlar için bir hediye.

Kaynak: NASA

NASA, astronotların yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla istasyona düzenli erzak gönderiyor. Bunun yanında egzersiz ve eğlence için de istasyonda birçok imkan bulunuyor. Dünyayı çok da aratmayan bu ortamda tek eksik, yerçekimi.

Bir astronotun ISS’teki günü sabah 6’da başlıyor. Her astronot kendisine ayrılan telefon kulübesi boyutundaki yatak odalarında kalıyor. 

Gün boyunca hem istasyonun bakım ve korunması hem de deneylerle meşgul oluyorlar. Astronotlar gün içerisinde deneyler yaparken, bağlı oldukları sağlık monitörleri aracılığıyla da onların üzerinde deneyler yapılıyor. 

Astronot Nicole Stott, dünyadaki bilim insanları için birer deney faresi olduklarını söylüyor. “Uzay, vücuttaki kemik ve kasların yaşlanmasını hızlandırıyor ve bilim insanları bu verilerden bir sürü çıkarım yapıyorlar.” 

Uzayda geçirdikleri her gün astronotların iki saat egzersiz yapması gerekiyor. Kemik erimesine karşı elzem olan bu egzersizler istasyonun içine yerleştirilmiş özel spor makinelerinde yapılıyor. Ter ise hava boşluğunda uçuşan damlalar olarak gözlemleniyor. 

Stott diyor ki “Yerçekimi olmadığı zaman ter ve yağ etrafta süzülüyor, kıyafetlere çıkmıyor. Üç ay aynı pantolonu giydiğimi hatırlıyorum.” 

Mesai sona erdiğinde ise yemek vakti geliyor. Vakumlanmış paketlerden yedikleri yiyecekler bir restoran kalitesinde olmasa da iş görüyor. 

Aile özlemi çekmelerine rağmen Williams, “uzay benim mutlu olduğum yer” diyor. 

Uzayda her şey güllük gülistanlık değil

Kulağa heyecan verici gelse de iş elbette bilim kurgu filmlerindeki gibi değil. 

Uzay, tehlikeli bir yer. Dünyadakiler ile iletişim ne kadar mümkün olsa da bir acil durumda yapılabilecek müdahale sınırlı. 

Tehlikeler listesinde ilk sırada radyasyon geliyor. NASA’ya göre Dünya’yı saran koruyucu manyetik alan dışına çıkıldığında astronotlar ve uzay gemilerinin radyasyondan zarar görmesi mümkün.

Fiziksel sağlık dışında mental sağlık da astronotları etkiliyor. Dünyayı gerçek anlamıyla dışarıdan gözlemlemek, sevdiklerinden uzak kalmak, bozulması muhtemel bir uyku düzeni ve aralıksız bir çalışma temposu astronotları bir hayli zorluyor. 

Yerçekiminin olmayışı vücut koordinasyonunu bir hayli etkiliyor. Uzaktan bakıldığında eğlenceli gibi dursa da önemli bir adaptasyon süreci gerektiriyor.

Dünyadaki yerçekimi olmadan, bir insanın kemiklerindeki mineral yoğunluğu ayda %1 ila %1.5 azalıyor. Vücut sıvıları beyne nüksediyor, gözlere baskı yaparak görme problemlerine yol açabiliyor. 

Şu ana kadar uzay yüzünden hayatını kaybeden bir astronot yok. Ölümler genelde uzaya giderken veya dönerkenki yolculuklarda, yani teknik aksaklıklar ya da hatalar sebebiyle oluyor. 

NASA’nın yöneticilerinden Nigel Packham’ın verilerine göre, bu zamana kadar gerçekleşen beş ayrı yolculuğun toplamında 21 astronot hayatını kaybetti.

Bunlardan en akılda kalanı belki de Apollo 1. 

Fırlatma sırasında kabin içinde çıkan yangından kurtulamayan üç astronotun henüz uzaya varamadan hayatlarını kaybettikleri olay, bir filme de uyarlanmıştı. 

Tehlikelere rağmen, Suni Williams ve Butch Wilmore sekiz gün yerine sekiz ay kalacakları uzay görevinde güvendeler. Geri dönüşlerinin ikinci kez ertelenmesi, onların sağ salim geri gelebilmesi için.

Biz Dünyalıların gözünü korkutan bu senaryo, görünüşe göre bizi yukarıdan izleyen astronotlar için çok da sorun teşkil etmiyor. Yerküre ahalisi astronotların dönüşünü beklerken, NASA onları geri getirme çalışmalarına devam ediyor. 

🦉
Fayn, güç sahiplerini denetlemek, bakış açılarımızı genişletmek, yankı odalarının duvarlarını yıkmak ve 21. yüzyılın enformasyon karmaşasına direnebilmek için var. Bağımsız ve nitelikli gazeteciliğe alan açma çabasına mütevazı bir tuğla da siz koyun, Fayn'ın ücretli aboneleri arasına katılın. Abonelik seçeneklerini inceleyin.
Bağlantı kopyalandı!

Yazan:

Selin Öztunçman

Selin Öztunçman

Londra’da Gazetecilik okudu. Kültürel, siyasi ve sosyal çatışmalar üzerine yazmayı seviyor.