Eğitim gibi dev bir alana dair tahminler yürütmeye çekiniyorum. Ama bu yazıda yine de bir deneme yapacağım.
Bununla birlikte kendimi en çok yüksek öğrenim alanında yetkin görüyorum. Anekdotal örnekler de genel gözlemler de daha çok buradan gelecek.
Yazıyı yazmaya başlarken şu haber sürekli aklıma geliyor: 1986’da ABD’de Ulusal Matematik Öğretmenleri Konseyi'nin "hesap makinesinin sınıf içi çalışmalarda, ev ödevlerinde ve değerlendirmede tüm sınıf seviyelerinde okul matematik programına entegre edilmesini" tavsiye eden politikasını bir grup matematik öğretmeni protesto etmişti.
Bugün sıcak tartışma konusu olan ChatGPT kullanımı gibi meselelerin de bir süre sonra yok olacağı düşünülebilir.
Daha ilerlemeden önce klasik yapay zeka ile üretken yapay zeka arasındaki farka da basitçe değineyim.
Birbirinden tamamen ayrılamasa da klasik yapay zeka (YZ) daha çok mantıksal çıkarım, problem çözme, simülasyon ve optimizasyon gibi görevlerde kullanılır. Üretken yapay zeka (ÜYZ) ise daha gelişmiş yapay zeka sistemleridir. Derin öğrenme ve sinir ağları gibi teknikler kullanarak, geniş veri setlerinden öğrenir ve bu öğrenilen bilgiyi yeni, özgün içerikler üretmek için kullanır. ÜYZ, var olan verilerden yola çıkarak gerçekçi ve özgün denebilecek görüntüler, metinler, müzikler ve daha fazlasını yaratabilir.
Şu anda yaşadığımız heyecan tam da bu gelişmiş yapay zeka araçlarının mümkün olmasından kaynaklanıyor.
Yazının konusunu yapay zekaya sorunca
Bu yazı için ChatGPT, Gemini ve Claude’a aynı soruyu sordum:
Eğitimde üretken yapay zekanın olası rolü ve getireceği dönüşümlere dair ne diyebilirsin?
Hemen hemen aynı cevaplar geldi, ayrıca sorudaki “üretken” kısmını çoğu kez görmezden geldiler. Verdikleri cevaplar üzerinden gidip kendi yorumlarımı ekleyeceğim.