İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberindeki yüze yakın kişinin 19 Mart’ta yolsuzluk ve terör suçlamasıyla gözaltına alınıp tutuklanması üzerine başlayan protestolarda 300’den fazla öğrenci tutuklandı.
Öğrencilerin birçoğu yapılan itirazlar sonucu tahliye edilirken, CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in verdiği bilgiye göre 57 öğrenci hâlâ cezaevinde. Bu süreçte, bazı öğrenciler sınavlarını kaçırdı, bazıları ise sağlık sorunları yaşadı.
“Lütfen sesimiz olmayı bırakmayın. Daha yetişmem gereken sınavlarım, tamamlamam gereken fotoğraf projelerim ve hayatın güzelliğine dair yazacak şiirlerim var.”
O öğrencilerden biri de bu sözlerin sahibi, kronik kalp ve böbrek hastası 22 yaşındaki Esila Ayık. Üniversite öğrencisi Ayık, Belçika’dan tatil için geldiği İstanbul’da 8 Nisan’da Kadıköy’de düzenlenen “Dayanışma Sahnesi” etkinliğine katıldı. Burada başkasının elinden fotoğraf çekmek için aldığı “Diktatör Erdoğan” yazılı bir dövizi tutması sonrası polisler tarafından gece saatlerinde evi basıldı.
Arkadaşının evinde olduğu için konumunu polislere attı, kendi bildirdiği adreste gözaltına alınan Ayık “kaçma şüphesi” iddiasıyla 9 Nisan’da “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklandı. O tarihten beri Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde.
Zaman genç kadının aleyhine işlerken, avukatı Ümit Özkan, Esila Ayık’ın 23 Nisan'da öğleden sonra fenalaşarak hastanenin acil servisine kaldırıldığını açıkladı.
Avukat, “Yürümekte güçlük çektiği için tekerlekli sandalyeyle ambulansa bindirilmiş. Kalbi sıkışmış, tansiyonu yükselmiş ve kısa süreli bilincini kaybetmiş.” dedi.
Avukatının aktardığına göre Ayık, kardiyoloji bölümüne de görünmesi gerekmesine rağmen o sırada mesai bittiği ve uzman doktor olmadığı için bazı testler yapıldıktan sonra ilaç yazılarak tekrar cezaevine gönderildi.
Sağlık sorunları olan Esila’nın Z kuşağı kitabı
Babası Kemal Ayık’ın verdiği bilgiye göre öğrenci Ayık, doğuştan kalp kapak ve bir böbrek rahatsızlığı olan nefrotik sendrom hastası. Yaklaşık 3 yıl önce annesini kanserden kaybetti ve Belçika’nın Gent şehrinde fotoğrafçılık eğitimi almaya başladı. Ayık kendi ifadesiyle “bir başkaldırı olarak” 11 yaşında denemeler yazmaya başladı. Z kuşağının hayata ve siyasete nasıl baktığını anlattığı “Z Bakış” isimli bir kitap kaleme aldı. Kitap 2023 yılında 7. Vedat Günyol Genç Deneme Yazarı Ödülü'ne layık görüldü.
Fayn’a konuşan ve kızı için endişeli olduğunu belirten baba Ayık, kızının bir an önce tahliye edilmesini istiyor:
“Kızım da ben de ülkesini seven insanlarız. Sadece Esila değil tutuklanan çocuklar Ekrem İmamoğlu’na yapılan haksızlığa dur dediler. Ortada büyük bir haksızlık var. Kızım ‘Ben yurtdışında okuyorum’ deyip hiç katılmayabilirdi de etkinliğe. Ama öyle değil. İmamoğlu tutuklandığında ben de kızım da üzüldük, Esila, ‘Bu haksızlık baba’ dedi. Ben kızımın hemen tahliye edilmesini bekliyorum, geç bile kaldılar. Çocuğuma hasta vaziyette temizlik yaptırılıyormuş cezaevinde.”
İtiraz çıkmazı: Dosya iki adliye arasında sıkıştı
Avukat Özkan, Esila’nın tutuklanmasının ardından dört kez itiraz ettiklerini ancak sonuç alamadıklarını anlatıyor:
“11 Nisan’da dosyanın fiziki olarak bulunduğu Anadolu Adliyesi 7. Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz ettik. İtirazımızın incelenmesini beklerken dosya yetkili olmamasına rağmen İstanbul Adliyesi’nde soruşturuldu. İstanbul 3. Sulh Hakimliği de dosya henüz Anadolu’dan kendisine ulaşmadığı gerekçesiyle incelemedi. Dördüncü itirazımı 21 Nisan’da Anadolu’da tekrar yaptım ve sizin incelemeniz lazım dedim. Her iki tarafta ikişer tane itiraz dilekçemiz var. Hiçbiri incelenmedi bile, üzücü olan da bu. Şu an bir çıkmazdayız. İki adliye arasında sıkıştı kaldı dosya. 22 yaşında bir kız çocuğu bu. Ne yapmış, hatıra için bir fotoğraf çektirmiş. Türk yargısı, annesi olmayan öksüz bir kızla uğraşmaz diye düşünüyorum.”
Doktor raporu: Aort yetmezliği orta seviyeye çıktı
Avukatları, öğrenci Ayık’ın cezaevindeki ilk altı gün boyunca ilaçlarını alamadığı için hastalığının ilerlediğini açıkladı. Cezaevinde sağlık sorunları yaşayan Ayık, hastaneye götürülerek kardiyoloji bölümünde muayene edildi. 17 Nisan’da hazırlanan doktor raporunda aort yetmezliği sorununun hafiften orta seviyeye geldiği belirtildi.
Avukatı Göksun Canberk Uluğ, böbrek hastası Ayık’ın cezaevinde tuzsuz beslenemediği için hastalığın yan etkisiyle kolunda, bacağında elinde ve gözünde sürekli ödemler oluştuğunu söyledi.
Avukat Ümit Özkan ise “Biz tüm raporları sunduk ancak cezaevinde kalıp kalamayacağına karar verilmesi için bir kurul raporu hazırlanacak. Bunun da 10 günü bulabileceği söyleniyor. O zamana kadar bu kız cezaevinde kalmamalı.” dedi.
57 öğrenci hâlâ cezaevinde
Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta tutuklanmasının ardından Türkiye genelinde düzenlenen protestolarda çok sayıda genç ve öğrenci "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla gözaltına alındı ve tutuklandı. Nisan ayı başında tutuklu sayısı 301’e kadar yükseldi. Sonraki haftalarda tahliyeler gerçekleşti.
Saraçhane ve diğer üniversite protestolarına katılan büyük çoğunluğu öğrenci toplam 189 kişi 18 Nisan’da hâkim karşısına çıktı. 99 kişi hakkında açılan dava İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, yine büyük çoğunluğu öğrenci 90 kişi hakkında açılan dava ise İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 90 kişinin 45’inin dosyası ayrılırken diğer 45 kişinin davası 4 Temmuz’a ertelendi. Dosyası ayrılan 45 kişi için ileri tarihte başka celse açılacak.
Toplam 99 sanığın yargılandığı 62. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada ise sekiz gazeteci ve dört avukatın dosyası ayrıldı. Duruşma 3 Ekim’e bırakıldı.
Son olarak CHP Sözcüsü Deniz Yücel, 21 Nisan’da MYK toplantısının ardından yaptığı açıklamada, tutuklanan gençlerden 57’sinin hâlâ cezaevinde olduğunu açıkladı.
"Yerleri cezaevi değil, üniversiteler"
Anne Baba Dayanışma Ağı çatısında bir araya gelen öğrencilerin aileleri çocuklarının cezaevindeki durumlarını ve yargılamaları yakından takip ediyor. Ağda yer alan ailelerden Feray Aytekin Aydoğan, “Birbirimizi bulmadan çok daha zordu hepimiz için. Çocuklarımız için bir şeyler yapabilmek bize iyi geliyor ama aynı zamanda kaygılıyız. Aileler çocuklarını ancak görüş günlerinde, parmaklıklar ardından görebiliyor.” diyor.
Aytekin sözlerine şöyle devam ediyor: “Çocuklarımıza anayasal ve demokratik haklarını kullanmalarına rağmen böyle bir süreç yaşatılıyor. Esila şu an çok ciddi sağlık sorunları yaşıyor örneğin. Çocuklarımız eğitim ve özgürlük hakları açısından mağdur ediliyor. Oysa yerleri üniversiteler olmalı cezaevi değil. Açık lise öğrencisi de var şu an hâlâ tutuklu olan gençler arasında. Bu çocukların yaşama, çalışma, Esila’nın da dediği gibi şiir yazma hakları var. İlaçlar konusunda, sınav kaynakları konusunda sorunlar yaşanmaya devam ediyor. Mahkemeleri de çok uzak tarihlere erteleniyor. Bizim temel talebimiz bütün gençlerin serbest bırakılması. Bir an önce yargılama süreçlerinin bitirilmesi, ev hapsi kararlarının kaldırılması gerekiyor. Çocukların eğitim hakları ciddi risk altında.”