Adolescence, İngiltere’de yakın zamanda yaşanan ergen cinayetlerinden yola çıkan bir mini dizi. Adı üstünde konumuz “Ergenlik.” Ama aynı zamanda da bir o kadar ve hatta belki daha da fazla: Ebeveynlik.
Kurumsallık adı altında kendinizi unutmaya zorlanıyorsanız, iş ve yaşam dengesini bir türlü kurmanıza izin vermiyorlarsa Severance dizisi tam size göre. Belki sizin de beyninize, ofisteyken özel hayatınızı, ofisten çıkınca da işi unutmanızı sağlayan bir çip takılmıştır.
Yıllar önce final yaptı ama hâlâ izleniyor. Yaprak Dökümü, sosyal medya sayesinde yeni neslin de ilgisini çekmeye başladı. Peki bu ilgiyi diri tutan ne? Nostalji mi, hikâyenin edebi gücü mü yoksa toplumsal değişimler mi? Tekin ailesinin hiç eskimeyen hikâyesi şimdiki gençlere ne söylüyor?
Dizi sektöründe tekelleşme, kültürel iktidarı ele geçirme çabası mı var? Yoksa ABD’den sonra dünyanın ikinci büyük dizi ihracatçısı Türkiye’de pastadan pay kapma yarışı mı? Sektörde aslında ne oluyor, ne olmuyor? Yapımcı Fatih Aksoy’a sorduk.
Yüzyıllık Yalnızlık… Ya da Buendia Ailesi’nin bir asırlık laneti veya Latin Amerika’nın makus talihi... Marquez’in, ailesinin hayatı ile ülkesinin geçmişini büyülü gerçeklikle harmanladığı başyapıtı, kitap sayfalarından taşıp ekranlara yansıyor.
Filmin sahibi Cem Yılmaz. Netflix’te izlediğimiz de aslında Yeşilçam’a dair bir zaman tüneli. Ne kadar eğlenceli derken bir gece yarısı neden Erşan Kuneri ile karşılıklı ağlaşıyoruz? Cem Yılmaz’ın gözüyle geçmişe bir yolculuk… Bahar Kader’in söyleşisi…