Bazı takım ya da oyuncuları betimlemek için şöyle bir cümle kullanılır: “Winner karakterini sahaya yansıtıyorlar”. Biz ona “kazanan” diyelim. Peki bu “kazanan karakter” neyin nesi? Doğuştan gelen bir olgu mu yoksa sonradan öğrenilebilir mi?
Olimpiyatların ikinci haftasındayız. Filenin Sultanları için yüreğimiz ağzımızda. Team Türkiye’den ağlatanlar, sevindirenler, gülümsetenler…. İşte kameralara yansımayanlarla, Olimpiyat Oyunları'nı Paris’te takip eden Alp Ulagay’ın izlenimleri…
Olimpiyat Oyunları'nda A Millî Kadın Voleybol Takımı ikinci sırada çeyrek finale çıkarken İtalya grubu lider tamamladı. Artık takımın önünde çeyrek final var. Peki Türkiye gruptan nasıl çıktı? Çeyrek finaldeki rakibi Çin’e karşı nasıl oynamalı? Santarelli’nin aklındakileri anlamaya çalışıyoruz.
Metal bariyerlere sıkışmış, çeşit çeşit güvenlik görevlileriyle dolu Paris sokakları, evine QR kodla gitmeye çalışan mutsuz Parisliler, tribünleri dolduran ve fanatizmleriyle şaşırtan Fransızlar… Paris 2024 Olimpiyatları’nı izleyen gazeteci Alp Ulagay’ın izlenimleri…
Paris 2024 aynı zamanda bir kültür olimpiyatı olarak tasarlandı. Hedef, sadece oyunlara katılan sporcuların atletik performansları ve aldıkları madalyalar değil, Fransa’yı Fransa, Paris’i Paris yapan detayların akılda kalması. Peki o detaylar neler? Emre Ülker yazdı.
Yer: Seul, Tarih: 1988. O yılın Olimpiyat Oyunları herkesi şaşırtan bir hikâyeye ev sahipliği yaptı. Hikâyenin sonunda “Cep Herkülü” Naim Süleymanoğlu, TIME Dergisi’ne kapak olan ilk ve tek Türk sporcu olarak tarihe geçecekti.
