2024: Türkiye'nin uzay çağı
Fezayı fethedebildik mi, Türklerin uzay yılı sıfatını hak edecek bilimsel bir başarı elde edebildik mi tartışılır. Ama bir yıl gecikmeyle de olsa, yanımıza enflasyonu alarak 2024'te göğe çıkmayı başardık.
Fezayı fethedebildik mi, Türklerin uzay yılı sıfatını hak edecek bilimsel bir başarı elde edebildik mi tartışılır. Ama bir yıl gecikmeyle de olsa, yanımıza enflasyonu alarak 2024'te göğe çıkmayı başardık.
Bugünlerde 90’lı yıllara karşı nostaljik bir bakış söz konusu. 90’larda heyecanla beklenen milenyumun üzerinden çeyrek asır geçmişken, o günlere “neşe” ve “özlem”le bakar olduk. Peki 90’lar gerçekten de özlenesi yıllar mıydı? Anlamak için geçmişe bir göz attık ve bir 90’lar kronolojisi hazırladık.
Bundan sonra mesele, soruşturmanın ne kadar ileri gidebileceği, hastane sahiplerinin yargı önüne çıkarılıp çıkarılamayacağı, sorumluların işlediklerin cinayetlerin hesabını verip vermeyeceği.
Amerika Birleşik Devletlerine Meksika sınırından kaçak yollarla geçen Türk vatandaşlarının sayısı 55 bini geçti. Bekir ve Abdülhamit onlardan sadece ikisi. Anlattıkları sosyal medyada satılan hayâllerle gerçeklerin farkını gözler önüne seriyor.
Bazı takım ya da oyuncuları betimlemek için şöyle bir cümle kullanılır: “Winner karakterini sahaya yansıtıyorlar”. Biz ona “kazanan” diyelim. Peki bu “kazanan karakter” neyin nesi? Doğuştan gelen bir olgu mu yoksa sonradan öğrenilebilir mi?
Medyası, hastanesi, koleji, vakıfları… Gıdadan inşaata uzanan ticari faaliyetleri. Yok yok. Tüm bunların sahibi bir holding değil. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Diyanet’in hazırladığı raporda hakkında ‘‘orta ve uzun vadede sıkıntılara yol açacaktır’’ dediği bir tarikat.