Çok gezen mi bilir çok okuyan mı? Iain Meiklejohn'a göre bu sorunun cevabı birincisi. İsim tanıdık gelmemiş olabilir, çok normal. İskoç vatandaşı Meiklejohn, oğlu Aleks'le birlikte Euro 2024'ü yerinden takip eden futbolseverlerden biri. İyi de haber değeri nerede bunun? 

Turnuvadan bir gün önce BBC Radyosu'na bağlanan Iain şöyle diyordu:

"Aleks dışarıda geçireceği birkaç haftada okulda öğreneceğinden daha fazlasını öğrenecek. Zaten turnuva da her şeyin durulmaya başladığı, dönem sonuna denk geliyor."

Okula bir de e-posta gönderen Iain, Almanya'da birkaç şehri ziyaret edeceklerini, bunun aynı zamanda bir eğitim gezisi olduğunu ve İskoçya taraftarlarının yaşadığı duygusal iniş-çıkışları da yerinde inceleyeceklerini ifade ediyordu: "Aleks'in dönüşte size ayrıntılı bir rapor hazırlayacağına emin olabilirsiniz."

Ev sahibi Almanya'nın yanı sıra İsviçre ve Macaristan'la A Grubu'nda yer alan İskoçya turnuvaya veda etti.

Hem de tam İskoç taraftarların duygusal dip noktasının gözlemlenebileceği şekilde. Grubun son maçında Macaristan'a 90+10'da (yanlış okumadınız) yedikleri gol sonucunda mağlup oldular.

Kazansalardı, turnuvaya devam edeceklerdi. Tabii Aleks de ayrıntılı raporunu sunmak için birkaç gün daha kazanacaktı böylece. 

Turnuva şimdiden keyif seviyesi olarak umulanın ötesine geçti. Önümüzdeki günler daha neler gösterir bilinmez. Ama sayfaları doldurmak, iyi bir kompozisyon üretmek için geçtiğimiz iki haftada, altı grupta oynanan toplam 24 maçın hem ona hem bizlere öğrettikleri de yeterli.

Hayatta işlerin ne zaman değişeceğini asla bilemezsiniz

Bunlar klişe sözler gibi görünebilir. Ancak futbol sahaları belki de bu kelimelerin en somut hâliyle hayat bulduğu alanlardan bir tanesi. Euro 2008'de Türkiye bunu birkaç kere göstermişti. İsviçre maçında 90'da gelen galibiyet golü, Çek Cumhuriyeti'ne (şimdiki adıyla Çekya) karşı 2-0'dan geri dönüş, Hırvatistan maçında 120+2'de attığımız golle maçı penaltılara taşıyıp turu geçmemiz o günlerde "Türkler bitti demeden bitmez" dedirtmişti herkese.