T24, BirGün, Halk Tv (halktv.com.tr) ve Gazete Duvar gibi "internet medyasının amiral gemileri"nden gazeteciler, bir süredir Google'ın bağımsız gazeteleri arama sonuçlarında göstermediğinden şikâyet ediyor. Öyle ki bu yayımcılar, bu sebeple buradan aldıkları ziyaretçi trafiğinin yüzde 90 oranına kadar düştüğünü söylüyor.
Halk TV, bu durumdan en çok yakınan yayıncı. Kanal bunu ilk andan itibaren "sansür" olarak nitelendiriyor.
Söz konusu medya kuruluşlarında çalışan gazeteciler de bunu halkın haber alma hakkı ile bağımsız medyanın varlığı üzerinde bir tehdit olarak yorumluyor.
Bu tartışmalar ve Google'a yönelik eleştiriler son günlerde daha da alevlenirken Google Türkiye ise bu şikâyet ve sorular karşısında kulağının üzerine yatmakla suçlanıyor.
Trafik düşüşünden yakınan gazetelerin yöneticileri ve orada çalışan gazeteciler çoğunlukla Google’ı suçlarken öz eleştiri veren bir yayıncıya rastlamıyoruz.
Peki gerçekten tek suçlu Google mı? Yoksa sadece ona bağlı kalıp başka bir gelir modeli yaratmayan yayıncılarda da bir hata payı aranmalı mı?
Alternatif yaratmamanın çıkmazları
Bugün gazeteciler, ziyaretçi trafiklerindeki bu düşüşün bir noktada bağımsız yayım yapan internet gazetelerini iflasın eşiğine getireceğini belirtiyor. Buna hiç şüphe yok. Trafiğin yüksek olduğu dönemlerde dahi ayakta kalmakta zorlanan bağımsız internet gazeteleri, düşük trafik sebebiyle azalacak olan reklam gelirleri sonrası daha çok zorlanacak.
Üstelik trafik azaldığı için Basın İlan Kurumu’nun (BİK) reklam verilebilir site kriterinden de uzaklaşılıyor. Bu da gelirleri hayli azaltırken çekilecek güçlüğü artırıyor.
Ancak Google da algoritmasını kendi kârını düşünerek değiştiren, alanında tekelleşmek için agresif politikalar uygulamış ve de bunu başarmış özel bir şirket. Üstelik bu tekelleşme de henüz dün olmadı.
Dolayısıyla burada gözler, bu tekelleşmeye karşı organize bir tavır sergilemeyen veya “ne olur ne olmaz” diye düşünüp başka platformlarda da var olmaya çalışmayan bağımsız internet gazetelerinin yöneticilerine çevriliyor.
Gazete yöneticilerinin bağış veya abonelik yöntemi gibi alternatif bir gelir modeli yaratmamaları ve tüm gelir kaynakları ile sürdürülebilirliklerini tek bir arama motorunun değişken algoritmasına bağlamaları, bugün internet gazetelerinin düşük trafik sebebiyle iflasın eşiğine gelecek olmasının asıl sebebi.
Yayıncılar da öz eleştiri vermeli
İnternet yayıncılarının tek hatası bundan ibaret değil. Özel bir şirket olan Google’ın algoritma değişikliklerine karşı gerekli esnekliği sağlayamamış olmaları da şikâyet ettikleri trafik düşüşünün bir diğer sebebi.
Google başta olmak üzere birçok arama motorunun algoritması belirli aralıklarla değişiyor. Bugünkü kriterlerine uyumlandığınız algoritma, yarın bambaşka kriterlere göre çalışabiliyor ama bu değişiklikleri muhataplarına daha yolun başındayken duyuruyor. Fakat belli ki gazete yöneticileri, bunlara dikkat ederek yola çıkmamış. Aksi hâlde yaklaşık üç yıl önce duyurulan bu değişikliğe o dönem uyum sağlamaya başlayabilir ve bugün daha az şikâyet edebilirlerdi.
Euronews Türkçe’den gazeteci Çağla Üren de olanlara “2022'de bu güncelleme değişikliğini herkese söyledim. İşten anlayanlar bile ‘Google kaç kere söz verdi yapmadı, bir şey olmaz’ dedi. İşte bu vurdumduymazlıkla çöp içeriğin müptelası oldunuz.” diyerek tepki gösterdi.
Bunların yanı sıra yayın yöneticileri, arama motoru optimizasyonu (SEO) ile arama motoru pazarlamasını (SEM), içeriklerini bir üst seviyeye taşımak amacıyla değil, daha fazla gelir elde etmek için Google arama motorunu manipüle etmek niyetiyle kullanıyor. Yani bilinen adıyla “çöp içerik”le.
Haber linkine tıklaması için okur aldatılarak tık avcılığı yapılıyor, yapay zekaya yazdırılan haberler ile kopyala+yapıştır metinler yayımlanıyor, haber metinleri yersiz anahtar kelimelerle dolduruluyor, haber metni görünmeden ekranda onlarca reklam pop-up'ı açılıyor ve birçok gazete internet sitesini mobil uyumlu dahi yapmıyor.
Yayın yöneticileri, bu trafiğin düşüşünün tek sebebinin Google olduğuna kendilerini ve dijital okuryazarlıktan habersiz okurlarını ve hatta onlarla çalışan emekçi gazetecileri inandırabilir. Ancak görünüşe göre bu gazetelerin ürettiği içeriklerden ve Google arama sonuçlarını kullanma yöntemlerinden bazı okurlar da oldukça rahatsız ki bugün bu tartışmada onlar dahi Google'ın yanında saf tutuyor.
Faydalı içerik güncellemesi
5 Mayıs 2022’de Google Arama Merkezi, arama sonuçlarının alaka düzeyini artırmak ve herkes için daha faydalı hale getirmek için “temel iyileştirmeler” adını verdiği bir güncelleme yapmaya başladığını duyurdu. 9 Haziran 2022’de de bu güncellemenin kullanıma sunulduğu açıklandı.
18 Ağustos 2022 tarihli bir başka duyuruda daha özgün ve "faydalı" içeriklerin gösterilmesini sağlamak adına "faydalı içerik güncellemesi" adını verdiği yeni özelliği birkaç hafta içinde kullanıma sunacağını belirtti. Aynı duyuruda yayıncıların buna uyum sağlaması için yapması gerekenler de paylaşıldı.
5 Mart 2024 tarihli temel güncellemedeyse artık tıklama almak için oluşturulmuş hissi veren içeriklerin daha az, kullanıcıların faydalı bulduğu içeriklerin ise daha fazla gösterileceği belirtildi. Google, "faydalı” içeriği ise Google Arama sıralama sistemleri kılavuzunda "orijinal ve yararlı içerikler" olarak tanımlıyor. Yani yeni, özgün ve öğretici içerikler.
Kısaca Google’a göre bugün ziyaretçi trafiğindeki düşüşten yakınan bağımsız yayımcılar "faydalı” içerik üretmiyor. Bu "faydalı" olmayan içeriklere, trafiğinin düşmesinden ilk ve en çok şikâyet edip Google'ı "sansür uygulamak" ile suçlayan Halk TV'den bir örnek vereceğim.
Konu, Borsa İstanbul gün sonu haberleri.
Halk TV, farklı tarihlerde, Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksin günü kaç puanla kapattığını hep aynı başlıklarla vermiş.
Üstelik aynı olan sadece başlıklar değil. Haber metni de aynı kalmış ve sadece değer kaybı ile toplam puan değiştirilmiş.
Bir örnek de Gerçek Gündem’den.
Şarkıcı Tan Taşçı’nın ağustos ayında geçirdiği trafik kazasıyla ilgili bir haber.
Gazete, Google aramalarında üst sıralarda çıkmak için haberin başlığı ve spotunda aynı ifadeyi birden fazla kez tekrar etmiş.
Bir diğer örnek de Habertürk’ten. Arama sonuçlarında üst sıralarda görünmek adına SEO, Google’ı manipüle etmek amacıyla kullanılmış. Elektrik kesintisiyle ilgili neredeyse her gün, sadece tarihler değişmiş şekilde, aynı başlık ve metinlerle haber girilmiş.
Spor haberciliği yapan SporX’in sigara fiyatları ve Kur’an ayetleri hakkında haber girmesi, İnternet Haber’in asla başlıktaki soruya cevap vermediği haberleri, Hürriyet’in galeri olarak paylaştığı ve sayfadan çıkmak adına geri tuşuna bastığınızda sadece bir önceki görsele giden haberleri… Bunlar, Google’ın “faydalı” olmayan olarak tanımladığı, arama motorunu manipüle edip reklam gelirini artırmak amacıyla oluşturulmuş yüz binlerce içerikten yalnızca birkaçı.
“Muhalif” basına uygulanan bir “sansür” olduğu iddiası
Konuyla ilgili bir diğer iddia da bunun “örtülü bir sansür” olduğu ve yalnızca bağımsız, alternatif veya “muhalif” olarak tanımlanan medyaya yönelik uygulandığı. BirGün ve Halk TV, bu iddiayı en çok dillendiren yayımcılardan.
Aksine, gazeteci ve akademisyen Can Ertuna, “Sektörden gelen bilgiler salt eleştirel haber sitelerinin trafiğinin düşmediği, bazı iktidara yakın holding haber kuruluşlarının da eski trafiği yakalayamadığı yönünde.” ifadesiyle bu iddiayı boşa çıkarıyor.
Gazeteci Barış Terkoğlu da söz konusu ziyaretçi trafiği düşüşünden hükümet medyasının da etkilendiğini söylüyor.
Gazeteci Mehmet Şafak Sarı da bu noktada “Belki Google bu güncelleme ile ‘batırmış’ da olabilir ama bunun hemen muhaliflere yönelik bir motivasyonla yapıldığı komplosu neden ortaya atılıyor?” diye soruyor.
Üstelik bu komplo teorileri, bunun alternatif medyaya yönelik bir sansür olduğuna dair destekleyici herhangi bir bilgi veya veri paylaşılmadan yazılıyor.
Dünya çapında yüzde 40’a varan kayıp oranı
Bir SEO analiz ve izleme aracı olan Sistrix’e göre dünya çapındaki prestijli gazeteler de bu algoritma değişikliğinden olumsuz etkilendi.
Press Gazette’nin Sistrix Görünürlük Endeksi’ni kullanarak 70 yayıncı arasında yaptığı araştırmaya göre en çok görüntülenme kaybı yaşayan yayıncının (Screenrant) kayıp oranı yüzde 40.
Onun ardından gelen BBC’nin kayıp oranıysa yüzde 37.
London Standard (yüzde 23), Daily Record (yüzde 24), Al Jazeera (yüzde 22), Huff Post (yüzde 20), Independent (yüzde 16), The Sun (yüzde 11), The Guardian (yüzde 10) ve New York Times (yüzde 8) da kayıp yaşayan diğer prestijli yayıncılardan.
iNews, Techradar, The Week, Express, Washington Post, Mirror, Forbes, Sky News, CNBC, Bloomberg ve Telegraph ise algoritma değişikliği sonrası görünürlüğü artan yayıncılar arasında yer aldı.
En çok Gazete Duvar’ın trafiği düştü: 3.2’den 1.7 milyona
Bağımsız yayımcıların ziyaretçi trafiğinin yüzde 60 ila 80 oranında düştüğü de bir başka iddia. Henüz bunu destekleyen istatistik, grafik veya görselin paylaşılmadığını da belirtmek gerek.
Bunun yanı sıra benim ulaştığım veriler, trafiklerinin yüzde 60 ila 80 oranında düştüğünü iddia eden yayıncıların hiçbirinin bu denli bir düşüş yaşamadığını gösteriyor.
İlk olarak, bu düşüşü “sansür” olarak adlandıran halktv.com.tr’nin son altı aydaki ziyaretçi trafiğine bakalım.
Bu verilere, bir rekabet analizi platformu olan Semrush’ı kullanarak ulaştım. Ancak Semrush’un yüzde 20 oranında bir yanılma payı olduğunu belirtmek gerek.
Semrush’a göre ziyaretçi trafiğinin yüzde 10 seviyelerine düştüğünü söyleyen Halk Tv’de böyle bir düşüş yok. Platforma göre sitenin haziran ayında 1.5 milyon olan ziyaretçi trafiği, kasım ayında 1.7 milyona çıkmış.
T24’ten Sibel Yükler de okur trafiğinin yüzde 80 oranında düştüğünü söyledi. Yükler, burada kendi gazetesinin düşüş yaşadığına dair bir ifade kullanmasa da T24’ün de trafiğini inceledim.
Semrush'a göre son altı ayda T24'ün ziyaretçi trafiğinde herhangi bir düşüş olmadığı gibi bir artış yaşanmış. Böylelikle haziran ayında 2.2 milyon olan ziyaretçi trafiği, kasım ayında 3.2 milyona yükselmiş.
BirGün Gazetesi Web Yayın Koordinatörü Uğur Koç’un “Yaklaşık 1 ay önce Google Keşfet ve Google News trafiği adeta sıfırlandı” demesi üzerine BirGün’ün trafiğine de baktım. Semrush’a göre BirGün’ün haziran ayında 3.6 milyon olan trafiği kasım ayında 3.8 milyona çıkmış.
Ancak Koç, burada Google arama motorundan gelen trafiğin değil, Google Haberler ve Keşfet’ten gelen trafiğin düştüğünü söylüyor. Bunu belirtmekte yarar var. Zira Semrush, bu verilerin yüzde kaçının Google Haberler veya Keşfet’ten geldiğini belirtmiyor.
Gazete Duvar yazarı Bahadır Özgür de internet medyasının ziyaretçi trafiğinin yüzde 60-80 arasında düştüğünü söyledi. Özgür, Gazete Duvar’da bir düşüş yaşanıp yaşanmadığına, düştüyse bunun oranına dair bir veri paylaşmasa da Duvar’ın trafiğini de inceledim.
Semrush verilerine göre Gazete Duvar’ın haziran ayında 3.1 milyon olan ziyaretçi trafiği, 1.7 milyona kadar düştü. Bu, Semrush’a göre şu ana dek öne çıkan tek düşüş.
İktidar medyası sessiz
SEO’yu arama motorlarını manipüle etmek amacıyla en sık kullanan iktidara yakın medya ise ziyaretçi düşüşü konusunda oldukça sessiz.
Rekabet analizi platformu Semrush ve SEO analizi aracı Sistrix’in verilerine göre algoritma değişikliğinden dünya çapındaki yayıncılar da etkilendi. Dolayısıyla bundan hükümete yakın, şirketlerin sahipliğindeki yayıncıların da etkilenmemiş olması mümkün değil. Kaldı ki Can Ertuna ve Barış Terkoğlu da bu yayıncıların da ziyaretçi trafiğinin düşüşünden yakındıklarını söyledi.
Bu yayıncıların durumu doğrudan hükümet yetkilileri aracılığıyla çözmeye çalıştığı, bu sessizliğin -şimdilik- akla yatan tek nedeni gibi görünüyor.
Keza Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun 23 Kasım’da konuyla ilgili bir açıklama yapması da bu şüpheyi güçlendiriyor. CNN Türk’ten Hakan Çelik’e konuşan Uraloğlu, Google Türkiye ile bu konuyu takip ettiklerini ve gerekirse Rekabet Kurumu ile bu durumun üzerine gideceklerini söyledi.
Google kapı duvar: “Sorularınızı gördük ama yanıt vermedik”
Uraloğlu’nun Google Türkiye’den “Bu konuda bilgi sahibi değiliz” yanıtını alması şaşırtıcı değil.
Çünkü şirket, ziyaretçi trafiği düşüşünden etkilendiğini söyleyen yayıncıların soru ve eleştirilerini sürecin başından beri yanıtsız bıraktı. 29 Kasım itibarıyla henüz bir resmî açıklama dahi yapılmadı.
Üstelik, 26 Kasım’da gazeteci Çağla Üren’in aktardığına göre Google Türkiye yetkilileri, yayıncılar tarafından kendilerine iletilen soruları gördüklerini ancak bunlara yanıt vermediklerini doğruladı.
Bununla birlikte birçok yayıncı da ulaşmak için büyük çaba harcamasına rağmen Google Türkiye’yle iletişim kuracak herhangi bir telefon numarası veya e-posta adresi bulamadı. Zira Google Türkiye, bu konuda resmen bir kapalı kutu.
Şirketin bu “sıfır iletişim” politikası ve gazetecilerin sorularını görmezden gelmesi kabul edilemez bir durum. Küresel olarak pazarın yüzde 89’unun hakimi olan Google’ın bu profesyonellik dışı tutumu, her şeyden önce, vadettikleri şeffaflık ilkesiyle de çelişiyor.
Şirketin, trafiklerinin düşmesinden yakınan Türkiye’deki yayıncılara “Sorularınıza 2025’te yapacağımız bir etkinlikte cevap alabilirsiniz.” demesi ise Google’ın Türkiye’deki yayıncılara verdiği(!) önemi gösteriyor.
Bu ne yaman çelişki Google?: SEO haberleri hâlâ zirvede
Tüm bunların yanında Google, algoritmada değişiklik yapacağını 2022’nin mart ayında duyurmuş olabilir. Ancak şirket, bu değişiklikleri, yalnızca kendi blogunda yayımladığı bir yazıyla duyurmakla yetinmeyebilirdi. Yeni algoritmanın çalışma biçimini direkt olarak haber platformlarını muhatap alarak, onlarla irtibat kurarak yayıncılara iletmeli ve/veya gerekirse sunum ya da oryantasyon yaparak onlarla paylaşmalıydı. Zira 2019’daki bir araştırmaya göre Google arama sonuçlarındaki içeriklerin yüzde 40'ını haberler oluşturuyor.
Google’ın kendisiyle çeliştiği bir diğer nokta ise “faydalı olmayan” içerikleri artık göstermeyeceğini söylemesine rağmen bugün hâlâ birçok “tık avcısı” içeriğin Haberler sekmesinde görünüyor olması.
Üstelik şirket, mart ayındaki değişikliklerden sonra arama sonuçlarında düşük kaliteli, orijinal olmayan içeriğin yüzde 45 oranında azaldığını iddia ediyor.
Şirketin “faydalı olmayan”dan kastı birbirini tekrar eden, kopyala yapıştır, okura aradığını vermeyen ve özgün olmayan içerikler olsa da tablo bu şekilde:
Yayıncılar ortak bir açıklamayla duruma tepki göstermediği ve Google da tatmin edici bir yanıt vermediği sürece bu tartışmalar uzun bir süre daha sürecek gibi görünüyor.
Trafik düşüşünden en çok zararı görecek olan grup ise belli; tartışmanın şüphesiz en masum taraflarından biri olan gazeteciler.