Hiç sürekli kendinizi sorguladığınız, hislerinizden şüphe duyduğunuz, duygularınızı tarif etmekte zorlandığınız oldu mu? Cevabınız evetse, hayatınızda sizi kendinizden şüpheye düşüren bir gaslighter olabilir.
Hep işlevsiz romantik ilişkilerle anılan, ancak kapsamı aile ve iş ilişkilerine kadar genişletilebilecek bir kavram gaslighting. Çoğu yetişkin, hayatında bir kez böyle bir tecrübe yaşıyor.
“Gaslighting de neyin nesi?” diye soranlara ya da “Buna maruz kalıp kalmadığımı nasıl anlarım ki?” diye endişelenenlere yardımcı olmak istedik ve küçük bir rehber hazırladık.
Önce kısa bir tarih bilgisi.
Sanattan bilime
Gaslighting kavramı, ilk defa 1938’de sahnelenen bir tiyatro oyunundan çıktı: “Angel Street”.
Hikâyenin kahramanı Bella, kocasının sert azarları nedeniyle gergin ve huzursuzdur. Jack'in sürekli evden sebepsiz kaybolması, Bella’nın endişelerini büyütür. Ancak Jack, Bella’yı akıl sağlığını kaybettiğine inandırmaya çalışır ve hatta evdeki gaz lambasının zayıfladığını hayal ettiğini söyler.
Ancak hakikat başkadır. Jack, her gece dairede mücevher aramak için gaz lambalarını yakmakta, bu da Bella'nın odasındaki ışıkların zayıflamasına neden olmaktadır.