10 Ekim 2015’te Barış mitingine katılacakların toplandığı Ankara Garı kavşağında IŞİD’li iki intihar bombacısı 10.04’de birkaç saniye arayla kendini patlattı. 

En küçüğü dokuz yaşında 103 kişi öldürüldü. 500’e yakın kişi yaralandı.

Aradan geçen zamana ve görülen mahkemelere rağmen, mağdurlara göre ne adalet yerini buldu ne de saldırı tam olarak aydınlatılabildi.

Saldırıda ihmali olduğu düşünülen kamu görevlileri sorumlu tutulmadı. 

Atmosfer nasıldı? 

Miting, şiddetlenen çatışmaların sona ermesi ve çözüm sürecine geri dönüş çağrısıyla DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından organize edilmişti. 

7 Haziran 2015’de seçimler yapılmış, AKP tek başına iktidar olamamış, seçimlerin 1 Kasım’da yenilenmesi kararı alınmıştı. 

Önlem alınmış mıydı? 

25 Şubat 2016 tarihinde mülkiye ve polis başmüfettişlerince hazırlanan rapora göre,emniyet bir gün önceden saldırı istihbaratı almıştı. 

Müfettişler yetkililer hakkında soruşturma izni verilmesini önerdi. Valilik izin vermedi. 

Aynı rapor, saldırgan Yusuf Emre Alagöz’ün eylem hazırlığı içinde olduğu istihbaratının alındığını da söylüyordu.

İkinci saldırgan Ömer Deniz Dündar’ı ailesi IŞİD’e katıldığı için ihbar etmişti

Saldırı emrini verdiği düşünülen firari İlhami Balı’nın 2002 yılından beri takip edildiği anlaşıldı. 

Balı’nın aranırken 25 Temmuz 2016’da Konya’da tedavi gördüğünü söyleyen haberler yayınlandı

Saldırganlar Ankara’ya nasıl geldi?

Temmuz ayında 81 ilin güvenlik birimlerine gönderilen 16 kişilik ‘canlı bomba’ eylemci listesinde gar saldırganlarının isimleri de vardı. 

Her ikisi de GBT’de kayıtlıydı. Yani yakalanabilirlerdi. 

Ancak emniyet, şehre giren arabaları aramaya 9 Ekim gece yarısından itibaren dokuz saat ara verdi. 

Gaziantep’ten yola çıkan Alagöz ve Dündar o arada Ankara’ya girdi. 

Emniyeti nasıl atlattılar?

Mitingden önce emniyet personeline “öncelikle kendilerine yönelik olası ‘canlı bomba’ konusunda duyarlı olmaları” talimatı verildi.  

Miting için gelenlerin gar önünde toplanacağı biliniyordu. 

Mahkemeden gar önünü de kapsayan üst ve araç araması kararı alınmıştı. 

Bunlara rağmen gar ve çevresinde arama noktaları oluşturulmadı.

Miting için görevli 2 bin 44 polisten sadece 129’u gar çevresindeydi. Patlama anında gar çevresinde sadece 76 polis vardı. 

Dava süreci

3 Ağustos 2018’de Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sonuçlandı. 

Dokuz sanık  “anayasal düzeni ihlal” suçundan birer, “kasten öldürme” suçundan da 100’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. 

Firari yargılanan 17 sanığın dosyası ana dosyadan ayrıldı.

28 Temmuz 2022’de Yargıtay kararın önemli bir kısmını onadı. 

Hukukçular ise, etkin bir soruşturma yürütülmediği ve ihmallerin araştırılmadığını söylüyor.

"Bize verdiğin dersi aldık çocuğum"

9 yaşındaki Muhammet Veysel Atılgan, Ankara'daki patlamada babası İbrahim Atılgan ile birlikte hayatını kaybetti.

El eleydiler.

Bağlantı kopyalandı!