6 Şubat depremlerinde yerle bir olan Hatay’da depremin üzerinden 18 ay geçmesine rağmen ne şehir normale döndü ne doğa. Asbest, toz ve molozların yarattığı kirlilik sorunu hâlâ devam ediyor; tabii üstüne yeni çevre sorunları da eklenerek.
Deprem, yangın, sel gibi afetlerden sadece insanlar etkilenmez. Toprak, su, ağaç ve en küçük böceğine varana kadar tüm ekosistem, yaşananlardan payını alır. Bugün akıbetlerinden bahsedeceğimiz “sarı benekli kaplumbağa”lar da bunun bir parçası…
Hatay’ın Samandağ ilçesinin bir tarafı Kel, bir tarafı Musa Dağları... Kel Dağı’nın arkası Suriye. Asi Nehri’nin Akdeniz’e döküldüğü delta üzerine kurulu bu bölge, toprağı da havası da bereketli bir yerleşim yeri.
Bu bereketli alan, binbir canlının evi, hatta bazısının dünyadaki tek yaşam alanı. Emys Orbicularis Eiselti, yani halk arasında bilinen adıyla “sarı benekli kaplumbağa” da dünyada bir tek Samandağ Asi Göl Havzası’nda yaşayabilen endemik bir tür.
Emys Orbicularis Eiselti, bu ismi ilk defa 1998 yılında almış.
Prof. Uwe Fritz, daha önce Türkiye’nin güneyinden toplanıp Viyana’ya getirilen dört küçük Avrupa gölet kaplumbağası örneğinden yola çıkarak sarı benekli kaplumbağaları tanımlayabilmiş.
Bu örnekler ise 1966 ve 1972 yıllarında Viyana Doğa Tarihi Müzesi’nin eski sorumlusu Josef Eiselt’in yaptığı toplama gezileri sırasında Suriye sınırına yakın bir bölgeden alınmış.