İktidar bir süredir “yeni anayasa” söylemini her fırsatta gündeme getiriyor. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un 10 Ekim’de Gazi Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmada Anayasa’nın 3. maddesinden söz ederek “yeniden ele alınmasının önemli olduğunu düşünüyorum” ifadesini kullanması çok ciddi tepkilere neden oldu.

Bize de, bu çok tecrübeli siyasetçinin tepki alacağını bilmesine rağmen bu sözleri söylemesinin ardında ne var, sorusunun peşine düşmek kaldı.

Peki, Kurtulmuş bu sözleri neden söyledi?

Önce geriye gitmek şart.

Bugünkü anayasa 42 yaşında. 1980 askerî darbesinden iki yıl sonra yapıldı. O yüzden “darbecilerin Anayasası” olarak anıldı. Bugün AKP sivil anayasa yapmaktan bahsettiğinde, yaptığı atıf darbeciliğe.

Buna rağmen, mevcut anayasanın temel çelişkilerinden biri rekor düzeyde “evet” oyu ile kabul edilmiş olması. %8.6 hayır oyuna karşı %91.4 evet oyu aldı, referanduma katılım oranı %91.3’tü.

Kimi halkın üzerindeki baskıya bağladı bu sonucu, kimi bir an önce demokrasiye geçilerek gerçek bir seçim sandığı kurulması beklentisine, kimileri de 12 Eylül öncesinin terör günlerine dönülmesin diye halkın rıza gösterdiğini söyledi.

Peki, kabul edildiği haliyle kaldı mı 82 Anayasası?

Hayır.

İlk kabul edildiğinde 177 maddeydi. 1987-2017 arasındaki 30 yılda 19 kez değiştirildi. 

Takriben her iki yılda bir değişikliğe uğradı. Dokunulmamış madde sayısı sadece 58. Bir başka ifade ile, ortada ilk metnin %32’si var.  

Değiştirilen veya yürürlükten kaldırılan madde sayısı 119.

Değiştirilerek yürürlükte kalan 96 maddede ise 184 farklı konuda değişiklik yapıldı.

Halihazırda yürürlükteki madde sayısı 154.

Önümüzde el değmemiş yeri kalmamış bir anayasa var aslında.

Defalarca anayasa değişiklikleri ile orasına burasına yamalar yapıldı.

Hep baki bir niyet

Bugün AK Parti ve MHP’nin bayraktarlığını yaptığı yeni ve sivil bir anayasa gayreti ilk değil.

Darbeden sonra her seçim döneminde partilerin vaat etmeyi en sevdiği şeylerden biri yeni anayasa oldu.

Hatta elimizde daha önce denenmişi de var. 2011 seçimlerinde bütün siyasi partiler meydanlarda yeni anayasa dedi. Dolayısıyla ortam hayli müsaitti. Dönemin Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in ziyaret ettiği tüm partilerin genel başkanları, bu dönem yapılsa iyi olur, dedi.

28 anayasa hukuku profesörü Meclis’e davet edildi. O zaman Meclis’teki 4 parti 3’er temsilci verdi, 12 kişilik bir komisyon kuruldu. Türkiye bölge bölge gezildi. STK’lar yeni anayasaya dair fikirlerini anlattı. Dile kolay tam 26 ay, yeni anayasa için çalışıldı.

Bir maddenin onaylanabilmesi için komisyondaki 4 partinin de "evet" demesi gerektiği üzerinde anlaşılmıştı. Ancak her bir maddede ittifak sağlamak 4 parti ile bile mümkün olmadı.

Sonuçta sadece 59 maddede mutabık kalınabildi.

Şimdi kim ne kadar hazır?

Cemil Çiçek bir röportajında, 2011’de bazı siyasi partilerin yeni anayasa konusunda hazırlıklarının dahi olmadığını söylemişti.  Yani meydanlarda vaadi olanlar bile meseleye hazır değildi.

Bugün var mı?

Bir AKP, bir de MHP.