Hayat bize habire bir şeyler yapıyor. Başımıza geldikten sonra artık aynı insan kalamadığımız bazı şeyler bunlar.
Nasıl oluyor da böyle oluyor pek bilmiyorum. Bilmek için muhatabına soracağım.
Uzun zamandır hayalini kurduğum söyleşilerin genel maksadı insanı kurcalamak.
İlk durak annelik…
Annelik hakkında konuşmaya İrem Çağıl’la devam ediyorum.
İrem benim bu ülkede, bu ülkeye rağmen göstermekten geri durmadığı çabasına, hevesine, gücüne, cesaretine hayranlık beslediğim kadınlardan biri.
Bir kere müthiş çalışkan; ben onun kadar yaptığı işe kendini adayan, onun kadar özenli, onun kadar işine saygı duyan az kadınla tanıştım.
Sinek Sekiz’i bilen bilir. Bu sadece yayıncılık tarafı. İrem sahiden de yaşamıyla bana hep ilham veren biri oldu.
Anneliği de benzer nedenlerle benim hep radarımdaydı. Bir anne olarak İrem’i çokça izledim, Kiraz’la olan ilişkisini, o ilişkinin içindeki İrem’i gözlemledim.
Özgürlüğe verdiği önem, tabiatla ilişkisi, sistemin dayatmalarını, geleneksel kodları reddeden tavrı.
Kendi anneliğimde de ondan çokça ilham aldım. Bu yüzden cevaplarını çok merak ederek kapısını çaldım.
İrem’le önce Zoom’da buluştuk, amacım kayıt alıp deşifre yapmaktı ama sohbetimiz öyle güzeldi, dört koldan öyle tatlı tatlı yayıldı ki, üç saatin sonunda İrem sorularımı yazılı olarak cevaplamayı teklif etti ve yazışarak çok daha nokta atışı bir yere varabildik.
İlk olarak anneliğin hayatına nasıl girdiğini sordum.