Kulaktan dolma ezberlere tutkunluk, yaprak sarması kadar bizden bir gelenek.
İsrailli yerleşimcilerin vaktiyle Filistin topraklarını her metrekaresine para sayıp aldıkları da böyle bir efsane.
Tarihçi İlber Ortaylı’nın “topraklarını satıp Beyrut’ta yiyenler” beyanı da miti pekiştirdi.
Ortaylı aslında “Hiç satılmamıştır” bilgisinin yanlış olduğunu söylüyor. Bu İsraillilerin en baştan bütün Filistin’i parasını ödeyip aldığı bilgisiyle aynı şey değil.
Bu basmakalıp bilgi, Filistin’in -ekseri zorla- İsrailleştirilmesi planını, İsrailli yerleşimcilerin baskı ve şiddetinden kaçanları, yerinden edilen topraksız Filistinlileri, kalma iradesi gösterenleri hiçe sayıyor.
Ki onlar sayıca “pavyonda yemek için tarla satanlardan” daha kalabalık.
Kuralları istisna, istisnaları kural sayma yanılgısına düşmemek için, tarihi veriler ve uzmanların söylediklerine kulak verelim.
I. Dünya Savaşı sırasında Arap halkların Osmanlı’dan bağımsızlaşma vaadiyle Britanya ile birlik olması, burada hep “ihanet” olarak görüldü.
20. yüzyıl, dağılan imparatorluklar için “ihanetler”, yeni devletler içinse “ulusal egemenlikler” çağıydı.