Fatih Akın 2004’te “Duvara Karşı” ile Altın Ayı dahil birçok önemli ödülü alınca bundan sonra ne çekeceği büyük merak konusu olmuştu.
Ve Fatih Akın bir sonraki sene herkese büyük bir sürpriz yaparak bir müzik belgeseliyle sinemaseverlerin karşısına çıkmıştı.
Akın’ın kariyerinde “en sevdiğim filmim” diye nitelendirdiği İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek bir anlamda Duvara Karşı’dan doğmuştu…
Duvara Karşı’nın ilk sahnesi vardır ya, Haliç kıyısında Selim Sesler ve orkestrası Saniye’m’i çalıp söylerler, ikonik bir kadraj ve nefis bir canlı kayıttır.
O kaydı gerçekleştiren Alexander Hacke, İstanbul’da işittiği müziklerden çok etkilenmiştir.
Zaten mensubu olduğu Einstürzende Neubauten kayıtlarında ve konserlerinde hayatın içinden, doğal veya mekanik sesleri kullanan, bunlardan çok etkilenen sıra dışı, kült bir grup.
Sonunda Fatih Akın kamera ekipmanını, Alexander Hacke ise kayıt cihazlarını ve enstrümanlarını sırtlanarak İstanbul’un çağrısına kulak verirler. İstanbul Londra Oteli’nde altı ay kadar kalırlar ve bu süre zarfında İstanbul’un iki farklı yakasından kritik noktalarda nokta atışı isimlerle çekimler gerçekleştirirler.
Zamanı Geçmek
İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek’i şimdi tekrar izleyince sadece şehrin içinde değil, zamanda da bir yolculuğa çıkmış gibi oluyoruz.