Korece yazılmış bir romanın iktidara kafa tutan duygusal derinliğini, Japonca bir öykünün minimalist zarafetini, Fince bir çocuk kitabının dokunaklı şiirselliğini Türkçeye kusursuz aktarmak mümkün mü?
İngilizce, Fransızca ve Almancanın baskın diller olarak dünya ve ülkemiz edebiyat çeviri dünyasını şekillendirdiği bir ortamda, ana akım diller dışında üretim yapmak butik yayınevlerine has bir heyecan mı, ana akıma başkaldırı mı, kültürel çeşitlilik için olmazsa olmaz mı?
Giderek daha fazla çevirmenin usul usul, anlamlı bir edebiyat yolculuğuna çıktığı günümüz çeviri ortamında, okur ve yayıncılar fırsat ve risklerin ne kadar farkında, okurlar üretimlerden ne kadar haberdar?
Türkçeye yeni yazarlar ve eserler kazandıran, Fince, Japonca ve Koreceden klasik ve modern metinleri Türkçeleştiren üç çevirmenin hikâyesi bu noktada soruların yanıtlarını bulmak için ilham verici. Mesleğe giriş hikâyeleri, karşılaştıkları zorluklar ve yeni kuşak çevirmenlere yönelik tavsiyeleri ise ufuk açıcı.
Ödüllerden önce Türkçede okurlarıyla buluşanlar
Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED)’nun açıkladığı 2024 verilerine göre, yayıncılık sektörü Türkiye’de iki yıl üst üste büyüme kaydetti. 2024 yılında yayımlanan kitapların %11,9’unu yetişkin kültür yayınları, %13,6’sını yetişkin kurgu edebiyat yayınları, %15’ini çocuk kitapları, %1’ini gençlik kitapları, %8,8’ini inanç yayınları, %2,5’ini akademik yayınlar, %1,3’ünü ithal kitaplar ve %46,5’ini eğitim yayınları oluşturdu.
Verilerde çeviri edebiyata, dillere özel bir alan açılmasa da Türkiye çeviri edebiyatta yıllardır özel bir noktada. Uzunca bir süredir kurmaca kitaplar kendi dillerinde yayınlanmalarıyla beraber neredeyse aynı zamanlarda Türkçede de okurunu buluyor.
Nobel, Pulitzer, Amerikan Ulusal Kitap Ödülleri, Kadın Kurgu Ödülü, PEN Amerika Edebiyat Ödülleri, Goodreads Okur Ödülleri, Hugo, Booker gibi ödüllerin uzun listelerine seçilen, finale kalan ve sonunda ödülü kazanan pek çok eser, ödüllerin açıklanmasından hemen sonra Türkçede yayınlanıyor. Hatta ödüllerin açıklanmasıyla yayıncıların radarına giren pek çok kitap, halihazırda Türkçede çoktan bir yayınevi tarafından çeviri hakları alınmış, hatta yayınlanmış oluyor.
Han Kang, Abdulrazak Gurnah, Annie Ernaux Türkiye’deki okurların ödüllerden çok önce tanıştığı yazarlara yalnızca birkaç örnek. Bu yönüyle Türkiye’deki yayıncılarının burnunun iyi koku aldığını, iyi edebiyat ajanlarıyla, Türkiye’den ve dünyadan profesyonel telif hakları ajanslarıyla, scout’larla çalışıldığını, uluslararası profesyonel telif fuarlarının yakından takip edildiğini söylemek yanlış olmaz.