Bolu Kartalkaya’da, alınmayan önlem ve denetim ihmalleri yüzünden 21 Ocak’ta çıkan, aralarında çocukların da olduğu 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangınının üzerinden tam bir ay geçti. Etkin ve sonuç alıcı bir soruşturma yürütülüp yürütülmediğine dair şüpheler var. Bir daha benzer bir felaketin yaşanmaması için önlemlerin alınmaya başladığına dair kuvvetli bir emare de bulunmuyor.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya felaketin hemen arkasından olay yerine yaptığı ziyarette, incelemenin 10 gün içinde biteceğini, felakete ilişkin bütün soruların yanıtlanacağını duyurmuştu.
Rapor hazırlansa da, kamuoyu önünde duyurulmadı, bir basın toplantısında sorulara yanıt verilmedi. Çıkarılan derslerden ve bundan sonra alınacak önlemlerden söz edilmedi.
Yerlikaya, yangına ilişkin bütün sorulara yanıt vereceğini iddia ettiği ama “neden denetlenmedi” gibi temel sorulara yanıt verip vermediği netlik kazanmayan raporun 10 gün içinde hazırlandığını 4 Şubat’ta X hesabından duyurmakla yetindi:
"Müfettişlerimiz, Bolu Belediyesi ile ilgili raporunu 28 Ocak 2025 tarihinde (7. gün), İl Özel İdaresi ile ilgili raporunu ise 31 Ocak 2025 tarihinde (10. gün) tamamladı ve Bolu Valiliğine teslim etti. Bolu Valiliğimiz de müfettiş raporlarını Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.”
Müfettiş raporunda, 2011 yılından beri otelin 5 kez denetlendiği ama bu denetlemelerin gıda güvenliği, hijyen, havalandırma gibi alanlarda olduğu anlatıldı.
Rapora göre, denetimi yapan personeller çevre sağlık teknisyeni ve gıda mühendisiydi ve dolayısıyla kendi alanları ile sınırlı kaldılar. Yine rapora göre, İl Özel İdaresi yangın güvenliği konusunda denetleme yapmadığı gibi bu denetlemeyi yapabilecek kurumlarla yazışmadı, otel yetkililerindem de yangın güvenliği önlemlerinin güncelliğini koruyup korumadığının anlaşılabilmesi için yeni bir belge istemedi.
Soruşturma süreci: 22 tutuklama
Yangının ardından Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada, otel sahibi Halit Ergül, genel müdür Emir Aras, otel müdürü Zeki Yılmaz, Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun gibi isimlerin de aralarında bulunduğu bazı isimler tutuklanmıştı.
Son olarak İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli ve Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal hakkında 5 Şubat 2025’te tutuklama kararı verildi. Davaya ilişkin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un 12 Şubat’ta verdiği bilgiye göre tutuklu sayısı 22.
Konu kendi bakanlığıyla ilgili değilmiş gibi, ‘“Bu yangının çıkmasına neden olan kim varsa, sorumlu kimse, hangi makamda olursa olsun sonuna kadar araştırılması lazım” ifadesini kullanan Tunç, soruşturulanlar arasında ayrım yapılmadığını söyledi:
“Bu konuda en az 5 tane kanun, 10'dan fazla yönetmelik var. Yangın, binaların yangından korunmasına dair yönetmelikler, belediye kanunları, itfaiye yönetmelikleri, il özel idaresi kanunları, turizm teşvik kanunları... Tüm bunlar hepsi değerlendirilecek. Kanunlarımızda bizim bir eksiklik yok. O kanunları en detaylı bir şekilde inceleyip, olaya uygulayacak, o olaydaki sorumluları belirleyecek olan yargı makamı. “
Tunç’un açıklamaları bu kadar yasa, yönetmelik arasında, il sınırları dışında kalan yerlerde yangın güvenliği denetiminin nasıl yapılabileceğine ilişkin açıklık yok mu acaba, sorusunu da gündeme taşıdı.
TBMM Araştırma Komisyonu kuruldu
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), yangının tüm yönleriyle araştırılması için bir Meclis Araştırma Komisyonu kurdu. Komisyonun amacı, benzer felaketlerin önlenmesi için yasal düzenlemeleri ve denetim mekanizmalarını gözden geçirmek. Komisyon 22 kişiden oluşuyor.
18 Şubat’ta AKP Erzurum Milletvekili Selami Altınok’un başkanlığında ilk toplantısını gerçekleştiren komisyon kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ve akademisyenlerin dinlenmesi yönünde karar aldı.
‘Korsan’ rapor krizi
Yangın felaketi başından beri “sorumluluk” tartışmasıyla birlikte yürüyor. İktidar, topu itfaiyenin bağlı olduğu Bolu Belediyesi’ne atmaya çalışıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın denetleme sorumluluğu, İl Özel İdaresi’nin yetkisi de tartışma konuları arasında.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 24 Ocak’ta sosyal medya hesabından bilirkişi ön raporundan iki sayfa paylaştı. Onun paylaştığı bilirkişi raporu Turizm Bakanlığı, Bolu İl Özel İdaresi ve Bolu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nü yangının meydana gelmesinde sorumlu tutuyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ise, otele turizm işletme belgesini veren ve yangın güvenliği denetimlerini yürütmeyen sorumlu kuruluş olarak raporda yer aldı.
Özel, bilirkişi heyetine baskı yapıldığını, raporun teslim alınmadığını ve heyetin görevden el çektirilmek istendiğini öne sürdü. Ancak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bu iddiaları yalanladı ve söz konusu raporun ‘korsan’ olduğunu belirtti.
Tunç, raporun Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na resmî olarak sunulmadığını söyledi.
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yangının yaşandığı gün görevlendirilen yedi kişilik bilirkişi heyeti 13 sayfalık bir rapor hazırlamıştı.
Heyette elektrik mühendisi, inşaat mühendisi, makine mühendisi, iş sağlığı ve güvenliği uzmanı ile iki mimar yer alıyordu. Ancak bilirkişiler, raporu sunduktan kısa bir süre sonra sağlık, iş yoğunluğu ve ailevi sebepler gerekçe göstererek görevden azledilmeleri için başvuruda bulunmuştu.
Bu talepler, Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da kabul edildi.
Heyetin görevden çekilme talebinin, CHP lideri Özel’in iddialarından bir gün önce yapılmış olması tartışmaları alevlendirdi.
Çalışma Bakanlığına göre 15 ihmal var
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin Grand Kartal Otel’de yaptığı incelemeler sonucu da rapor hazırlandı.
Raporda mevzuata aykırı 15 eksiklik sıralandı.
Müfettişler, oteli 21 Ocak - 6 Şubat tarihleri arasında iş sağlığı ve güvenliği açısından inceledi. Bakanlığa bağlı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından 7 Şubat’ta tamamlanan rapora göre, otelde 72 çalışan bulunmasına rağmen iş güvenliği uzmanı ya da iş yeri hekimi bulunmadığı tespit edildi. Ayrıca kayıt dışı istihdam şüphesine de dikkat çekildi.
Raporda, otelde yangın halinde su püskürten sprinkler sistemi bulunmadığı ve yangın merdivenlerine ulaşımı sağlayan kaçış yolu kapılarının alevlere dayanıklı ve duman sızdırmaz olmadığı vurgulandı.
Bakanlık müfettişleri, otelin İşyeri Acil Durum Eylem Planı'nın tahliye yöntemleri ve tahliye planlarını içermediğini belirtti. Ayrıca, otelde yangın ve kurtarmayı içeren herhangi bir tatbikatın yapılmadığı da raporda yer aldı. Söndürme ve kurtarma ekibinde yer alan çalışanlara özel eğitim verilmediği, iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin sağlanmadığı tespit edildi.
Tespit edilen ihlallerin ardından Çalışma Bakanlığı, Grand Kartal Otel’e toplam 1 milyon 73 bin 105 TL’lik idari para cezası kesilmesini uygun buldu.
Ancak Bakanlığın kendisi de tartışmaların odağında. DEVA Partisi Sözcüsü ve Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, konuyu TBMM gündemine taşıyarak, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı suçludur” açıklamasında bulundu.
Aileler adalet peşinde
Yangında hayatını kaybedenlerin aileleri, sürecin şeffaf yürütülmediğini belirterek sosyal medyada #ihmaldeğilolasıkast etiketiyle adalet arayışlarını sürdürüyor.
21 Şubat’ta Twitter üzerinden düzenlenen kampanyada aileler, yangınla ilgili daha fazla soruşturma açılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını talep ediyor.
Sorumlular cezalandırılacak mı?
Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını, Türkiye’de konaklama tesislerinde yangın güvenliği konusunun ne kadar ihmal edildiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ancak hâlâ yanıtlanması gereken çok sayıda soru var:
Yangın yönetmeliklerine aykırı şekilde faaliyet gösteren bir otel, yıllarca nasıl açık kalabildi?
Denetim eksikliklerinden sorumlu kamu kurumları adalet arayışına müdahil edilecek mi?
Gerçek suçlular yargı karşısında hesap verecek mi, yoksa dava süreci diğer felaketlerdeki gibi zamana mı yayılacak?
Bu soruların yanıtları, yalnızca Grand Kartal Otel faciasının değil, Türkiye’deki kamu güvenliği anlayışının geleceği için de emsal sayılacak.