Bu yazı yazılırken Kerem Aktürkoğlu, Galatasaray’daki çalkantılı günlerinden sonra Lizbon’da altın günlerini yaşıyor. Portekiz Ligi’nde çıktığı 7 maçta 5 gol 3 asistlik katkısıyla yıldızlaşmış, Şampiyonlar Ligi’nde 4 maçta attığı 3 golle de Benficalı taraftarların yeni sevgilisi olmuş biri o. Benfica altyapısındaki genç futbolcu adayları bile gol sevinçlerini Kerem’in asa hareketleriyle kutluyor.
Benfica’ya transferinden sadece birkaç gün sonra İzmir’de İzlanda ile oynanan milli maçta 3 gol birden attı. Kafası rahatlamış genç yıldız manşetlerdeydi. Ekim ayında İzlanda deplasmanında yine çok başarılı bir performans ortaya koydu. Takımın son golünü atarken Arda Güler’in golünde de rakip kaleciye yaptığı presle asisti yapan ve alkışları toplayan yine Kerem'di.
Gerçekten de Anka Kuşu tüyünden müteşekkil asasıyla büyü yapan Harry Potter gibiydi.
Bu yazı tamamlanacakken Uluslar Ligi'nde bir üst klasmana çıkmamızı garantileyebilecek Galler maçında, çok da iyi oynamadığı bir 90 dakikanın sonunda, kazanılan penaltı vuruşunda sorumluluğu yine o aldı. Direğe vurdu topu. Kaçırdı. Kariyerinde daha önce defalarca kez olduğu gibi yine hedef tahtasına kondu. Maç sonu röportaja geldiğinde uzun süre sonra yine onu yıkılmış halde gördük. Kendisiyle söyleşiyi yapan Murat Kosova'nın ‘Belki de Voldemort araya girdi’ sözlerine karşılık boğazı düğümlenmiş gibiydi ve "Kaçırdığım penaltıdan dolayı maalesef olmadı. Özür dilerim..." diyebildi.
Ay-Yıldızlılar son maçta sürpriz şekilde Karadağ’a 3-1 kaybedip üst klasmana direkt yükselme hakkını kaybettiği sırada Kerem yine kötü bir maç çıkardı. Tıpkı Harry'nin de başına geldiği gibi, asası zedelenmişti. Ve yine bir medcezir yaşıyordu.
Enkaz altından kurtulan bebek
Muhammed Kerem Aktürkoğlu, 21 Ekim 1998 günü Gölcük’te dünyaya geldi. Türkiye, 17 Ağustos 1999 günü Gölcük merkezli 7,6 şiddetindeki depremle sarsılırken onun hayatla mücadelesi de henüz 10 aylıkken başlamıştı. Bebek Kerem, enkaz altından kurtarıldı.
13 yaşına geldiğinde Gölcükspor altyapısında futbola başladı. 2015’te büyük umutlarla, o zamanki adıyla İstanbul Başakşehir'in altyapısına transfer oldu. Hayal ettiği gibi gitmedi işler. 2022 yılında verdiği bir röportajda Başakşehir’de geçirdiği günlerde mobbinge maruz kaldığını söyledi. 3. Lig ekibi Bodrumspor’a kiralanmış ve şampiyonluk yaşamıştı ancak geri döndüğünde Başakşehir’de forma şansı bulamadı. İstediği takıma transfer olmasına da izin verilmeyince bir seneyi hiçbir maça çıkamayarak geçirdi. Futbolu bırakmaya karar vermişti ki babası onu devam etmeye ikna etti. Kariyerinde defalarca kez göreceğimiz kırılma anlarından ilkiydi.
2018-2019 sezonunda Karacabey Belediyespor'la geçen bir yılın ardından, Türkiye’nin onu ilk kez tanıyacağı, yine bir 3. Lig takımı olan 24 Erzincanspor’a transfer oldu. 34 maçta 20 gol atarken, Beşiktaş’la Türkiye Kupası’nda oynadıkları mücadelede gösterdiği performansla dikkatleri üzerine çekti.
Galatasaray günleri: Kerem Potter doğuyor
3. Lig’den bir futbolcunun Galatasaray’a transfer olması çok rastladığımız bir durum değil. Fakat tam da Kerem Aktürkoğlu’nu tarif eden bir kariyer adımı: Dipten zirveye çok hızlı bir tırmanış.
Fatih Terim'in isteğiyle transfer edildiği Galatasaray’daki ilk senesinde 27 maçta 6 gol, 3 asistlik katkı sağladı. 27 Mayıs 2021’de ilk milli maçına çıktı. O yaz düzenlenen Avrupa Şampiyonası'ndaki milli kadroda yer buldu fakat süre alamadı.
Sonraki sezon ligin henüz ilk maçında Giresunspor deplasmanında sahalarda nadir görülen bir olay yaşandı. Maçın 62. dakikasında Galatasaray 2-0 öndeyken Brezilyalı takım arkadaşı Marcao, Kerem’in üzerine yürüdü. Milli futbolcu, tüm ülkenin gözü önünde takım arkadaşı tarafından yumruklandı. Kırmızı kartla oyun dışında kalan Marcao 8 maç ceza aldı. Sonrasında sosyal medyada genç oyuncu ve ailesinden özür diledi.
Fatih Terim olaydan yaklaşık 20 gün sonra ikiliyi bir araya getirdi ve barıştırdı. Yaşanan bu hadise Kerem’de nasıl izler bıraktı? Bunu anlayabilmek için yaşadıklarını göz ardı etmemek şart. Mağduriyeti belki de bir mağruriyet yarattı. Onu daha da hırslandırdı. Ligde havlu atan, Türkiye Kupası’ndan elenen ve Terim ile yollarını ayıran Galatasaray adına berbat geçen sezonun tek mutluluk kaynağı, gözbebekleri genç yıldızın üstün performansıydı.
Taktığı kemik gözlükle sosyal medya kullanıcıları tarafından Harry Potter’a benzetilen ve imkânsız görünen gollerinden sonra ‘sihirbaz’ lakabı takılan Kerem, 25 Aralık’ta Antalyaspor’a attığı golden sonra ilk defa "Expelliarmus" (Harry Potter'ın en çok kullandığı büyü) sevincini yaptı. Sihir başlamıştı.
Asasını kaybeden şampiyon
2021/22’deki 13. sırada tamamlanan sezonun ardından Galatasaray’da başkan, teknik direktör ve birçok futbolcu yerini kaybediyordu. Değişmeyen nadir şeylerden biri Kerem Aktürkoğlu’ydu. Taraftarların sevgilisi olmuş, sevgiyle doğru orantılı olarak beklentiler de artmıştı.
Ama ligin ilk beş haftasında skor katkısı sağlayamadı. 6. haftadaki Kasımpaşa maçıyla hayata döndü. Aralık ayında Fernando Muslera ve Bafetimbi Gomis’le birlikte takım kaptanı olduğu açıklandı. Aslında bambaşka dünyaların insanı olan takımın yıldızı Mauro Icardi ile olan dostlukları ve saha içindeki uyumları sayesinde Süper Lig'e damga vurdular. Kerem 38 maçta 10 gol, 12 asist kaydederken, ligin de asist kralı oldu. Galatasaray ve Kerem şampiyondu. Dalgalanan performansına rağmen dört yıl sonra gelen şampiyonlukta en çok pay sahibi olan isimlerdendi. Şampiyonluk kutlamalarına sanki gelecek sezonu selamlarcasına Şampiyonlar Ligi müziğiyle çıktı.
Şampiyonlar Ligi'nde başarı isteyen takıma birçok yeni transfer yapıldı. Kerem’in oynadığı sol kanada Wilfried Zaha ve Tete gibi yıldız takviyeler yapılınca mevkisi değişti. Melez Prens gibi yeni büyüler üretmesi beklenen '10 numara' rolündeydi artık. Ancak golleri kaçırdıkça tepkiler artıyordu. Gerçi ne kadar gol atsa, asist yapsa da ona gösterilen sabır diğer herkese nispetle daha az gibiydi. Zira takımın yıldızı Icardi, yeri geldi ona gösterilen tepkilere bir tepki olarak klasikleşen gol sevincini dahi yapmadı. Yine de Kerem en ufak hatasında ıslıklandı. Takımda işler kötü gittiği an protesto edilen ilk isim oldu. Ligin son döneminde yedek kalsa da sonradan oyuna girerek takıma katkı sağlamanın formüllerini buldu. Okan Buruk yönetimindeki Galatasaray ikinci kez üst üste şampiyon olurken Kerem kırgındı. Bu kez şampiyonluk kutlamalarında sahneye çıktığında çalan şarkı ‘Dönence’ydi. Bileğinde Filistin kefiyesi sarılıydı.
Gün çoktan dönmüştü buralarda. Ancak beklenen ayrılık sezon başında gerçekleşmedi. Beşiktaş'a kaybedilen Süper Kupa maçında oyundan alındı. Sorun çıkardığı haberleri paylaşıldı önce. Sonra sessiz sedasız kaptanlığı alındı. Süper Lig'e çok formda ve yüksek skor katkısı ile başlamıştı. 3 maçta 2 gol 2 asisti vardı. Artık Galatasaray’da devam edeceği düşünülüyordu, ta ki transferin son gününde 12 milyon euro transfer bedeliyle Benfica’ya transfer olana kadar.
Evlatlarını yiyen toplum
Kerem Aktürkoğlu, mütedeyyin bir ailede yetişen, dindar bir genç. Zaman zaman maçlarda dua etmesi bile ülke gündemine oturdu. Filistin konusundaki politik duruşunu hiçbir zaman saklamadı ve görüşlerini sosyal medya kanallarından paylaşmaktan çekinmedi. Benfica’dan takım arkadaşı milli futbolcu Orkun Kökçü ile takımın sosyal medya hesabında paylaşılan sohbetlerindeki “Helal et” sohbeti de gündeme oturdu.
Kerem, birçok Türk sporcunun aksine görüşlerini doğrudan dile getirmekten hiçbir zaman çekinmiyor. Hatta sadece demeçleriyle değil bazen aksiyonlarıyla da gündeme geliyor. Galatasaray’ın Young Boys ile İsviçre'de oynadığı Şampiyonlar Ligi ön eleme maçında attıkları golden sonra LGBT bayraklı korner direğine tekme atması da onun çok konuşulan ve tepki gören hareketlerinden biriydi.
Sosyal medya platformu Kick üzerinden yaptığı canlı yayınlarda vermek istediği mesajları lafı dolandırmadan veriyor. Özgüveni yüksek ve saha dışında da sürekli kendisini geliştirmeye çalıştığı çok açık.
Herkesten daha az teveccüh görmesinde tüm bunlar etken olabilir. Şöyle bir toplumsal/sosyolojik gerçek de var. Ülkemizde Türk futbolculara tepki vermeye daha meyilli olan taraftarlar da Kerem’e gösterdikleri sevgide biraz cimri davranmış olabilir. Neticede bir şekilde herkesten daha az tahammül görüyor ve çok çabuk eleştiri yağmuruna tutuluyor.
Trabzonspor’un unutulmaz başkanı ve teknik direktörü Özkan Sümer, "Türk toplumu sportif açlığını kendi çocuklarını yiyerek gidermeye çalışıyor." demişti bir keresinde.
Bir gün gelir, futbolcu fabrikası olan Benfica’dan dünyanın elit kulüplerine rekor bonservis bedeliyle transfer olabilir belki. Ya da parlak başladığı Benfica kariyerinde iniş çıkışlar yaşayabilir. Çok sevdiği ama sevdiği kadar sevilmediği Galatasaray’a geri dönebilir. Boş kaleye topu yuvarlayamayabilir, en basit top kontrollerinde hata yapabilir. Konu Kerem olduğunda neler olacağını tahmin etmek çok güç. Çünkü yeteneği ve insaniyeti aynı zamanda en büyük laneti.
Yine de dahi büyücü Dumbledore’un Harry Potter’a söylediği gibi: "Aslında kim olduğumuzu gösteren şey, yeteneklerimizden ziyade seçimlerimiz." Kerem Aktürkoğlu’nun da emin olduğumuz tek seçimi, ne sahada ne de saha dışında hiçbir zaman Voldemort’un karanlık ruhlarıyla sonuna kadar mücadele etmekten çekinmeyeceği. Daha çok yazı yazdıracak, daha çok yazıyı karıştıracak ve hakkında yazılan daha çok olumsuz yorumu sildirecek o.