“Yalnızca halkın size verdiği görevle yetinirseniz, halka hesap verirseniz, az laf çok iş yaparak çalışırsanız işte böyle rekor oyla seçiliyorsunuz. Rekor oyla…"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde yüzde 60,4 oyla yeniden seçildi.
En yakın rakibi, AK Parti adayı Turgut Altınok’a 30 puanla rekor fark attı. Yazıyla, otuz.
“Az laf çok iş” Yavaş’ın kampanya sloganıydı.
Yavaş bu sloganla, hem belediyeciliğe yaklaşımını yansıttı hem de kendisine yöneltilen “konuşmuyor” eleştirilerini pozitif bir kampanya malzemesine dönüştürdü.
Eleştirilerin altında “konuşursa tercih edilmez” göndermesi yatıyordu. Tek kasıt iyi bir hatip olmaması değil. Konuştuğunda pot kıracağı, farklı kesimlere, mesela Kürtlere seslenme kapasitesine sahip olmadığı iması da var.
Karizmatik bir figür olmamasına, iddialı projelerle dikkat çekmemesine, mükemmel bir belediyecilik performansı sergilememesine rağmen, 2019’da başlayan ilk döneminde beğeni anketlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve partilisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu ile birlikte adı hep ilk üçte yer aldı.
Muarızlarının ya da diğer adaylarla kıyaslayanların “konuşsa tercih edilmeyeceği” ya da “konuşursa kendinden uzaklaştıracağı” saptamaları bundan sonra belirginleşti.
Onu zaman zaman “kasaba siyasetçisi”, “kasaba avukatı” diye hakir görenler de, benzer bir yerden karşıtları idi.
Kasabanın çehresini değiştiren başkan
Mansur Yavaş, Ankara’nın 100 kilometre batısındaki Beypazarı’nda beş çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak doğdu.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra ilçeye döndü. 13 yıl serbest avukatlık yaptı.
Ülkücüydü. İlk kez 1994’te MHP'nin Beypazarı Belediye Başkan adayı oldu. Seçilemedi.
1999’da yine MHP'den adaylığını koyduğunda yüzde 51 ile kazandı.
İki dönem üst üste Beypazarı belediye başkanlığı yaptı. İlçenin Türkiye çapında tanınırlığı onun döneminde arttı. Tarım ve hayvancılıkla öne çıkan ilçenin tarihi dokusunun korunmasını yöresel ürünlerin pazarlanmasıyla birleştirdi. Turizmi ilçe için düzenli bir gelir kaynağı haline getirdi.
2009’da partisi MHP’den Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı oldu. Rakipleri AK Partili Melih Gökçek ve CHP’li Murat Karayalçın’dı.
Yavaş, yüzde 27 oy ile yarışı üçüncü sırada tamamlasa da aldığı oy oranı milliyetçi – muhafazakar hassasiyeti yüksek Ankara seçmeni nezdinde karşılığı olduğunu kanıtlıyordu.
Asıl potansiyeli, muhalefet ittifakının adayı olarak girdiği 2019 ve ittifak adayı olmaksızın, bir ittifak adayına karşı yarıştığı 2024 seçimlerinde açığa çıktı.
MHP’den kopuş
12 Haziran 2011 genel seçimleri yaklaşırken, siyasi partilerin milletvekili adaylarının ortaya çıkmaya başladığı sıralarda, MHP MYK üyesi Yavaş’ın Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yazdığı bir mektup gündem oldu.
Yavaş’ın “ülkücü sorumlulukla” kaleme aldığını söylediği ve partisinden aday olacağı iddia edilen Engin Alan gibi isimlere karşı olduğu izlenimi veren mektubunda, bir saptama daha vardı. Bu saptama daha sonra siyaset yapacağı parti ile ilişkisinde hep önüne kondu:
“Ülkemizde milliyetçilikle muhafazakarlığın iç içe olduğunu bilmeyen, bunların etle tırnak gibi olduğunu algılayamayan, içinde maneviyatı barındırmayan bir milliyetçiliğin halk tarafından CHP'yle aynı kategoride değerlendirildiğini fark edemeyen bir siyaset tarzıyla, bu hareketi iktidara taşıyamayız. Millet iradesinin önemli bir bölümüne elitist bir yaklaşımla adeta tepeden bakan, referandumda evet oyu kullanmış yüzde 58'lik bir kitleyi neredeyse yok sayan, bütün programını hayır oyu kullananlar üzerine yapan ve bunu açıkça ilan eden bir anlayışla sonuç almamız mümkün gözükmemektedir.”
Yavaş bu mektup nedeniyle daha sonra Fethullahçılara yakın olmak suçlamasına da maruz kaldı.
Çünkü MHP mektupta söz edilen referandumda CHP ile birlikte “hayır” cephesinin savunucusuyken o sıralarda henüz “cemaat” olarak kabul edilen Fethullah Gülen ve destekçileri AK Parti ile birlikte “evet” tarafındaydı.
Yavaş, kişisel internet sitesinde, mektup konusunda Bahçeli ile arasında geçen telefon konuşmasındaki diyaloğu da yayınladı.
Bahçeli’nin sözlerinden Yavaş’a kapıyı gösterdiği anlaşılıyordu:
“Devlet Bahçeli: Mansur Bey, bana bir mektup yazmışsınız.
Mansur Yavaş: Yazdım efendim.
Devlet Bahçeli: Çok güzel yazmışsınız.
Mansur Yavaş: Teşekkür ederim efendim, sağ olun.
Genel Başkan: Çok da güzel konulara değinmişsiniz.
Mansur Yavaş: Sağ olun Genel Başkanım, tekrar teşekkür ederim.
Devlet Bahçeli: Bu mektubu bir de basınla paylaşmak lazım.
Mansur Yavaş: Sayın Genel Başkanım buna ihtiyaç var mı?
Devlet Bahçeli: Bu mektubu Zaman ve Yeni Şafak gazeteleri havada kapacaklardır.
Mansur Yavaş: Sayın Genel Başkanım benim böyle bir amacım asla olmamıştır, olamaz!
Devlet Bahçeli: Hayır, hayır Yeni Şafak ve Zaman Gazeteleri bunu çok iyi değerlendireceklerdir.
Mansur Yavaş: Sayın Genel Başkanım, ben bu mektubu size yazdım. Tekrar söylüyorum, benim amacım basınla paylaşılması değildir.
Devlet Bahçeli: Allah yolunuzu açık etsin.
Mansur Yavaş: Allah cümlemizin yolunu açık etsin.”
Yavaş, bundan sonra MHP’nin kapısından çıktı. Bir süre hiçbir siyasi partiyle hareket etmedi.
2014 yerel seçimleri yaklaşırken MHP’ye adaylığa hazır olduğunu hissettirdi. Ancak MHP kapı açmadı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise bunu fırsat olarak gördü. Yavaş’ın adı CHP ile anılmaya başladığında üç yıl önceki mektubundaki “MHP’nin CHP’lileştiği” görüşü gündeme geldi.