Geçtiğimiz günlerde AKP milletvekili Şebnem Bursalı’nın Monaco Yat Kulübü’nden paylaştığı ıstakoz görseli CHP milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın sosyal medyaya yazdığı “Gençler Eminönü’nde balık-ekmek yiyemezken, AKP Milletvekili Şebnem Bursalı'nın Monaco Yat Kulübü’ndeki ıstakoz ziyafeti sınıfsaldır, story atması görgüsüzlüktür, AKP kibrinin özetidir. Afiyet olsun Şebnem Hanım. Hesap ne geldi? Enflasyon malum. Türkiye’den ucuz muydu bari?" sözleriyle başlayan bir dizi eleştiriye maruz kalmış, uzun süre akıllarda kalacağa benzeyen bu diyalog kısa bir süreliğine de olsa gündemimizi meşgul etmişti.

Yemeğin beslenmenin temel öğesi olmasının ötesine giden özellikleri artık sadece akademik dünyada değil, son zamanlarda sık sık düzenlenmeye başlayan yemek kültürü etkinliklerinde de zikrediliyor.

Toplumsal sınıftan milliyete, toplumsal cinsiyetten siyasete, ekonomiye, tarıma hayatımızdaki birçok sosyo-kültürel ve politik dinamiği anlamlandırmada yiyecek ve gıdaya dair her şey önemli bir araç olarak ortaya çıkıyor.

Bu özellikleri bugün daha fazla fark etmemiz sosyal medyanın sayesinde tabii…

Oysa, yemeğin siyaseti etkileyen, yer yer ona yön veren özellikleri hiç de yeni değil.

Geçmişten bugüne toplumlar yönetimlerden ya da yönetenlerin bazı politikalarından duydukları rahatsızlıkları çoğunlukla sokakta farklı şekillerde protestolar yoluyla dile getirmiş. Bu gösterilerde yemek yer yer yöneltilen eleştirilerin ana sebebi, yer yer de başka konularda duyulan rahatsızlıkları ifade etmenin bir aracı olmuş.

Geçtiğimiz hafta CHP milletvekili Salıcı’nın, AKP milletvekilinin sosyal medyaya koyduğu fotoğrafın “sınıfsallığının” altını çizmişken, biz de bu sınıfsallığa tepkinin çok da yeni olmadığını yemeğin siyasete yön verdiği tarihten birkaç örnekle hatırlayalım isterseniz.

Marie Antoinette ve brioche

Fransız Devrimi ve “Ekmek yiyemiyorlarsa pasta yesinler”

Yemek ve sınıf eleştirisinin herhalde tarihte en çok alıntılanan olayı Fransız Devrimi öncesinde Marie Antoinette’le özdeşleştirilen “Ekmek yiyemiyorlarsa pasta yesinler” ifadesidir. Ülkemizde bu söz “Ekmek yiyemiyorlarsa makarna yesinler” olarak da anılır ancak bu ifade orjinalinden oldukça sapmış çünkü ifade aslında “Ekmek yiyemiyorlarsa brioche yesinler”dir.