Meme kanserinde erken tanı şansını baltalayan yaygın pek çok önyargı mevcut… 

Kız Kulesi’nden köprülere her yer pembeye bürünmüşken Fayn’ın pembe sayfaları olmasa mıydı? Üstelik bu pembe, gerçekten hayat kurtarıyor! 

Bugün bilim insanları kabul ediyor ki Estée Lauder tıp dünyasının başına çorap olmasa da pembe kurdele ördü. O kurdele ile yayılan farkındalık hareketi sayesinde yeni meme kanseri tanı ve tedavileriyle ilgili araştırmalar fazlalaştı, bu alandaki yatırımlar katlandı.

Bugün erken tanı alan meme kanseri hastalarının yüzde 90’ı sağlıkla yaşamına devam edebiliyorsa bu pembe kurdelenin katkısı büyük.

E peki erken tanının hayat kurtardığını, kanserin erken tarama yaptırılarak tespit edileceğini biliyoruz da neden yapmıyoruz?

Uzmanların belirttiği üzere kanser eğitim ve tarama merkezlerindeki randevular çoğunlukla boş geçiyor. Türkiye'de tarama programına dahil olması gereken kadınların çoğunluğu, bu hizmet ülkemizde ücretsiz olarak verilmesine rağmen yıllık kontrollerini yaptırmıyor. 

Türkiye’de her bölgeden 33 merkezin dahil olduğu, meme kanseri tanı ve tedavisindeki gecikmelerin nedenlerini araştıran ve yaklaşık 1300 meme kanseri tanısı almış kadını kapsayan çalışmanın ilk sonuçlarını Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden genel cerrahi uzmanı Prof. Dr. Güldeniz Karadeniz Çakmak’ a sorduk. Çakmak, gecikmede en önemli nedenin bilgi eksikliği olduğu, bunu meme kanserinden ölme korkusu, memeyi kaybetme korkusu ve ekonomik nedenlerin izlediğini tespit ettiklerini belirtti ve ekledi: 

“Meme kanserinden değil, geç kalmaktan korkmanın kurtarıcı olduğunu anlatmalı ve benimsetmeliyiz. Bahanelerin kurtarıcı değil, maalesef yıkıcı sonuçları oluyor.”

Gerçekten de hemen her kadın meme kanserinde erken tanının ve tarama yaptırmanın önemini bilse de kaçmak için hep bir sebebi, bir bahanesi oluyor.

İşte o arkasına sığındığımız bahaneler ve görmemiz gereken asıl gerçekler…

Bahane: 

“Ne yakın ne uzak ailemde kanser var, meme kanseri bana uğramaz.”

Gerçek:

Meme kanserlerinin sadece yüzde 8-10’u genetik tabanlıdır. Bilinenin aksine çoğu vakanın ailesinde meme kanseri hikayesi yoktur.

Bahane:

“Meme kanseri olmak için daha çok gencim.”