CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 22 Mart’ta Saraçhane’de düzenlediği basın toplantısında eleştirel gazetecilik çizgisi dışında yayın yapan kanalların Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasından sonra düzenlenen kitlesel eylemleri canlı yayında vermemesini eleştirdi.
Özel, "Bana diyor, çok telefon geliyormuş yukarıdan. Aşağıdan telefon getireceğim size, aşağıdan, milyonlardan, 10 milyonlardan" dedi ve ekledi "sizi izleyenlerin yüzde 70'i bize oy veriyor."
Özel isim vermese de “merkez medya” olarak aralarında NTV ve Habertürk gibi 24 saat haber yayıncılığı yapan kanalları kast ettiği yorumları yapıldı. Gerçi Türkiye’de medya üzerine çalışma yapanlar artık bir merkez ya da ana akımın kalmadığı, kutuplaşmış medya düzeninde iktidar ya da muhalefete yakın medya kuruluşları olduğu konusunda hemfikir.
Bir de tirajı ya da reytingi düşük olsa da bu ortamda habercilik yapmaya çalışan bağımsızlar var. Bu yüzden iktidara doğrudan bağlı kanallar dışında, onun yörüngesinde olanlar ya da ihaleler, borç ertelemeleri gibi çıkar ilişkileri nedeniyle ona bağımlı kanallardan bahsetmek daha açıklayıcı. Yine de kavram kargaşasının önüne geçmek için bu yazıda Özel’in “merkez medya” tanımını kullanalım.
Diyelim ki bir ülkede iktidarınızı mutlak hale getirdiniz ancak kurdurduğunuz gazete ve kanallar kimse tarafından izlenmiyor ve okunmuyor. Bu yüzden “mış” gibi yapan medya organlarına ihtiyacınız var: Hem ekranı 24 saat doldurmaları hem eleştirel haber yapmadan habercilik yapıyormuş gibi göz boyamaları lâzım.
Peki bunu nasıl sağlarsınız? İşte on maddelik bir kullanım kılavuzu.
İktidar için:
- Korkutma sindirme: Diyelim ki yolun başındasınız ve bürokrasinizle yargınız harıl harıl çalışıyor. Eski düzenin muktedirleri birer birer tasfiye ediliyor. Ancak hâlâ elinde tuttuğu güçlü medya kuruluşlarını iktidarınızla pazarlık aracı sanan patronlar var. Onların belini eşine az rastlanır vergi cezalarıyla bükmeye, diğer alanlardaki faaliyetlerini tehdit etmeye ne dersiniz? Böylece hem ellerindeki medya kuruluşlarını sizin adres göstereceğiniz yeni bir patrona satmaya rıza gösterirler hem de siz eski günlerin devam ettiğini sanan medya patronlarına esaslı bir mesaj vermiş olursunuz.
- Ödüllendirme: Medya patronluğuna soyunanlar zaten genellikle TV ve gazetelerden kâr etmiyor, bunları holdinglerinin diğer alanlardaki şirketlerinin çıkarını koruyabilmek için kimi zaman tercihen ama çokça da mecburiyetten elinde tutuyor. Onların bu cefakâr tutumuna karşı, siz de gerektiğinde ihalelerde önlerini açabilir, borçlarını yapılandırabilir ya da erteleyebilirsiniz. “Rıza üretimi” maliyetli bir iş sonuçta, taş mı yesinler?